Çocukların her gün okuduğu "Türküm, doğruyum" diye başlayan 'Andımız' tartışma konusu. AK Parti, son ayların popüler tartışma konusu olan Gençliğe Hitabe, Andımız, 19 Mayıs ve 'dindar gençlik'le ilgili halkın görüşünü almış, ortaya ilginç sonuçlar çıkmış.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a sunulan ankete göre 'dindar gençlik' söylemi vatandaştan vizeyi aldı. Andımız ve Gençliğe Hitabe'nin kaldırılmasına ise vatandaş karşı çıkıyor. 19 Mayıs törenleriyle ilgili düzenleme de vatandaştan onay alamamış. İktidar partisi kurulduğu günden bu tarafa üç araştırma şirketine (Pollmark, Anar ve Denge) düzenli araştırma yaptırıyormuş. Siyasal ve sosyal konularla ilgili vatandaşların nabzını tutmaya dönük araştırmaların sonuncusunu Denge yaptı. Bu araştırmada vatandaşlara iktidar ile muhalefetin uzun süredir tartıştığı konular da soruldu. Başbakan Erdoğan'a sunulan araştırma sonuçları kamuoyuna açıklanmayacakmış.
Başbakan Tayyip Erdoğan, Dindar gençlik istiyorum dedikten sonra yoğun bir tartışma yaşanmıştı. CHP ve MHP liderleri ile medyanın da yoğun ilgi gösterdiği tartışmayla ilgili vatandaşların görüşü de sorulmuş. Anket sonucunda yüzde 70'e yakın bir kitle dindar gençlik söylemine onay vermiş. Çocukların sabahları okuduğu Türküm, Doğruyum, Çalışkanım diye başlayan 'Andımız'ın içeriği uzun zamandır tepki çekiyor. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik de Ayet mi bu? diyerek kaldırılabileceği sinyalini vermişti. Araştırmada az bir farkla da olsa (yüzde 53) halkın 'Andımız'ın kaldırılmasına karşı olduğu ortaya çıkmış.
Milli Eğitim Bakanlığı, 19 Mayıs törenlerinin kutlanma şeklini değiştiren bir genelge yayımlamıştı. Buna göre, stadyum kutlaması sadece Ankara'da yapılacak. Muhalefet gibi halkın da buna sıcak bakmadığı belli olmuş. AK Parti'nin anketinde yüzde 55'lik oran törenlerin kutlama şeklinin değişmesini onaylamamış.
O'NU DA TUTAMADIK!
"Akademik hayatımı İstanbul üniversitesinde sürdürmeye başladım. Sanatsal calışmalarım Rumeli caddesi 84 numaradaki atölyemde devam edecektir. Tüm sanatsever konuklarım davetlidir.saygılarımla..." sosyal paylaşım sitesinde böyle demiş Gülten Kılıç İmamoğlu. Malum Sayın İmamoğlu OMÜ'de görevli öğretim üyesiydi. "Ancak aynı zamanda hayalimdeki tabloları yapıp dünya vitrininde de sergilemeliyim. Bunun için sakin ve kendimi zinde hissettiğim Samsun bana çok gerekli. Kendimi atölyeme kapatıp sabaha kadar çalışıyorum. Telefonumu kapatıyorum. Ama eserimi tamamladığımda dünyanın öbür ucundaki sanatsever ile paylaşmayı istiyorum. Hayalimdeki tabloları yapıp dünya vitrininde de sergilemeliyim. Bunun için sakin ve kendimi zinde hissettiğim Samsun bana çok gerekli" diyordu ve işte ne olduysa son olarak yukarıdaki sözleri seveleriyle paylaştı. Ne yazık ki Gülten Hanımı da Samsun'da tutamadık, pek çok önemli elimizden kaçırdığımız gibi yani!
NATO'DAKİ SAMSUNLU
"NATO'nun siber uzayını bir Türk, ODTÜ mezunu Samsunlu Süleyman Anıl yönetiyor." başlıklı haberinden öğrendiniz mi Süleyman Anıl'ın Samsunlu olduğunu. Süleyman Bey, ""ODTÜ elektrik elektronik mezunuyum. 1979'da mezun oldum. İlk işime uluslararası bir şirket olan ITT'de başladım. ABD ofisinde çalışırken, bilgisayar üzerine master da yapıyordum. Ama bitiremedim. Çok aktif bir iş ortamı vardı. Okuldan sonra 10 yıl kadar bu grup ile çalıştım. ABD'de, Karayipler'de, Afrika'da görev yaptım... En son İtalya'daydım. İtalya'dayken NATO'dan Türk arkadaşları aramıştım. O zaman çalıştığım şirkete mühendis arıyorduk. Onlar da bana NATO'nun eleman aradığını söylediler. O sıralarda ilk çocuğumuz da olmuştu. İnsan daha sabit bir yer ve daha düzenli bir iş arıyor. International Staff (IS) kadrosuyla uzun dönemli olarak 1989'da NATO'da çalışmaya başladım. Belçika'da NATO'nun iki tane ana karargâhı vardır. Biri Brüksel'in 60 kilometre güneyinde. 13 yıl bu karargâhta çalıştım. Siber güvenlik alanındaki ilk operasyonel faaliyetlere de işe ilk girdiğim bu yıllarda başladık." demiş özetle.
