Aşçı Yemeği

Adnan Bahadır

Gazetemiz Denge"nin yayın hayatına başlamasının üzerinden henüz 4. Ay geçmeden köşe yazısı yazacağım aklımın ucundan bile geçmemişti doğrusu. Ancak, gazeteyi kurarken herkes gazeteciliğin çok zor bir iş olduğunu,  gazetecilerle uğraşmanın güçlüğünü bana anlatmıştı da, ben “Siyaset yapmaktan ve siyasetçilerle uğraşmaktan zor değil ya” diyerek espriyle geçiştirmiştim.

Yaklaşık dört aylık süreçte 3–5 yılda yaşanabilecek problemleri yaşadığımı söylesem az olur da çok olmaz.

Gazeteyi kurarken, “kuramaz, edemez” diyenler gazete kurulunca “tutmaz” dediler, bu dedikleri de olmayıp gazete kısa sürede prim yapıp, satışlarında depara kaldırınca, birilerini araya koyup uzlaşı teklif ettiler, o da olmayınca “içeriden yıkalım” dediler ve aklıevvel bir iki arkadaşımızı kandırıp, bizi içten yıkmaya kalktılar.

Bu operasyonları kimler nasıl yaptı zamanı gelince yazacağım.

Gel gelelim asıl konuya…

25 yıllık eski bir dostum birilerini araya koyarak, hatıra binaen, bir gazetede yazı yazmaya başlamış. Yazdığı yazılarla ilgili bir şey söylemek haddime düşmez.
O, yazarı ile okuru arasındaki bağdır, saygı duyarım. Kendisine “gel bizde de yaz” deyince, cevabı çok enteresan geldiği için sizinle paylaşmak istedim. “Efendim ben birilerinin aracılığıyla bir gazetede yazmaya başladım şimdi ayrılırsam gazeteye değil de o birilerine ayıp olur. Ben size yazı yazayım ama benim adımı kullanmayın da başkasının adıyla çıksın (biz yazı yazmaktan aciziz YA!) ”.

Allah uzun ömürler versin, anacığım der ki; “Oğlum başın sıkıştığında karnını ovuştur”. Bu Anadolu kadını anacığımın sözü belki size tuhaf gelecek ama bir işi yapıyorsanız ve en zor bölümünü sıkıştığınızda yapamayacak iseniz, o işe girmemelisiniz.

İşte ben bu bilinçle bu işe girdiğim için bugünden sonra haftanın belirli günlerinde siz değerli okurlarımla buluşacağım.

“Peki, ne yazacaksın” diye soracak olursanız…

Dikkat ederseniz, köşemizin adı “Seyir Defteri”. Defterimizde siyaset var, ticaret var, ekonomi var, sosyal hayatın içinden ne ararsanız var. Hani, lokantaya gittiğinizde canınız yemeklerin hepsinden tatmak ister ve "ne yiyeceksin?" diye soran garsona "ver bir aşçı yemeği" dersiniz ya, işte bizim "Seyir Defteri"mizde de aşçı yemeği misali her şey var…

Öyle ki; geçmişte yaşadıklarımızdan alınması gereken derslerden tutun da şu anda yaşadıklarımız, hatta gelecekte yaşanma ihtimali olan her şeyi siz değerli okurlarımızla ezmeden, bükmeden, eğmeden ve eğrilmeden dimdik ayakta durarak paylaşacağız.
 
Bu duygu ve düşüncelerle iyi haftalar dileğiyle…

Kalın SAĞLICAKLA!..

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (3)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.