Son dönemlerde sahte hesaplarla ilgili vatandaşların mağdur kaldıklarının altını çizen İnternet Uzmanı Kemal Bölükbaşı, Birçok kişinin haberi olmadan sosyal paylaşım sitelerinde adlarına hesaplar açılıp fotoğraflar yükleniyor. Birçok kişi habersiz açılan üyeliklerin kariyerinin kötü etkilenebileceğini ve kamu kurumlarının sınavına girmede engel oluşturabileceğini düşünüyor. Özel hayat ifşa edildiği için yapanlar cezasız kalmamalı dedi.
ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİ ÖNEMLİ!
Bir bakmışınız bilmediğiniz biri sizin adınıza sosyal paylaşım sitelerinden birinde bir hesap açmış ve resimlerinizi eklemiş. Özel hayatınız ifşa edilmiş, kişiliğiniz rencide edilmiş ve istemediğiniz yüzlerce kişi adınızın geçtiği bu gruba katılmış olabilirsiniz. Son dönemlerde bu konuya ait çok fazla şikayet aldıklarına dikkat çeken Bölükbaşı Adınıza oluşturulan bu sahte profil hesabı yüzünden, arkadaşlarınız hileyle kandırılmış ve zarara uğramış olabilir. Bilişim sistemlerini kullanarak dolandırıcılık suçu meydana gelecek ve buna göre üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasına hükmolunabilecektir. Bahsedilen zararın maddi bir menfaat olması şart değildir. Oluşturulan bu sahte profil hesaplarında ya da gruplarda kişilerin onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek yazılar da yer alabilmektedir. Ceza kanunumuz özel hayatın gizliliğinin ihlalini suç olarak tanımladığı gibi bu tür görüntülerin veya seslerin oluşturulan sahte profil veya sahte grup hesapları aracılığıyla ifşa edilmesi durumunda, faile TCK 134/2 gereği bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilebilecektir diye konuştu.
FOTOĞRAFLARIMI İZİNSİZ KULLANMIŞLAR
İsmini vermek istemeyen bir vatandaş ise,Bilgilerimin kullanılarak arkadaşlık arama gibi rencide edici bir konuda kullanılması çok saçma bir olaydır. Üyeliğimin iptal edilmesini istiyorum. Bu gibi sitelere hala bir yaptırım gücü yok mu bu ülkede? Arama motoruna adım soyadım yazıldığında benim resmim ve bilgilerim kullanılan bir sayfa açılmaktadır. Ben açmadığımdan dolayı kullanıcı e-postası ve şifresini bilemiyorum. Bu nedenle de sayfayı silemiyorum.Arama motorundan ismin ve soyismin girildiğinde sitede adıma açılmış üyelik görüyorum. Benim ve ailemin resimleri, bilgilerim yayınlanmış ve arkadaşlık tekliflerinde bulunulmuş.
AİLELER DİKKAT!
Günümüzün en önemli iletişim araçlarından olan internetin, artık iletişim aracı olmaktan çok, iletişimin önündeki bir engel durumuna geldiğini'de belirten Bölükbaşı, aileleri 'internet bağımlılığı' konusunda uyardı.
İnternetin artık ölüme dahi sebep olabilecek bir olgu olduğuna"Ülkemizde ebeveynlerin en çok kullandıkları medya türü, cep telefonu, televizyon ve internet iken bu sıralama gençlerde internet, cep telefonu ve televizyon olarak değişiyor. Yani gençlerin yaygın olarak kullandığı medya türü internet! İnternet kullanımı arttıkça ailelerin şikâyeti de arttığını dile getiren Bölükbaşı sözlerine şöyle devam etti:' Çocukların aileleri ile geçirdiği zamanın ve yüz yüze iletişimin azalması pek çok ailede huzursuzluk sebebi oluyor. Kontrolsüz internet kullanımı, genç bireylerin ailesi ile sağlıklı iletişim kuramamasının temel sebepleri arasına girmeyi çoktan başardı. İnternetin ölçüsüz kullanımının, aile içi iletişimin kopmasının yanında, zaman kaybı, eğitimde verimin düşmesi, günlük işlerin aksaması, dikkat dağınıklığı, asosyallik, davranış bozuklukları gibi sıkıntıları da beraberinde getirdiğini bu zamana kadar sürekli vurguladık. Fakat internet bağımlılığının ülkemize yeni bir sıkıntıyı daha armağan ettiğini esefle görüyoruz: Ölüm! Ailelerin bilgisayar kullanımını kısıtlama yoluna gitmesi ve bunu yapmadan önce de internetin/ teknolojinin bize nasıl hizmet etmesi gerektiğinin çocuklarımıza izah edilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde, göz yorgunluğu, göz kızarıklığı, sırt-boyun ağrısı, baş ağrısı, eklem-kas ağrısı, uykusuzluk ve yemek yeme bozuklukları gibi sağlık sorunlarıyla başlayıp, sosyal ve psikolojik pek çok sıkıntının kendisini beklediğini vurgulamalıyız. İnternet ve teknolojideki gelişmeler karşı koyamayacağımız bir hızda ilerliyor. Onu durdurmak gibi faydasız bir çabaya girişmek yerine onu bilinçli kullanacak bireyler yetiştirmek bu konudaki yegâne çözüm yolu olarak görünmektedir" dedi.
Bekir DURAN