İstatistik bilimi ile uğraşanların çok sık kullandığı bir tanımdır. ''İstatistik rakamlarla oynama sanatıdır.'' derler.
Hemen hemen aynı tanımı ekonomi bilimi içinde yapabiliriz. Ekonomi , rakamlarla oynama sanatıdır.
Ve on yıllık iktidarları boyunca AKP hükümetinin bu konudaki başarısını inkar etmek mümkün değildir.
Hatırlarsanız geçtiğimiz yıl 6111 sayılı borçların yeniden yapılandırılması yasası çıkarılmıştı. Vergi ve
SGK borcu olanlara ödemede kolaylık sağlamak amacı ile çıkartılan , bu yasadan yararlanan insanların kaç tanesi ödeme yapabilmiştir. Ne kadar mükellef bu yasayı ihlal etmiştir ?
Vergi affı yasasından yararlanıp , devlete olan borçlarını yeniden yapılandıran iki milyon kurum ve kişi taksitlerini ödeyemedi.
Her şeyin olağan üstü gittiği ekonomimizde insanlarımızın ne yazık ki taksitlerini ödeyecek gücü yok. Hükümet sinekten yağ çıkarırım hesabı ile yeniden bir düzenleme yapmış olsa da cebinde geçimini sağlayacak parası olmayan insanlar , bu düzenlemeye pek de rağbet gösteremediler.
Ama olsun Ekonomimiz süper. Bak IMF ' ye bile borç veriyoruz.
Hükümet bütçe açığını kapatmak için iğneden ipliğe her şeye zam yaptı. Benzin fiyatında Dünya ' da Norveç ' ten sonra ikinci sırada idik.Yediremedik ikinci sırada olmayı kendimize.Hopppp benzine motorine otuz kuruş zam.Şu an dünya birincisiyiz.
Benzin dört TL olduğu dönemde Sayın Maliye Bakanımız çıkıp açıklama yapmıştı. Daha doğrusu milletin gözünün içine baka baka dalgasını geçmişti.'' Benzin nerede dört TL ' ye satılıyor ben görmedim.'' diyerek.
Sayın Bakan çıksın bir dolaşsın. Benzin artık beş TL.
Ama olsun Kişi başına düşen milli gelirimiz onbeşbin dolar.Ben dolar hesabı bilmem diyenler için Türk parasına çevirelim , yaklaşık yirmibeşbin Türk lirası.
Doğalgaza gelen zam içimizi ısıtmadı henüz..Ama fazla beklemeyeceksiniz. Doğalgaz faturalarınız geldiğinde içiniz ısınmakla kalmayacak. Yandım anam naraları atacaksınız.
Ama olsun
Dünya ' nın en büyük on yedinci ekonomisiyiz.
Şansınız var ve asgari ücretle bir iş bulabiliyorsanız. Alacağınız net ücret yediyüzelli lira. Açlık sınırı ise sekizyüzseksenbir lira. Açlık sınırının altında çalışan milyonlarca insana sahip Türkiye.
Ama olsun Araba satıyoruz ya. Bir tane bile kendi üretimimiz olan araç yok. O da bambaşka bir traji komik hikaye.
Günümüz itibari ile bankalara herhangi bir isimle alınmış kredi veya kredi kartı borcu olan insan sayısı milyonlarla ifade ediliyor.
Ama olsun Faizleri düşürdük , borç batağına düşmenizi kolaylaştırdık ya.
Yeni açılan işyeri sayısı sürekli olarak azalırken , kapatılan işyeri sayısı her geçen gün artmaktadır. Sayın Başbakanımızın ifadesi ile kriz teğet geçmemiş, esnaflarımızı tam kalbinden vurmuştur.
Ama olsun Büyüme oranımız nasıl oluyorsa ,sürekli olarak artıyor ya.
Bu listeyi istediğiniz kadar uzatabilirsiniz.
Ekonomiyi rakamlarla oynayarak mükemmel durumda bile gösterebilirsiniz. Söylediklerinizin hiçbirine hiç kimse yanlış diyemez. ''Ortada yapılmış hesaplar var.'' dersiniz , çıkarsınız işin içinden.
Bir tarafta yapılmış ekonomik hesaplar var. Diğer tarafta ise ekonominin içinde boğulmuş insanlar.
Rakamlara göre mi , yaşananlara göre mi değerlendirme yapacaksınız ?
Orası size kalmış