Bugün de siz değerli okuyucularımıza yine Türkiye Kamu Çalışanları Konfederasyonu'na bağlı Türkiye Ulaştırma Hizmet Kolu Kamu Görevlileri Sendikası' nı tanıtacağız.
Türkiye Kamu Çalışanları Konfederasyonu'na bağlı Türkiye Ulaştırma Hizmet Kolu Kamu Görevlileri Sendikası' nı Samsun Şube Başkanı İbrahim Temurcan ile yaptığımız söyleşi sayesinde daha yakından tanıyalım.
DENGE GAZETESİ: Sendikanın kuruluş amacı nedir?
İBRAHİM TEMURCAN: Sendikamız; Kamuda memur statüsünde çalışan üyelerimizin ekonomik, sosyal, mesleki hak ve menfaatlerinin korunması ve geliştirilmesi amacını taşır. Anılan faaliyetleri yürütürken, ülkemizin ve milletimizin bölünmez bütünlüğüne, milli ve manevi değerlere, sosyal adalet ve demokrasiye olan inancıyla kanunlar çerçevesinde hareket eder. Yukarıda ifade ettiğimiz ilkeleri benimseyen ve memuru temsil edebilecek bir örgüt olarak Türk Ulaşım-Sen sendikalar arasında yerini almıştır.
DENGE GAZETESİ: Sendikanızın şu anda kaç üyesi var ve Samsun Şubesi hangi illerle beraber teşkilatlanmıştır?
İBRAHİM TEMURCAN: Türk Ulaşım-Sen' in ülke genelinde üye sayısı 8.000' dir. Şubemiz Samsun, Ordu, Giresun, Trabzon, Rize, Artvin, Sinop, Amasya, Tokat, Kastamonu ve Bartın illerinde teşkilatlanmıştır. Sendikamız hizmet kolunda ; Ulaştırma Bakanlığı, Denizcilik Müsteşarlığı, TCDD Genel Müdürlüğü ve bağlı ortaklıkları olan TÜVESAŞ, TÜLOMSAŞ, TÜDEMSAŞ Genel Müdürlükleri, DHMİ Genel Müdürlüğü, Kara Ulaştırması Genel Müdürlüğü, DLH Genel Müdürlüğü ve bağlı taşra teşkilatları olan Bölge Müdürlükleri, Meydan Müdürlükleri ve İşletme Müdürlükleri' nde 9 farklı kurumda sayısal çoğunluk sağlandığı için yetkili sendika olarak faaliyetlerimizi sürdürmekteyiz.
DENGE GAZETESİ: Sendika ne olmasını istiyor, felsefesi nedir?
İBRAHİM TEMURCAN: Sendikamız kuruluş amacı gereği üyesinin yaşam standartlarını yükseltmek istiyor. Tabi ki bu yalnızca ücret sendikacılığı manasına gelmiyor. Amacımız çalıştığımız kurumun etkinliğini artırmak, ülke ekonomisine katkı sağlamak, hizmet alan vatandaşa en kaliteli hizmeti sunmak olduğunu biliyoruz. Ekonomik olarak ülkeye zarar verir hale gelip, dibe giden bir kurumda çalışanın hayat standardını yükseltmeyi bekleyemeyiz. Çalışanın kurumuyla bir bütün olduğunu, etkin, verimli, iş kolunda stratejik öneme sahip kurumun hem ülkeye hem de çalışanına faydalı olacağı görüşündeyiz. Kazan, kazan kuralıyla kurumum alanında lider olsun, çalışanımın da hayat standardı yüksek olsun görüşündeyiz. Bunun için adil bir görevde yükselme, eğitim, mesleki ve sosyal hakların geliştirilmesi, adil bir ücret tetikleyici unsurlardır. Ülkemizde özelleştirme adı altında kar eden kuruluşlarımızın birkaç aylık geliri karşısında satılmasına, stratejik kurumlarımızın elden çıkarılmasına, önce altını boşaltıp etkin değil gerekçeleriyle kurumları satış listesine eklenmelerine elbette karşıyız. Sorumluluk bölgemizde faaliyet gösteren, bölge ekonomisine katkılarıyla, çalışanıyla özelleştirme kıskacına alınan kurumlarda mücadelemiz devam etmektedir. Bu konuda yöre halkının ve yerel basınında desteğine ihtiyacımız var. Özel sektöre, sermayeye karşı değiliz ancak stratejik öneme haiz kurumların boş tarla fiyatına satılmasına, atıl hale getirilmesine veya yabancıların eline geçmesine karşı mücadelemiz sürecek. İş kolumuz, siyasi iradenin özelleştirme politikası sebebiyle çok kayba uğramış, özelleştirme ile ülkemizin ve milletimizin Liman İşletmeleri satılmaktadır, Devlet Demiryolları ve Devlet Hava Meydanları özelleştirme kapsamına alınarak satılmak istenmektedir. Sendika olarak milletin kendi öz malı olan değerlerimizin yabancı sermayeye satılmasına karşıyız, ayrıca stratejik öneme sahip kuruluşların devletin elinde kalması gerektiğini düşünmekteyiz. Hiçbir kar ve menfaat devletin büyük çıkarlarının üzerinde değildir. Tüm kamu çalışanları sendika ayrımı yapılmaksızın sendikalı olmalı, kendi hakları için mücadele edilmesine destek vermelidirler. Bizim en büyük temennimiz, memurun içinde bulunduğu uykudan uyanıp, kendi haklarının savunulmasına destek vermesidir.
