Köşe yazılarımızı takip eden arkadaşlarımız daha önce yaptığım adil düzen tarifini bildiklerinden yeniden tarif etme gereği duymuyorum. Adil Düzen konusunu neden gündeme getirdin derseniz yazacağım yazının daha önceleri benzer versiyonunun mevcut İl Başkanı için yazmıştım, şimdi sıra başkalarına geldiğinden adil düzen uygulamasını hatırlatma gereği duydum. Biz yaptığımız işi hakkaniyet ölçülerine dayanarak yaptığımızdan bizim için muhatabın şu veya bu olması önemli değil, önemli olan yapılan hareketin doğruluğu veya yanlışlığıdır.
Malumunuz iki ay önce yaşanan Ak Parti İl Başkanlığı seçiminden önce hararetli bir biçimde Osman Çetinkaya'yı destekliyordum ancak son bir haftalık süreçte tarafsız kalmayı tercih ettim. Bunun nedenini daha sonraki yazılarımla siz değerli okurlarımla paylaşmıştım ancak bir nebze olsun hatırlatmakta yarar görüyorum. Osman Çetinkaya'ya destek olma nedenim uzlaştığımız vekilin veya Vekillerin tutumu olduğunu yazmıştım. Ancak bazı Vekillerimizle yaptığımız uzlaşıyı ben yanlış anlamışım ben siyasette uzlaştık diye biliyordum. Hatta bu konuda kendileri ile iki kez oturup saatlerce konuşmamıza rağmen seçimden sonra bana bir tanesi ne dese iyi biz seninle siyaset yapmak üzere uzlaşmadık ki demez mi. Kendisine dedim ki o zaman biz seninle bir tarikat kurduk sen tarikatın şeyhi ben de şeyh naibi, birlikte mürit toplayıp, Hasan Sabbah gibi millete Alamut kalesinden Cennet vaat edeceğiz öyle mi? Daha önce söyleseydin de bileydik ona göre mürit toplardık!... dedim.
Bu adamlar alışmışlar kendilerine itiraz etmeyecek, ne derlerse yapacak, her yanlışlarına eyvallah edecek, sadece eyvallah etmekle kalmayıp ağamsın paşamsın sen olmasan ne Din kalır, ne Diyanet kalır, ne de bu ülke yönetilebilir diyecek. Yağdanlıkçılara alıştıklarından bizim gibi sorgulayan, düşünene, aklı ve mantığı ile hareket edip aklını kiraya vermeyenlere asla tahammülleri yok. Bu tür adamlar konuşurken mangalda kül bırakmazlar, doğrucu Davutturlar, asla yanlış yapmazlar, yanlışın yanında olmazlar, yanlış adamları sevmezler, onlar bu şehrin en düzgün adamlarıdır. Ancak icraata geldiğinde durum çok farklı adamların yaptıkları her şey faul, konuştukları ile yaptıkları yüzde yüz ters. Şehirde ne kadar arsız, hırsız, çete bozuntuları varsa ya yanlarında veya yanlarında gözükmeden himayelerine almış durumdadırlar. Bu adamlar sizinle konuşurken asla müdahil olmayacağız dedikleri konularla ilgili perde arkasında bire bir müdahil olduklarını şahitleri ile görebiliyorsunuz.
Bu kadar tezgahı, bu kadar orta oyununu ancak tiyatro sanatçıları yapar ancak bu adamların hayatlarında gerçeklerden çok yalanlar olduğundan rol yapmada tiyatro sanatçılarını çoktan sollamışlar. Adamlar herkesi kafalarına göre kullanıp sokağa koymayı sanat haline getirdiklerinden bize de aynı muameleyi yapabileceklerini zannettiler ama biz o numaraları çok gördüğümüzden artık o tür numaralar bize çok basit geliyor. Arkadaşlara tavsiyem artık yeni ve daha cazip numaralarla insanların karşısına çıksınlar, çünkü toplum artık uyandı bu tür numaralara herkesin karnı tok.
Bu kadar detaydan sonra gelelim asıl konumuza önceki gün bir ilçede bir okulun temel atma töreni vardı, törene Milli Eğitim Bakan yardımcısı geldi. Programın olacağı günden bir gün önce Osman Çatinkaya bir ilçede sabah kahvaltısı programı yapmak üzere organizasyon yapmış. İşin enteresan tarafı Osman Çetinkaya'ya bu arkadaşı da listene mutlaka al deyip, aldıramadığım arkadaşa telefon açıp, kahvaltıyı onun vermesini istiyor. Arkadaş ona demiş ki yahu arkadaş sen beni yanlışlıkla aramış olmayasın sen Hamamcı varken beni aramazdın neden beni arıyorsun anlamış değilim demiş. Ancak Osman Çetinkaya alttan alıp, hiçbir şey yokmuş gibi davranıp, ayıbımızı yüzümüze vurma deyince arkadaş konuşmayı kesmiş.
Yapılan organizasyon üç ilçeyi kapsamış, organizasyonda eski il yönetiminin tamamına yakını İlkadım ilçesinden 5,6 kişi katılmış ama mevcut il Başkanlığının bu konudan hiç haberi yok. İstersiniz, istemezsiniz, seversiniz veya sevmezsiniz, mevcut il yönetimi görevden alınır veya alınmaz orası da beni ilgilendirmez ancak bu yönetim burada olduğu sürece ona tabi olmak zorundasınız. İster Milletvekili olun, İster Bakan olun, İsterseniz başka bir şey olun, burada bir teşkilat var ve siz ona uymak zorundasınız. Daha önce başkaları için yazdıklarım şimdi bu arkadaşlar için de geçerli, herkes haddini bilmeli, aksi halde bu işler çığırından çıkar. Dün başkaları yaparken kızanlar şimdi aynı şeyleri yapmaya kalkıyor ise burada bir sorun var demektir. Ak Partide alternatif teşkilatlara kimse pirim vermez haberiniz ola. Kalın sağlıcakla.