BİR MEZARDAN
Genç ve hür iken, düşlerim sonsuzken, dünyayı değiştirmek isterdim. Yaşlanıp akıllanınca, dünyanın değişmeyeceğini anladım.
Ben de düşlerimi biraz kısıtlayarak, sadece memleketimi değiştirmeye karar verdim. Ama o da değişeceğe benzemiyordu.
İyice yaşlandığımda, artık son gayretle, sadece ailemi, kendime en yakın olanları değiştirmeyi denedim. Ama malesef bunu da kabul ettiremedim.
Şimdi ölüm döşeğinde yatarken birden farkettim ki, önce yalnız kendimi değiştirseydim, onlara örnek olarak olarak ailemi de değiştirebilirdim.
Onlardan alacağım cesaret ve ilhamla memleketimi daha ileri götürebilirdim. Kim bilir, belki dünyayı bile değiştirebilirdim!
GÜZEL SÖZ
BEN;.. BENDEN OLGUN İNSAN İSTERİM....Karşımda! ..Benden dürüst,..En ufak dalgada, Arkasını dönmeyecek kadar OLGUN. Arkamı döndüğümde, ..Sırtımdan vurmayacak kadar güvenilir...Bir o kadar cesaretli olmalı. ..Yağmurdan ıslanıp, fırtınadan kaçmamalı....Ayağı taşa takılınca kayadan korkmamalı. ..İşine gelince sevip, Zoru görünce bırakmamalı!
(Can YÜCEL)
DOKTORUN İYİSİ
Kadının beşinci kocası ağır hastalanmış.
Adam ağrılar içinde kıvranırken kadın telaşla söylenmiş:
-Hemen gidip bir doktor çağırayım
Adam inleyerek:
-Bari iyi bir doktor çağır..
Kadın:
-Sen merak etme ölen kocamı da aynı doktor tedavi etmişti.
SEN DUANI KENDİNE ET..
Dilencinin biri bir Bektaşi dervişine der ki:
-5 lira ver sana dua edeyim
Bektaşi beş lirayı verir ve :
-Duanı istemem der.
Dilenci bozulur:
-Hayırlı duamı niye istemiyorsun?
Bektaşi gülerek:
-Eğer Allah'ın yanında duan kabul olsaydı, duayı kendine eder ve dilencilikten kurtulurdun.
EVLİ-LİK
Evliliğin ilk haftasında..
Erkek: Ah! Rüyam nihayet gerçek oluyor!!
Kadın: Senden ayrılmamı ister misin?
Erkek: Hayır! Bu soruyu sakın bir daha sorma!.
Kadın: Bana âşık mısın?
Erkek: Hem de nasıl..
Kadın: Beni terketmeyi düşünür müsün?
Erkek: Asla!..
Kadın: Beni öpmek ister misin?..
Erkek: Defalarca..
Kadın: Kızarsan beni tokatlar mısın?..
Erkek: Asla! Aklına bile getirme..
Kadın: Sana güvenebilir miyim?
Erkek: Evet..
Kadın: Aşkımmm!..
Evliliğin onuncu senesinde..
Lütfen konuşmayı bu kez aşağıdan yukarıya okuyunuz!
(Aydın Uluçam'dan alınmıştır)
SEVMEK!!
Sevmek yürek ister değil,
Her yürek sevmek ister.
sadece sevdiğine sonuna
kadar sahip çıkabilmek, cesaret ister.
Sunay Akın
İKİ TİP
İnsan toplulukları içinde, kendini olduğu kadar, etrafını da olumsuz bir tarzda etkileyen iki tip insan vardır.. Bunlardan biri, zamanını boşa harcar.. Diğeriyse sizin zamanınızı boşa harcamanız için elinden geleni yapar. Ama asıl tehlikeli olan kendi zamanını harcamasına ilaveten, sizin zamanınızı da boşa harcamanız için her türlü yola başvuran kişidir. Siz siz olun böylelerinden kaçın ve kaçının..