Arap Baharı'na doğru...

Salih Parlak

Ben dış politikaya ağırlık veriyorum;
Türkiye'nin dış politikasına…
Özellikle…
İslam dünyasıyla uyum sağlayan politikalarla…
Acaba kendi kabuğunu yırtan olabilir miyiz?
Yeniden Osmanlı…
Yeniden Asr-ı Saadetin kapısını aralayabilir miyiz?
İşte bugünkü iktidarın bütün çabası;
Bütün diplomatik mekik dokumaları;
Bunun için!
Türkiye'nin dışa satımı azalmış!
Neden!
Çünkü iğreti de olsa bir bağ kurulmuştu;
İslam ortak pazarı denemesi vardı.
Olacaktı, ama…
İslam ülkelerini ahtapotlar…
Halkının kanı üzerine kurulmuş devletler…
Tahtı yıkılmaz sanılan Firavunlar…
Nemrutlar…
Ezilmiş Müslümanların kanı üzerinden;
İktidar olan demir pençeler…
Sıktıkça kanını emceklerini sandıkları halkının
Une minute'lerle İmanı kükreyince
Meydanları doldurup saraylara taşınca;
Ordusu kurşun sıkmayan Firavunlar devriliverdi.
Bu nedenlerle Firavunların iktidarı sallandı.
Bu nedenle Türkiye'nin ihracatı düştü.
Ama şimdi yepyeni bir kan…
Arap bayramı geliyor!
Köklü iktidarlar…
Geliyor, İnşallah!
Allah nasip ederse;
Türkiye baharının Arap baharı ile…
Ruh ve bedenen kucaklaşmasıdır!
 ABD… Fransa… İtalya… Rusya…
El ele verdiler!
Bölgede yeni oluşturdukları İsrail yüzünden;
suni devletler ve Firavunlar türettiler.
enerji ihtiyaçları için… İsrail in güvenliği için…
çıkarcı bir ilişki geliştirdiler.
Firavunlar kendi halklarına karşı çok zalimce davrandı.
Kaddafi… Mübarek… Bin Ali… Esatlar…
ortak özellikleri;
Ülkenin maddi ve siyasi kurumlarını ailelerine…
Batılılara peşkeş çekmeleri idi.
Baskılar… işkenceler…
siyasi haklardan mahrum bırakılanlar…
yolsuzluklar altında ezilen halklar…
Ezildi! Ezildi! Yine ezildi!
Ama asla erimedi.
Ne zamanki;
İsrail Cumhurbaşkanı demirden yumruğuna;
“Une Minute” şamarı indirildi;
Kükreyen Müslüman Aslan karşısında;
Büzüldü kaldı;
İşte o zaman ezilen Müslüman halk;
Firavunlarına karşı yumruklarını sıkarak,
Meydanlara inme cesaretini gördü,
İşte Arap Baharı başladı;
Kılıçdaroğlu'nun ödü kopuyor;
Gemileri Gazze'ye götürürse alnından öperim" demiş,
Rabbim nusratini nasip eylerse
Türk savaş gemileri Mavi Marmaraları izlerse;
Gazze topraklarına götürürse;
Rabbime ne zorluk!
Bakarın ki Mısır gemileri de Akdeniz'de;
Türk gemilerinin yanına gelirse;
 Neler olmaz ki!
Yeni Libya yönetimi de öteden kulak kabartırsa;
Eyyyt! derse;
İsrail ne yapacak!
 Arap baharı!..
Bakarsınız ki Bir İslam Ortak Pazarı'nın;
kıvılcımları çakılır.
Rabbim her şeye kadir!
İnanmış karizmatik kulu;
Arap Baharı'nın fitilini çekerken;
Secdelere kapanırsa;
Secdelere kapanan inanmışlar da kapanırsa;
“Metâ Nasrullah!” derlerse…
Rabbim de:
“Elâ! İnne Nasrellahi Karyb” fermanını haykırırsa;
Neler olmaz ki!
Bu Müslüman'ca feryatlar;
Eğer samimi ise;
İçten geliyorsa;
Bu içten feryatlar göklere çıkar;
Rahmetlerle yeryüzüne inebilir!
“Senden önce silik uygarlıktan,
kendilerine vahiy yoluyla bilgilendirdiğimiz
birçok öngörü sahibi abdalı aralıksız Resul gönderdik;
hiç mi yeryüzünde arkeolojik gezintiler yapmıyor da
kendilerinden öncekilerin acı sonlarının nasıl sonuçlandığını
hele bir kez,
bilinçlice görüp düşünmüyorlar?
Ta ki o resuller tam karamsarlığa bürünüp,
saçmalar gibi görülme duygusuna kapıldıklarında,
onlara bizim zafer müjdemiz gelip çatar;
böylece bizim dilediğimiz abdallar kurtulmuş olur.
Işte potansiyel suçlu toplumlardan bizim bela kılıcımız asla geri bırakılmaz”
Yusuf Suresi: 12/109-110.
İnşallah Rabbim o Abdalları Arap Baharı'nda görevlendirir.
 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.