ÂŞIK KEMÂLÎ BÜLBÜL'DEN VEF  ÖRNEKLERİ

M.Halistin Kukul

Vefâtının 5. Yılı Münâsebetiyle:

ÂŞIK KEMÂLÎ BÜLBÜL'DEN VEF  ÖRNEKLERİ

     Âşık Kemâlî Bülbül, vefâlı bir insandı. Ömrünün son otuz yıla yakın zamanındaki dostluğumuzda bunun şâhidi oldum.

      Dâima düşünür, yazmak ve peşinde iyi bir eser bırakmak isterdi. Kalemsiz kâğıtsız gezmezdi. Bu da şu demekti ki, kaleme ve kâğıda dolayısiyle yazmaya çok önem verirdi.  Fazla okuduğunu söyleyemem. Dinlemesini , güzel konuşmasını ve hitap etmesini bilirdi.

       Âşık Kemâlî Bülbül; sâdece iyi gün dostu değildi. Maddî gücü olmadığı hâlde, dost bildiklerini hiçbir zaman yalnız bırakmaz, hâl-hatır sormaktan  asla geri durmazdı. İyi bir âile  babasıydı. Evine; eşine,  çocuklarına ve torunlarına çok düşkündü.

     Küçüğüne de, büyüğüne de, akranına da saygı ve sevgiyle muamelede bulunurdu.

     Hazmedemediği ve  şiddetle karşı  durduğu tek mes'ele, dînî ve millî kıymetlerimize karşı  yapılan  hücûmlardı. Bunlara, hiç mi hiç tahammül edemez hemen müdahalede bulunurdu.

     Âşık Kemâlî Bülbül, gerçekten vefâlı bir insandı. Zaman zaman kızdığı biri olsa da, dara düştüğünde yardımına koşmaktan geri durmazdı.

      O'nun bu vefâsını, şiirlerinde de bulmaktayız. Sevdiği siyâsîleri övmesi, sevmediklerini ise acımasızca yermesine rağmen affedici bir vasfı da vardı.

       Vefâsını, bilhassa şâir ve edib dostları hakkında yazdığı şiirleri bunu göstermektedir.

     Bir insan; kendisi hayatta iken başkalarına gösterdiği vefâyı, vefât ettikten sonra, başkalarından da görebilmelidir, değil mi? Bu büyük noksanımızı  hatırlatmayı ise,bir vazîfe olarak belirtmek isterim.

      Bugünkü sahip olduğumuz maddî ve mânevî  değerleri kazananlara ve bize intikal ettirenlere gerekli alâkayı gösterdiğimizi söyleyebilmemiz mümkün müdür?

     İşte, Kemâlî Bülbül, bu değerleri kavrayan ve elinden geldiğince de  onları kâğıtla buluşturan böyle bir zattır. Kendisi hayatta iken; kendisiyle aynı dönemleri yaşayan ve ahirete intikal etmiş bulunan birçok büyüğümüzle samimî  hislerle kucaklaşmasını bilmiştir. Bilinmelidir ki, bu, bir insan için çok önemli müspet  bir vasıftır. Tam bir "vefâ numûnesi"dir.

      Hakkında, "Samsunlu Âşık Kemâlî Bülbül, Hayatı-Sanatı-Şiirleri"  adlı bir eser hazırlayan Prof. Dr. Şahin Köktürk,  Şiirlerinde Temalar/Vefâ-Dostluk başlıklı bölümde şu tespitte bulunur:

        "Edebî şahsiyetini anlatırken kısaca temas ettiğimiz gibi Kemâlî Bülbül edebî -ilmî şahsiyetlere, idarecilere, yakın çevresine şiirler ithaf etmiştir. Bu tür şiirlerini "övgü" olarak adlandırabiliriz. Keskin hicivlerle yerdikleri de olmakla birlikte sayıca çok olan bu övgülerde başarılara duyduğu hayranlıktan doğan takdir hisleri hep ön plandadır.

      En çok övgü şiiri yazdığı kişiler başta âşıklar olmak üzere şairlerdir. Saz şairi-âşıklardan öncelikle Yunus Emre, Karacoğlan, Seyrani, Âşık Veysel, Âşık Efkârî, Âşık Ali Çatak'ı sayabiliriz.  Bu isimler hakkında yazdığı şiirlerde ortak nokta diyebiliriz ki vefa duygusudur.

      (...) Sevip takdir ettiği sağ olan-olmayan âşıkları "Âşıklar Halkası" adlı şiirinde bir bir anar. Yaşadıkları yıllara göre değil de mısralardaki sırayla gidersek manzumede "Karacoğlan, Davut Sulari, Posoflu Müdami, Baba Efkârî, Veysel, Âşık Ömer (Behçet Kemal Çağlar), Rüstem Alyansoğlu, İlhamî Demir, Deryamî, Ferrahî, Nevzat Merdanoğlu, Mahmut Coşkuner, Talibi, Ummanî, İnanî, Cevlanî, Zülalî, Kul Himmet, Pir sultan, Ali İzzet, Çıldırlı Şenlik, Emrah, Sümmanî, Fezaî, Şem'î, Yunus, Osman Atillâ, Seyranî isimlerini görürüz.

