Altın Nesil

Bayram Ocak

Millet olarak en büyük özelliğimiz, vatanımıza ,milletimize, geleneklerimize , örf ve adetlerimize bağlılığımız idi. 

Bize ne olduysa aslımızı kaybetmeye başladıktan sonra oldu. Aslımızı da sokaklarda Türkçeden daha çok başka dilde adlandırılan iş yerlerini görmeye başladıktan sonra kaybettik, aslımızı televizyonların eve girmesiyle kaybetmeye başladık, aslımızı geçmişimizi unutarak kaybetmeye başladık. Kısacası aslımızı kaybetmeye istekliydik ve kaybettik. Bir veya iki nesil kaldı eskinin izlerinin silinmesi için.

Teknoloji dedik, modernleşme dedik sığınacak mazeretleri bir liman olarak gördük. Hemen onun ardına sığındık. Biz bir şeylerin ardına saklandıkça özelliklerimizi yitirdik.

Nesil vatanından,milletinden,kutsallarından kopuyor, gelenek ve görenekleri artık onun için geri kalmışlığın simgesi.

Ne güzel ata sözüydü ''Asıl Azmaz, Bal Kokmaz'' Aslımız da azdı, balımız da koktu.

Batılılaşma kelimesi ülkenin altına konmuş bir dinamit ti. Hızla batılılaşırken, batının ruhunu değil bize güzel gelen modasını alarak batılılaşıyorduk. Gün geçtikçe batağa sürükleniyorduk, batı yem atıyor, biz yeme uzandıkça özümüzden uzaklaşıyorduk.

Sonra birileri bu büyük kopuşun farkına vardı, buna dur demek için ayağa kalktı. Görüntüde ayağa, içerikte menfaate.

Yeni gençliğe birde ad verdiler ''Altın Nesil'' diye. Bozulmaya başlamış bir gençliğin içinden çıkan süslenmiş bir nesil, Altın Nesil.

Hizmete başladılar, onları programlayanlar için. 

Yıllar geçtikçe arttılar, diğer taraftan da geleneklerden,bağlarımızdan kopmak taydı gençlik .

Yıllar geçtikçe kök saldılar devletin her kademesine.

Altın Nesil hızla yükseliyordu.

Altın Nesil korunuyor, kollanıyor, her korunma ,kollanmaya karşı daha çok bağlılık gösteriyorlar.

Altın Nesil doğruluğun, düzenin, nizamın,intizamın nesli.

Altın Nesil yükselirken, korunurken hiç birini sorgulamıyor yaşadıklarının.

Girdiği sınavlarda kendine teslim edilen soruların kaynağını, haksız kazancın söylemlere uymadığını, basamakları hızla çıkarken hak edenlerin düşüşünü hiç sorgulamıyordu.

Devlet dairesinde, torpilli atamalarını, ilk yılında merkezi yerlerde görev almalarını , mesai arkadaşları arasında kendi neslini, iş yaptıranların da kendilerinden olanına öncelik sağlarken, haksızlık içerisinde olduğunu hiç düşünmüyor.

Altın Nesil inançlı nesil ,ama haram inanç dışı, haksız kazanç inanç dışı, haksız bir makamda oturmak inanç dışı, yargılamada haksızlık inanç dışı, halkına mermi kusmak inanç dışı, vatanını satmak inanç dışı ,işte böyle bir nesildi Altın Nesil.

Altın Nesil neye bağlıydı, Vatanına, milletine, geleneklerine,örf ve adetlerine. Sonra hepsini vatanını satarak taçlandırdı. 

Altın Nesil en güzel nasıl ihanet edileceği, nasıl kendini saklayacağı, demokrasi yürüyüşünde bayrağı eline alıp nasıl kraldan daha kralcı  iki yüzlü role soyunacağı , ifade verirken nasıl yalan konuşacağı üzerine doktora yaptı.

Bize doğruyu göstermek için bozulan gençliği yola getirmekle işe başlayanların aslında başkalarının kuklası olduğunu anlayamadılar. Hizmette ki Altın Nesil ona yutturulan hayal hapının verdiği mutluluğu yaşıyordu, onların üzerinde kiler, çaplarına göre kasalarını doldurmanın peşinde idi. En üst Altın Neslin ,altın hayalcisi bir gencimizin dediği gibi, ''Onlar hocamızı kullanamaz, hocamız onları kullanmaktadır'' hayaliyle vermişti kendine ayarı.

Altın Nesil hayali nesil oldu. Umarım tüm yaşanılanlardan uyuşturulmuş ruh hallerinden çıkarak ders çıkartıp bir şeyler öğrenirler.

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.