ANNE VE BABA OLMAK ÜZERİNE...
Hiç kimse varolduğu andan itibaren annelik babalık rolünü benimseyerek şekillenmemiştir. Ancak bir yuva kurulsun ya da kurulmasın, bir evlat sahibi olunsun ya da olunmasın dünyaya gelen her bir birey muhtemel ebeveyn olma adayıdır. Ve her anne-baba kendi yaşantılarından yola çıkarak oluşturdukları ebeveynlikleri sergilerler. Anne, baba olmanın bir okulu yoktur. Ancak birey kendi ailesinden anne-baba olmanın nasıl bir şey olduğunu doğumundan itibaren deneyimlemeye başlar.
Çocuğun fiziksel, duygusal gelişimiyle beraber topluma ait değerler, normlar, gelenek ve görenekler her ailenin benimsemiş olduğu spesifik yaklaşımlarla çocuğa aktarılır. Çocuk barınma, giyinme, beslenme, konuşma, kendini bir başkasına anlatma, farklı yaş ve cinsiyetteki insanlarla nasıl ilişki kurması gerektiği gibi birçok bilişsel beceri ve sosyal yaklaşımı ailesinden öğrenir. Zamanın ilerlemesiyle birlikte kaçınılmaz olan toplumsal değişim ve gelişim ise anne ve babalıkla ilgili algıların, değerlerin, tutumların ve davranış kalıplarının da değişmesine neden olmuştur.
Geçmiş dönemlerde kurulmuş olan ebeveyn ve çocuk ilişkisi koşulsuz itaat ve görece daha katı yaklaşımları içerirken günümüz ebeveynlerinin çocuklarını doğru anlamak ve değerlendirebilmek
adına daha çok okuduğu, dinlediği ve gözlemlediği ve mutlak otorite tavrındanvazgeçtikleri gözlenmektedir.
Meydana gelen tüm bu değişimlerle birlikte anne ve babaların toplumsal konumu, değerleri, rol ve beklentilerinde de değişim gerçekleşmiştir. Nitekim tüm bu değişimlere rağmen ebeveynlerin kendi yaşantılarından beslenerek oluşturdukları anne ve babalık rolleri dönem dönem tökezleyebilir. Bireyin annelik- babalık hakkında yetenek ve özellikleri mevcut bilgileri ile sınırlı kalmaya devam ettikçe çocuk ile iletişimi de muhtemel çatışmalar yaratacak ve bu çatışmaları devam ettirecektir.
Çocuklarda meydana gelen bir çok uyum probleminin yeterli ve uygun olmayan anne-baba yaklaşımının olduğu düşünülmektedir. Anne ve babaların tutum ve davranışlarını oluşturan nedenlere bakıldığında ise hemen hemen tüm yaklaşımları kendi yetiştirilme şekillerinden aldıkları ya da yorumladıkları görülmektedir. Davranış kalıpları ilk çocukluk yıllarında öğrenilir. Öğrenilmiş olan bu kalıplar çoğunlukla kalıcı ve değişime dirayetlidir.
Doğru olmayan ve yıpratıcı içerikler barındıran yaklaşımlar üzerine bir çok farklı kaynak sayfalarca Kitabın yanında defter Defterin yanında bardak Bardağın yanında çocuk Çocuğun yanında kedi Ve uzakta yıldızlar yıldızlar Oktay Rıfat, Yıldızlar yazılar yazmıştır.
Ancak işin özünde daha nahif, dengeli ve istikrarlı yaklaşımlara ait yazılar kısa ve öz paragrafları oluşturmuştur. Çocuklarına hoşgörülü, kabul edici, güven verici, daha demokratik
tutumlar ile yaklaşan ebeveynlerin çocuklarının ev içerisine daha dönük, paylaşımcı ve aktif olmaları kaçınılmazıdır. Anne-baba bu tutum ve davranışlar ile çocuğa duygusal ve düşüncesel nüanslarla doğru bir rol model oluşturur. Ebeveynin hoşgörülü yaklaşımı, çocuğun sınırlarına saygı duyması bir düzeyde evin kurallarına, ebeveyn kurallarına ve sınırlarına olan bilgiyi uygun bir çerçevede çocuğa sunmaktadır.
Çocuğun kendi sınırlarına gösterilen saygı bir bağlamda ayna görevi görmekte ve karşı tarafa olan yaklaşımını dizayn etmesini sağlamaktadır. Böylelikle çocuk kendine güvenen yaratıcı ve toplumsal bir birey olma konusunda daha esnek bir perspektife sahip olabilecektir. Her ebeveynin bahtına bir çocuk düşer önemli olan çocuğu sevgi, saygı, huzur, güven ve şeffaflık olan bir ailede yetiştirebilmek ve çocuğunuzu tüm yönleriyle kabul edebilmektir. Unutmayın ki anne- baba tüm eylemleriyle çocuklarına uygun birer model ve çok iyi rehberdir.
Ancak demokratik yaklaşıma sahip bir ebeveyn olmayı hedefliyorsanız çocuğunuza yol gösterici olabilir ve fakat alacağı kararlar konusunda serbest bırakabilmelisiniz. Çocuğunuza seçenekler sunun ama seçimin her zaman çocuğunuza ait olduğu fikrinden uzaklaşmayın. Böylelikle problemler karşısında destekleyici bir ebeveyn davranışı sergilemiş, çocuğunuzun yanında olduğunuzu hissettirmiş ve çocuğunuzun kendi baş etme becerisini örselememiş olursunuz. Çocuk kendi seçimlerinin sonuçlarını kendisi deneyimleyebilmelidir.
Ebeveyn desteğini hissetmesi duygusal yükünü hafifletecek bunun yanısıra sorumlulukları kendi adına alabilmesi özgürleştirici olacaktır. Aile içinde kuralların ve sınırların herkes için aynı olması ve hep birlikte belirlenmesi önemlidir. Çocuklar bu aile içi kurallar ve sınırlar içerisinde özgürdür. Her kural mantıklı ve doğru bilgi barındıran bir açıklamaya sahip olmalıdır. Aileyi ilgilendiren kararlar birlikte alınabilmeli, her konuda çocuğun düşünce ve fikirleri dinlenmelidir. En nihayetinde bir çocuğun tanık olduğu üç ilişki türü vardır.
Annesiyle olan ilişkisi, babasıyla olan ilişkisi ve anne-babasının birbiriyle olan ilişkisi... Bu nedenle sevgili anne- babalar tüm bu açıklamaların ardından en önemlisi öncelikli olarak birbirinizle ve daha sonrasında çocuğunuza karşı olan duygu ve davranışlarınızda tutarlı ve net kalabilmek oldukça kıymetlidir.