Bizi tanıyanlar az çok nasıl bir insan olduğumuzu, kimin yanında duracağımızı, kimin karşısında olacağımızı, mafyasından çetesine Allah kuluna eyvallahımızın olmadığını bilir. Bu nedenle de başımıza gelmedik sıkıntı kalmadı ama yaptıklarımdan asla pişman da değilim. Yatırımcının her zaman yanında oldum, yatırımcıya karşı çıkan kim olursa olsun asla affetmedim, bu şehre çivi çakan kim olursa olsun yanında oldum. Örneğin İl Özel İdaresinin iş adamlarıyla ortak yaptığı ve daha sonra Sezgin Gümüş tarafından satın alınan Ladik’teki kayak istasyonun yanındaki otel işletmesiyle ilgili dönemin kaymakamının Sezgin Gümüş’e çıkardığı zorluklar yüzünden kaymakamla ilgili yaptığımız haberler nedeniyle on beş yirmi tane mahkeme gördük. Ağır Ceza Mahkemesinde çete lideri olarak yargılandık ve isnat edilen suçumuz da Sezgin Gümüş’e yardım etmekti. Davaların tamamından beraat ettik ancak şimdi enteresan olan nedir biliyor musunuz; aynı Sezgin Gümüş kalkmış Çarşamba’da yapılan biyokütle santraline karşı savaş açmış, insan azıcık geçmişte yaşadıklarına bakıp utanır. Yazık günah onun adına üzüldüm, insan bu kadar vefasız nasıl olabilir.
Çarşamba’da kurulmuş olan biyokütle enerji santrali ile ilgili biz geçmişte bir hayli haber yaptık, köşe yazdık. Yazılarımızı anlayan oldu, anlamayan oldu, takdir eden oldu, tenkit eden oldu bunlara eyvallah. Ancak şu bir gerçek ki bu santrallerin çevreci santral oldukları dünyada kabul edilmiş. Sadece dünyada değil ülkemizin çeşitli yerlerinde halen faaliyette olanları bir yana, inşaatı devam eden onlarcası var. Dünyanın yöneldiği, çevreci ve tarımsal atıklar üzerinden çalışacağı net ortada olan bu santralin Adana, Çukurova, Balıkesir gibi tarımın en geniş olduğu bölgelerde yapılmış olan bu santrallere karşı çıkmanın tek nedeni siyasi ranttır. Yoksa çevreye zararı olmadığını karşı olanlar da çok iyi bilmekteler. Dün enteresan bir tweet gördüm. Eski Çevre Dernek Başkanlarından birisi şunu yazmış, “Bu santralin karşısında olanların amacı marjinal sol gruplar olup, dertleri hükümeti yıpratmak, beni buna alet edemedikleri için de derneği elimden aldılar.” Emin olun olay bu.
Gelelim cuma günü yapmak istedikleri toplantıya. Burada şunun üzerinde durmak lazım, bu işi yapanların bu güne kadar Çarşamba ilçesine ne katkı sağladıkları, siyasi bağlantıları ve şehre ne verdikleridir. SAMKON Başkanı olan Sezgin Gümüş benim de arkadaşım idi ama geçtiğimiz yıl verdiği randevuya sadık kalmadığı için bir daha beni arama dedim ve arkadaşlıktan çıkardım. Bu arkadaşımızın en büyük başarılarından birisi bu tür nümayişlere öncülük etmektir. Örneğin Samsunspor’da başkanlık yaptığı dönemde ben de Büyükşehir Belediyesinde Başkan Vekiliydim, taraftarı arkadan organize edip Samsunspor’a yardım yapmadığımız için Büyükşehir Belediye Başkanı aleyhinde slogan attırdılar. Sezgin Gümüş’ü bu şehirde herkes tanır, bu güne kadar şehre tek yatırımı Ladik’teki oteliydi, onu da devretti hatta orada ortaklarıyla neler yaşadı anlatsam aklınız şaşar. Sadece onunla mı sorun yaşadı, kiminle ortaklık yaptıysa hepsiyle sorunu yaşadı. Hani şu Termeli Telekom’un ceosu vardı ya adını unuttum, o adamla da ortaklık yapmış adam piyasada neler anlatıyor bir dinleyin de görün. Bu arkadaşın en becerdiği şey devlet büyükleriyle, siyasetçilerle ve bürokratlarla resim çekinip sayfasından paylaşıp işini yürütmektir. Bakın bakalım bir Allah kuluna bir kuruş faydası olmuş mu, bu şehre en ufak bir katkısı var mı. Varsa ben bu şehri terk ederim.
Ayvacık Ziraat Odası Başkanına gelince; o aileyi gidin Ayvacık ilçesine sorun. Kardeşi orada iki dönem belediye başkanlığı yaptı, DSİ’nin arazisini nasıl almış, esnafla, fındık tüccarıyla neler yaşamış bir sorun söylesinler. Bu arkadaş kaç kez belediye başkan adayı olmuş, hangisini kazanabilmiş. Şimdi derdi nedir bunu bu toplumda yaşayan herkes bilir. Derdi santral üzerinden siyasi rant sağlamaktır. Büyükşehir Belediye Başkanı biyokütle santralinin çevreye zararı yok demiş ki doğru demiş. Bu arkadaş da ekibini al gel tartışalım demiş, Büyükşehir Belediye Başkanı onu muhatap alıp tartışacaksa vay geldi bu şehrin başına. Keşke bu insanların derdi Çarşamba veya Çarşambalılar olsaydı da onlara şapka çıkarsaydık ama nerede… Terme’deki Ziraat Odası Başkanını hiç saymaya dahi gerek görmüyorum, onun işi tam bir komedi, Terme nerede Eğercili nerede, adama gülerler.
Bu santral o bölgede yaşayan yüzün üzerinde insana iş verdi şu anda çalışıyorlar, ta Kocakavak köyünden gariban işsiz gencinden tutun da bölgenin her tarafından insan çalışıyor orada. Bu sadece çalışan işçi sayısı, bir de yemeğinden parçasına, nakliyesinden servisçisine yüzlerce insan oradan ekmek yiyecek; Çarşamba sevdası budur. Yalandan milleti sokağa dökmeye çalışıp, kendilerine siyasi rant elde etmek isteyenler unutmasınlar ki bu millet her şeyin farkında. Biz de buradayız haberleri olsun. Bu şehre bir çivi çakan düşmanımız dahi olsa yanında oluruz diyerek sözlerime son veriyorum. Kalın sağlıcakla.