DENGE GAZETESİ: Sendikayı diğerlerinden ayıran özellik nedir?
İBRAHİM TEMURCAN: Bunu şöyle ifade etsek daha iyi olacak kanaatindeyim; bizim bir tasvip ettiğimiz sendikal hareket var, bir de tasvip etmediğimiz, içinde bulunmak istemediğimiz tarz sendikacılık var. Herkes kimin ne tür sendikacılık yaptığını bilir. Tasvip etmediğimiz ve bizde olmayan sendikacılık; Hükümet yanlısı tavırlar sergileyip aleyhimize olan kararlarda sessiz kalmak, hak aramada yetersiz kalarak pasif sendika görüntüsü vermek. Üye sayısının çoğunluğu elde etme uğruna yeni atanan memurlara üyelik formu dayatmak veya uzlaşmaz tavrı şiar edinmek. Bugün güneş erken doğdu haydi sokağa misali fanatik, fevri davranışlar göstermek. Birbirinden farklı siyasi oluşumun içinde memurun pankartını sallamaktan çekinmemek. Üye sayım az kaybedecek bir şeyim zaten yok deyip aşırı uçlarda faaliyet göstermek. Sendikacılık adı altında ülkemizin bölünmesi, yıpratılması gibi amaçlar güden ideolojilerin esiri olunması bizleri rahatsız etmektedir. Bu tip oluşumlar içerisinde bulunan sendikaların tüm memur arkadaşlarımızın sosyal, ekonomik ve mesleki menfaatlerine zarar verdiğini düşünüyoruz. Birde tasvip ettiğimiz üyemizin de çekinmeden destek sağladığı tarzda sendika faaliyetleri var ki bunlar; Memurun kazanım sağlayacağı her konuda uzlaşmacı tavır sergilemek, taviz vermeyeceğimiz konularda dik durmak. Hükümet politikalarının zarar vereceğini bilerek memur hareketinin önüne set oluşturmamak. Gereğinde eylem, gereğinde masanın diğer ucunda bulunmak . Memur kazanımı için kurulmuş sendikamız hariç hiçbir siyasi oluşumun içinde veya arka bahçesi konumunda olmamak. Sosyal sorumluluk gereği en az kendi menfaati kadar çalıştığı kurumun etkinliği için mücadele etmek. Çalıştığı kurumun yaşamasında , vatandaşa hizmetinde üzerine düşeni yapmak. Ülkede adil gelir dağılımı için mücadele etmek. Sendikacılık yaparken, devletimizin yıpranacağı zarar göreceği, çalışan ile devlet arasında ayrışma oluşturabilecek hiçbir hareket ve oluşum içinde bulunmamak en önemli düsturumuzdur. Hak arama mücadelemizde devlet memuruna yakışır şekilde davranılması gerektiğini düşünüyoruz. Yaptığımız ve yapacağımız açıklamalarda, eylemlerde buna göre hareket etmekteyiz. Bizimle diğer sendikalar arasında; Ülke menfaatlerini her şeyden üstün tutmanın yanında daha sayabileceğimiz bir çok fark olduğunu düşünüyorum. Zaten gerek bölge gerek ülke genelinde üye sayımızın çokluğuyla sendikamızın güçlü olması, sendika anlayışımızın ne denli doğru olduğunu gösteriyor.
DENGE GAZETESİ: Seçimler nasıl ve kaç yıl ara ile yapılıyor?
İBRAHİM TEMURCAN : Seçimler üç yıl ara ile önce iş kollarında delege seçimleri yapılır. Delegelerin oylarıyla sendika organlarından; Yönetim Kurulu, Disiplin Kurulu, Denetleme Kurulu asil ve yedekleri ile Üst Kurul Delegelerinin seçimleri gizli oy, açık sayımla yapılır. Şu andaki mevcut yönetim 3 Kasım 2007' de seçilmiş ve görev dağılımı yapılmış yönetimdir.
DENGE GAZETESİ: Üye olmak için neler gereklidir?
İBRAHİM TEMURCAN : Ulaştırma Hizmet Kolunda çalışan kamu görevlilerinden Bölge Müdürleri, İl Müdürleri, Kadrolu Yardımcıları ve Liman Başkanları hariç tüm kamu görevlileri sendikaya üye olabilir. Üye olmak için İşyeri Temsilcilerimize ve Şubemize müracaat edilerek üyelik formunu(EK -1) doldurup imzalayarak üye olunur. Sendika tüzüğümüze ve ilkelerimiz aykırı hareket etmeyecek her kamu görevlisi üye olabilir.