İnsan toplumsal bir varlık olduğu için, içinde bulunduğu toplumdan etkilenir. Topluma bağlığı nedeniyle, sevinç ve hüzün gibi duyguları, toplumun etkisi altındadır. Gündemdeki haberlere verilen tepkilerde de toplumun etkisi yüksektir.Bunun etkisine gündem değiştirmek için oluşturulan bir haber üzerinden bakarsak;
Türk toplumu için tarih sayfalarında yerini alacak olaya şahit oluyoruz.İlker Başbuğ'un adliye kapısındaki görüntülerini izlerken düşündüm. Bu, ülkemiz için oldukça ilginç. Bunun sebebi; yargılanamaz denilen bir statünün yargılanıyor olması.1960'dan sonra ilk kez bir Genelkurmay Başkanı yargılanıyor. Ancak dikkatimi çeken, haberden çok verilen tepkilerdi.
Bu tepkilerde toplumun baskısı her zaman olduğu gibi varmıydı?
Haberi izleyenlerin sevincine şahit oldum. Bu sevinci insancıl karşılamasam da anlamaya çalıştım ordu başındakilerin belli kurallar koyarak yıllarca kendilerini güvence altına aldıkları tabunun yıkımı demokratik bir ülke yolunda müspet bir adım, bu sevinç güzel. Ancak gördüğüm sevinç başkaydı..Özellikle şuan kendilerini muhafazakar olarak adlandıran yaşamlarında dini temel alan insanların düştüğü tuzağı gördüm. Tuzak; kısasa kısas mantığı ile olanları yorumlamaktı. çektirdiklerinin cezasını çeksinler. Gibi birçok söylemin dudaklardan döküldüğünü gördüm.. Adaletin ortak olma sevincini bende biliyor ve hissediyorum. Ama ortada üzücü bir görüntü var; Kinlerini kusan bir sürü insanın bulunduğu bir tablo Üstelik bu, büyük güçlerin ortaya koyduğu yemden başka bir şey değil...Başkasının üzüntüsünden mutluluk çıkarmayı ne güzel adet edinmişiz, Allah dostlarının verdiği öğütleri sadece söz ile ifade eden uygulamada yanaşmayan, sana taş atana sen ekmek at sözünü sadece işimize geldiğinde bağıra bağıra söyleyen bir toplum olmuşuz..
Buna karşı oluşturulabilecek savunma ise şu olacaktır muhtemelen; Güçsüzlere karşı güç kullanmak, Şiddet uygulamak, İnsanlara baskı yapıp hak mahrumiyeti getirmek, İnsanlara hayatı zindan etmek Tüm bunları yapanları zalim saymasak o halde zulüm nedir, zalim kime denir?
Evet, Kuran-ı Kerim birçok ayette zalimlerden bahsediyor.Bunu yoksaymış olmak değildir bu bakış açısı. Uygulanış şekli önemli olan. Zulme karşı küfrü zalimin acısına karşı sevinci seçmenin faydası ve getirisi olsaydı bunu ilk yapacak olan Hz. Muhammed olmaz mıydı?
Bu ülkenin vatandaşı olarak hukukun her statüde geçerli olması benim için umut verici. Ancak zulmü yaşatanların yargılanmasına karşı yaşasın cehennem sloganı atmak toplumu karanlığa,ayrımcılığa ve sonunda kaos ortamına iten en büyük güçtür.Yıllarca bu, kişiler değişerek yapıldı.Şuanda bir farkı olması gerekmez mi?
Burada bakış açımızı makrolaştırıp düşünmekte büyük fayda var, Türkiye'de darbeyi yaptıran büyük güçler şuanda Türk askerine ters politika uygulatıyor. Halkı bölmeye çalışıyorlar Önümüzdeki tuzak 2 türlü; biri ülke vatandaşı olarak ayrımcılığa düşmek. Diğeri ise beşeriyetin getirisi olarak nefse yenik düşmek..Sorumluluk ağır,burada toplum olarak dengeyi bulmak elzemdir.