     "Başkent Ozanlarına" şiirinde de -o dönem hayatta olan- şair ve yazarlar başta Halide Nusret Zorlutuna olmak üzere; Ayhan İnal, Güzide Taranoğlu, Enver Tuncalp, Ahmet Tufan, Feyzi Halıcı, Halil Soyuer, Mustafa Ceylan, İlhan Geçer, Necmettin Esin, Arif Nihat Asya, Yavuz Bülent Bakiler, Göktürk Mehmet Uytun, İsa Kayacan, Mualla Anıl, Sami Ateş, Mevlüt Uluğtekin Yılmaz, İrfan Ünver Nasrattınoğlu, Abdullah Satoğlu, Mehmet Çınarlı, Gürünlü Gülhanî, Âşık Ali Çatak, Bahri Ulaş onun samimi mısralarının konuğu olur."

      (Bknz:  Dr. Şahin Köktürk, Samsunlu Âşık Kemâlî Bülbül, Hayatı-Sanatı-Şiirleri, İlkadım Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü Kültür Yayınları, Samsun- 2011, Sf. 45-46)

        Bu şâir ve yazarlardan başka; M. Halistin Kukul, Cahit Öztelli, Mustafa Bağışlayıcı, Yaşar Doğu, Kemal  Vehbi Gül, Şefik Yazgı, Cemal Safi, Necattin Demirtaş ve bilhassa Atatürk , Alparslan Türkeş, Adnan Menderes ve Celâl Bayar  gibi pek çok devlet, fikir ve sanat adamına ithâf ettiği şiirleri de bulunmaktadır.

       Atatürk Destanı şiirinde şöyle der:

"Bir destan döşeyim, Türk milletine

Önderim Atatürk, özüm Atatürk

 Coştukça coşayım, Türk milletine

 Yüreğim Atatürk, gözüm Atatürk.

  

Samsun'da tutuşan gerçek meş'ale

 Amasya, Erzurum, Sivas'ta bile

 Büyüye büyüye, geldi bu hâle

Yollarım Atatürk, izim Atatürk."

       Alparslan Türkeş hakkındaki  Selâm Yolladık şiirinde ise, O'nu şöyle tasvir eder:

    "Tekir yaylasının mahşerî günü

     Uç uca getirdi yarını dünü

     Dünyaya haykırdı Türk Türklüğünü

     Turan'a Türklüğe türkü söyledik.

       

      Çin Seddi Altaylar, tüm Orta Doğu

      Hakanı ön safta, elinde tuğu

      Türkeş Bey, Müslüman Türkün Başbuğ'u

      Haykırdı, onunla biz de gürledik"

           Mustafa Bağışlayıcı'ya yazdığı Kutlubilgi  şirinde, O'na muhabbetini şöyle dile getirir:

    Ak sakal, ak urba, sanki ak bulut

    Samsun'un uç beyi, Bağışlayıcı

    Hakk'a, üç hilâle, bağlamış umut

    İmanlı Türk boyu, Bağışlayıcı.

   

Günlük meşgalesi, tevhid, tilâvet

 Kaynağı Kur'ân'la, hadîstir elbet

 Samimi davete eder icabet

 Hem emmi hem dayı Bağışlayıcı"

         Âşık Kemâlî Bülbül'ün büyük vefâ numûnesi olarak dostlarına ithaf ettiği şiirlerden birkaç tane daha sunalım:

       Ayhan İnal için:

"Ayhan İnal verdi bana haberi

 Yunus bayramınız mübarek olsun

  Aziz kardeşimiz Güven Tanyeri

  Fikir tarlanızda fikir bol olsun"

           Coşkun Ertepınar için:

"Coşkun sular gibi Ertepınar'ım

Tevazu asalet timsali olmuş

 Bense yaralıyım içten kanarım

Dertlerin tümünü Kemâl3ı almış."

         M. Halistin Kukul için:    

"Gönül erbabıdır Halistin kukul

 Yazdıkları sanki bir okul oldu

  Bülbül der, aziz dost, ey Rabbine kul

  Dostluk başlayalı nice yıl oldu."

        Fethi Gözler için:

"Fikir kumandanı Fethi Gözler de

 Emeği bol olan emekli hocam

 Maziyi fethetmiş ati gözler de

 Kemâlî Bülbül'üm destur alacam."

         Cemal Sâfî için:

Her şeyin başında aranır Sâfî

Saflığın başında ganidir  Cemal

İnsanı doyurur bir dörtlük kâfî

Ne Ayhan dayanır ne Bülbül Kemâl

       Ahmet Tufan Şentürk için:

Ağabeyim hocam üstadım canım

Senin satırların emsaldir güle

İnsanlık mürşidi Ahmet Tufan'ım

Büyük bir rehbersin Kemal Bülbül'e"

        Halide Nusret Zorlutuna ve Güzide Taranoğlu için:

"Ana şâir Zorlutuna

Alır bizi koltuğuna

"Sultan" der Taranoğlu'na

Ankara'nın şâirleri."

        Âşık Kemâlî Bülbül'ün 'vefâ' cephesiyle de tanınması ,  güzel bir numûne olarak takdirle anılmalıdır.

         Yaşadığı sürece hiç eğilip bükülmedi. Doğruyu aradı; o yolda yürüdü. İslâmî-millî değerlerimiz, yegâne istikameti oldu. Bunlardan hiç tâviz vermedi.  Bu vesîleyle, O'nu bir kez daha rahmetle anıyorum. Mekânı cennet olsun!..

 

 

     

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.