Potadaki rakiplerimiz Denizli,G.Antep,Erciyes puan kaybetmiş, Rize bay geçiyor. Alttakilerden Bolu puan kaybetmiş, yukarısı için tehlike oluşturacak Karşıyaka ve Adanaspor da 2 puan kaybetmiş. Bu kadar avantajın üzerine bir de şu maçın 6 puanlık durumu var. Kısacası matematiksel olarak hesaplaması bile zor bir puan karımız olacak, 3 puanı cebimize koyarsak. Ama geçen seneki Adanaspor finalinde nasıl basiretimiz bağlandıysa, bu sene de aynı senaryo ile karşı karşıya kaldık.
Birkaç haftadır hucüm düzeni tıkanan Orduspor'un teknik heyeti bu sefer topu daha çok yere indiren bir ilk 11'le sahaya çıkmıştı. Ancak takımımızın ilk 45 dakikadaki hayli diri oyunu ve başarılı hucüm varyasyonları rakibimizin planlarını alt-üst etti. Maçın başında Zenke ile yakaladığımız pozisyon, üst üste yakaladığımız kornerler, oyuna ağırlığını koyan futbolumuz 35.dakikada Cenk'in nefis golüyle taçlanınca maçı kazandık zannettik. Halbuki maçın bitmesine daha hayli zaman vardı.
İkinci devre Kostovski'yi oyuna alan Orduspor'un bu başarılı hamlesi sonucu mor-beyazlı ekip oyunu sahamıza yıkmaya başladı. Cenk'in 50-60 arasında kaçırdığı net pozisyon maçın kırılma anıydı. Bu pozisyonun ardından Ordu teknik heyeti bir başka başarılı hamle ile düşen orta sahamızı iyice zorlamak için Muarrem'i oyuna aldı. Ordu'nun gol atacağı bağıra bağıra belliyken bizim teknik heyetimizin orta sahayı kuvvetlendirmemesi ve ileride top tutamayan Cenk-Zenke ikilisinden birini oyundan almaması akıl karı değildi. Yenilen golden sonra Agbetu'yu oyuna almanın yararının olmayacağı belliydi. Ki olmadı da. Ordu'nun fiziken çok güçlü forvetleri, kaç haftadır maşallahı var dediğimiz Kemal'i zorlayıp, Ersin'i de oyundan attırdı. Orduspor'un Müslüm'le yakaladığı pozisyonu gole çevirememesi de takımımız adına şanstı.
Takımımız adına eleştireceğimiz noktaların ilki kesinlikle başarısız duran top organizasyonlarımız. Maç boyunca 11 korner kullanan takımımızın, Kemal'in auta giden kafa vuruşu hariç bir tehlike yaratamaması yan toplar konusunda hucüm anlamında ne kadar zayıf olduğumuzu bir kez daha gösterdi. Bunda kanat oyuncusu olmasına rağmen orta isabeti konusunda hayli başarısız olan Abdülaziz'in köşe gönderine gönderilmesi de etkili olsa gerek! Takımımızın fizik gücünün erken düşmesi ve rakiplerin orta sahayı dikine bir şekilde çarçabuk geçmesi de üzerine eğilinmesi gereken bir durum. Oyuncularımıza gelince Ahmet Şahin'in kurtarışı çok kritikti. Savunmada Kenan iyi mücadele etti, Cenk de fiziki gücü yetene kadar iyi oynadı ancak oyundan erken düşerek rakip savunmacıların üzerimize gelmesine mani olamadı. Attığı gol nefisti ancak kaçırdığı gol tecrübesine yakışmadı. Orta saha oyuncularımızın savunma zayıflığı, Adem ve Orhan'ın düşük temposu ve Abdülaziz'in süratiyle geçtiği oyuncuları tekrar çalımlamak uğruna ezdiği ve Zenke'nin sönüklüğü toplar da akılda kalan anektotlardı. Bu maçta sahada olmayan birine daha eleştiri getirmek istiyorum. Erciyes maçında yaptığı hatadan sonra haklı olarak kadro dışı kalan Savaş Esen'e. Cenk'in oyundan düştüğü dakikalarda ileride top tutabilir, en başarılı yönü olan rakip savunmacılara presi ile Orduspor'un çok adamla üzerimize gelmesine mani olabilirdi. Ama takımın bir parçası olmak yerine, bireyselliğinin kurbanı olunca bu önemli maçta takımımızı yalnız bıraktı.
TRT sayesinde birçok maçı canlı izliyorum.İnanın bizim kadar oynayan, hucüm gücü zengin olan, pozisyon bulan takım sayısı az. Dün yaptıkları muhteşem şovla bir kez daha bu ligin en iyisi olduğunu perçinleyen taraftarımız ise kimselerde yok. Sadece biraz daha dikkat etmek lazım. Artık olanlar oldu, altın tepsi ile sunulan tepsiyi elimizin tersiyle ittik. Bundan sonraki haftalarda, hatalarımızdan ders almak dileğiyle.
Altın tepsiyi ittik?
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.