Geçen gün bir işyerinde emekli bir Profesör’e rast geldim. Yıllarca 19 Mayıs Üniversitesinde, öğrencilere ders vermiş, öğretim üyeliği yapmış, öğrenci yetiştirmiş bir kişi.
Batının Anglo sakson yapısının üstünlüklerine ön plana alarak, kendi milletini begenmeyen,bunları başarılı toplumlar olarak kabul etmiş bir kişi.
Ana dili İngilizce olan topluluklara verilen bu ad, önümüze iki toplumu getirmektedir. Öncelikle İngiltere ve Amerika.
Bu iki devletin tarihsel karakterlerini uzunlamasına analize gerek yok. Her kez bir şekilde birçok şeyler bilmektedir. Ama herkezin pek bilmediği, ince konular ise, özel araştırmaya tabi dir.
Bu iki devletin üzerindeki, İnsanlığın BAŞ BELASI, ALLAH’ ın LANETLEDİĞİ, Yahudi toplumunun etkilerine incelemek kaçınılmazdır.
Birçok Amerikan ileri gelenleri ile, Bir evvelki Başkan Bush’un başında Yahudi kukuletası, ağlama duvarındaki görüntüleri unutulmamalıdır.
Irak savaşını, HAÇLI SEFERİ olarak ifade etmesi unutulmamalıdır.
Amerikalı sosyolog ,Thomas Gossett, ırkçılığın kökenlerini incelediği kitabında, Anglo-Sakson ırkçılarının , kendilerini Yahudilerle özdeşleştirmelerini anlatırken, bir de bu düşünceye bağlı olarak geliştirilen ilginç bir teoriyi tespit etmektedir . İngiliz din adamı John Wilson tarafından geliştirilen teori, Anglo-Saksonlar’ın yani, İngiliz ve Amerikalıların kendilerini Yahudilerle özdeşleştirme çabalarına, somut ve organik bir temel oluşturma denemesinden ibaretti tespitini yaparken , Anglo- İsrail hareketini başlatan, bu teoriyle, Anglo Sak sonlar aslında kendilerinin de “Yahudi” olduğunu ispatlamaya ! Uğraşmaktadırlar.
Bu hareket, 1837 yılında İngiltere de başlatıldı. John Wilson adlı “nonconformist” (bağımsız Protestan ) bir rahip, Eski Ahit’te anlatılan ve Jacob’un (Hz.Yakub).oğlu , Joseph’a (Hz.Yusuf) a. Zaferle dolu bir kader vaat edilen hikayesini değişik bir biçimde, yorumlayarak. Papaz, Hz. Yusuf’un soyunun İngilizler oldugunu öne sürerek.İsrail oğullarının on kabilesi, Asurlular tarafından MÖ.8. yüzyılında İsrail’den sürümüşlerdi. Daha sonra bu kabileler kaybolmuş ve akıbetleri tarihin derinliklerine gömülmüştü. Ama papaz Wilson’a göre İsrail’in on kayıp kabilesi artık bulunmuştu. Bu kayıp Yahudiler İngiltere’nin Anglo-Saksonları’ydı. İngilizlerin fiziki özelliklerinin Yahudilere uymadığı şeklinde itiraz olabilirdi. Wilson ve cemaati buna karşı ustaca bir cevap uydurmuşlardı. “Yahudiler aslında İngilizler gibi sarışın insanlar olmalıydılar. Çünkü Kutsal Kitap Davit’in, (Hz.Davit) un “kızıl saçlı” olduğunu söylüyordu. Böylece Anglo-Sakson’lar gerçek birer Yahudi idiler, yani Tanrı’nın seçilmiş ırkındandılar.
İngiliz ırkçıların ortaya attığı bu teori, süratli bir şekilde benimsendi. Kısa bir zamanda İngiltere de Anglo-İsrail Association ( Anglo-İsrail Birliği) kuruldu. Daha sonra British-İsrail Association. (Britanya-İsrail Birligi ) adını alan örgüt, İngiltere de pek çok senpatizan topladı. Örgüt 1890-1915 e kadar. (Irkımız kökeni ve geleceği) adlı haftalık gazete ile duyumlar yaptı. Bu hareket 1870 li yıllarda, Amerika’ya da sıçradı, 1884 yılında bu hareketin misyonerlerinden, Edward Hine adlı rahip Amerika’ya yollandı, büyük bir propaganda kampanyası açıldı. Böylece “bizler de Yahudi’yiz “ sloganı Amerikan ırkçılarının söylemleri oldu. Bu hareket daha da genişlemiş, Finans ve yatırım sektörlerini içine alan geniş bir ağ halinde, İngiltere ve Amerika da günümüzde şekillenmiştir.
Kuşkusuz, ne İngilizler ne de aslen Amerikalı olmayan! Amerikalılar “ seçilmiş ırk “ değillerdi. Biz de yakın bir geçmişte gördüğümüz Frank Link olayındaki gösterilerde , “Biz hepimiz Ermeniyiz “ diye sokağa dökülenlerin, neseben değil, Fikren o akıma tabi olduklarını gösterdiği gibi. Amerika ve İngiltere deki , bu SİYONİST hareketinin, en bariz örneği , Amerikan dolarının üzerlerindeki SİYONİST İşaretleri’dir.
(DEVAM EDECEK)