Her yıl mayıs ayının ikinci Pazar günü “Anneler Günü” olarak kutlanmaktadır. Bu kutlamanın dini bir izahı, İslami bir karşılığı yoktur. İslama göre “Anne” gibi değerli bir varlık senenin bir gününe hapsedilemez. İslam bir yaşam biçimidir ve bu yaşam biçiminde anne merkezi görev görür. Annenin, aile ve toplum içinde bulunduğu pozisyon çok fonksiyoneldir. Bu nedenle de, annenin özgül ağırlığı tartılamaz, ölçülemez. Peygamberimiz; “Cennet annelerin ayağı altındadır” buyurmak suretiyle, bu hakikati başta Müslümanlar olmak üzere tüm insanlığın ilgisine ve bilgisine sunmuştur.
Teknolojinin hayata hakim olmasıyla dünya küçülmüş, adeta bir devletçik haline gelmiştir. Dünyanın her hangi bir yerinde meydana gelen bir olay veya tabiatın mükemmel güzelliği herkesin bilgisine anında sunulabilmektedir. Böyle olunca da, insanlık bir birinden etkilenmekte, kendi kendine bir insanlık geleneği oluşmaktadır. İstense de bu etkileşimden uzak durmak mümkün olmamaktadır.
“Anneler Günü” kutlaması İslamın geleneğinde yoktur. Hıristiyan toplumunun deneme yanılma yöntemiyle, fiziken ve duygusal olarak ayrı kaldığı annesine ulaşma gayretinin sonucu ortaya çıkmış bir etkinliktir. Küçülen ve globalleşen dünyada kitle iletişim araçlarının da etkisiyle Müslümanların bu ve benzeri dünya geleneklerinden uzak kalması mümkün görünmemektedir. Madem ki hayatımıza ve geleneğimize “Anneler Günü” kutlamak diye bir etkinlik girmiş, öyleyse bu etkinliği kendi gerçeklerimiz ve değerlerimizle örtüştürmeye, kendimize göre bir gelenek geliştirmeye çalışmalıyız.
Mesela; Anneler Gününü, mesajlar ve hediyelerle anneyi kutlama yerine, bu günü annenin değerini ve önemini anlatma günü haline getirelim. Panel, sempozyum, konferans ve diğer program ve etkinliklerle annenin kutsallığını ön plana çıkartacak ve onun hakkını hukukunu sergileyecek bilgilendirmelere dönüştürelim. Böylece de, annelerle ilgili bir bilinç oluşturarak farkındalık meydana getirelim, sıradanlaşan ve mekanikleşen anne evlat ilişkisini ters düz etmiş olalım. Anne-evlat arasında bir muhabbet dili geliştirip, gönülden buluşmalarını sağlayalım. Günümüz dünyasında insanlar muhabbet dilini bırakıp mekanik dile geçti, böylece ilişkiler de duygular da mekanikleşti. Teknolojik hayat fiziki yakınlıklardan mahrum etti insanları, bunun sonucu olarak sevgiler de kayboldu ve eridi. Aynı odayı ve ortamı paylaşan aile fertleri birbirlerinden habersiz hale geldi. Anne ve babalar diğer odadaki çocuğuna facebook marifetiyle seslenir oldu.
Anneler günü münasebetiyle, bu olumsuzluklardan kurtulmak için, anneler evlatlarıyla, evlatlar da anneleriyle göz göze gelsin, diz dize otursun, el ele tutuşsun, anne-bebek ilişkisinde olduğu gibi gönül ve duygu köprüsünü tekrar kursun, fiziki temaslarla muhabbet dili oluştursun ve bu yıl “Anneler Gününü” böyle kutlamış olsun. Görülecek ki, çok şey kaybedilmiş, hayat sıradanlaşmış, evlatlar annesini unutmuş.
Anneyi unutur ve onu “Anneler Gününe” hapsedersek, aileler dağılacak, toplum yozlaşacak, Müslümanlar parçalanacak, birlik ve beraberlik kalmayacak, hayat ve yaşam zorlanacaktır. Çünkü bunların hepsini bir arada tutan değer, anne merkezli bir yaşamdır, ailedir. Bütün annelerin ellerinden öper saygı, hürmet, muhabbet ve selamlarımı sunarım.