...Türkiye ,1970’ten 1980’e kadar NATO’nun cephe ülkesi olarak görüldü.
Sol da sağ da cepheye vatanı sevmek ve kurtarmak adına girse de, Gladyonun tuzağına düşmekten kurtulamadı .
Sağda, MHP -Ülkü ocakları, solda ise Fikir Kulüpleri Federasyonu sonrasında, Dev Genç ,Devrimci Yol, Halkın Kurtuluşu adı altında bölünüp parçalanan 67 fraksiyon kör şiddet uyguladı ya da kör şiddetin kurbanı oldu .
8 Ekim 1978 tarihinde Ankara’da, Hamamönü’nde solcuların saldırısında ölen 2 ülkücü vardı. Yusuf Yekeler, Süleyman Tümay 7 TİP’li öğrencinin yanında Hacettepe Üniversitesi Hastanesi morgunda bu iki ülkücünün cesetleri birlikte soğuyordu....
Sağcılar “Vatansever”, Solcular “ Yurtsever”, “Güvenli Bölge” Sağcıların, “ Kurtarılmış Bölge “ Solcuların, Solcular “Gerilla”, Sağcılar “Komando” . Sağcılar “Ülküdaş” ,Solcular “Yoldaş” idi.
Herkes vatan sevdalısı ,herkes vatanı kurtarma derdinde ,solculara göre emperyalist Amerika sağcılara göre Emperyalist Rusya . İki tarafta vatanı korumanın ,kurtarmanın peşinde iki tarafta oynanan büyük oyunun , bilmeden figüranı.
Okul yıllarında otobüslerin şehir merkezine gidiyorum iki kişi konuşuyor “Akşam Moskova ile maç yaptık 1-0 kazandık” Ufak tefek de olsa futbol ile ilgilenen ben gece Avrupa da hangi maçı vardı diye düşünüyorum.
Kavgalar galibiyet üzerine kuruldu ,yumruk ile başlayan kavgalar zincir ve sopaya, zincir ,sopanın yerini ise ateşli silahlar aldı. Derneklerin elinde ki tek tük silahlar mahalleler arasında dolaşırken, silahlar artmaya, bombalar patlamaya başlamıştı.
Ticaret Lisesi ile Sanat Okulu akşam çıkışlarında birleşip çiftliğe doğru slogan atarak yürürdüler. Hepsi genç hepsi heyecanlı, organizasyon başkalarına ait onlar grup heyecanın da, bir varoluş, kendilerini ispatın, heyecanlarına göre bir direnişin peşinde ,her ne kadar “Neye direniyoruz , bu kavganın asıl nedeni ne , neden kavga ediyoruz “ gerçek anlamda bilinmese de.
Sokaklar’daki duvarlar sloganlarla doldu ,hangi grubun burada söz sahibi olduğu, kimlerin mahallesinde olduğunuzu anlamak için duvarda ki sloganlara bakmanız yeterli idi.
Halk fişlenmeye başlandı, hangi hanede hangi mezhepten insanların oturduğu not alınıyor, daha sonra bu ailelerden yardım ve yataklık yapmaları isteniyor, karşı safta olduğundan şüpheleniliyorsa mahalleyi terk etmeleri konusunda uyarılıyor, uyarıyı dikkate alamayanların ya evlerinde ya dükkânlarında yangın çıkıyordu.
Kan aktı, gençler öldü ,emperyalizm kana doymadı, kana doymayan emperyalizm, mezhepsel bir hareket için hazırlığa başladı. Yüz yıllarca kardeş olan halkı bölmeye çalıştılar, sonuç alamayınca etnik ayrım için aynı ateşi yaktılar. Desteklediler ,gençler öldü ,bombalar patladı, toplu ölümler oldu. Tüm bunları ilk kınayan yine bu oyunun kurucuları oldu.
Ve ülke büyük mücadeleler ile sadece kendi içine baktırıldı, ülke ilerleyemedi . En çok Vatansever’in diyenler ,olaylardan ,devletin açıklarından faydalanarak ceplerini doldurdular . Gençlere satılan silahın ,uyuşturucunun, ideolojilerin üzerinden para kazanmanın derdine düştüler.
Başlatılan kavgaya, akan kana kimse dur demedi, hiç kimse arka planda neler oluyor diye bakmadı ya da baktırılmadı. Yıllar bir hiç uğruna kavgalarla boşu boşuna geçti . Kimse bundan ders almadı.
Tüm bu olumsuzluklar bu ülkede yaşanmamış gibi bütün siyasi yaklaşımlar partizanca olmaya başladı. Kimsenin kimseye tahammülü kalmadı ,kimse bir başkasının fikrine saygı duymamaya ve farkında olmadan halklar kutuplaşma ya başladı.
Kutsallarımız ,inançlarımız, atalarımız bu oyuna meze edilirken, bizi, biz olarak bağlayan değerlerden uzaklaşmaya değerlerimizden uzaklaştıkça birbirimize yabancılaşmaya başladık.
Doğal olarak kendi sonumuzu kendimiz hazırlamaya başladık, bu kadar rahat hazırlanan toplum yarın tökezlerse bunları bir arada tutmamız mümkün olmayacaktır.