Havaların ısınması, havadaki nem miktarında farklılıklar ve havaya karışan bitkilere ait polenlerin bunda önemli rolü bulunduğunu söyledi.
Dr. Özkaya “ Alerjik astım, astımın en sık görülen türüdür. Astımı olan çocukların büyük kısmında alerjiler de görülmektedir ve yetişkinlerde de azımsanmayacak kadar çoktur. Bahar mevsiminde astım hastalarının daha özenli davranması gerekmektedir. Astım rahatsızlığı akciğerlerde meydana gelen kronik bir rahatsızlık olup, kişinin göğüs ve nefes darlığı ile beraber solunum sıkıntısı yaşamasına sebep olur. Alerjik ve alerjik olmayan kronik bir rahatsızlık olan astımın, birden fazla tetikleyicisi olabilmektedir. Astımı tetikleyen faktörler, astımlı kişinin nöbet yaşamasına sebep olan unsurlardır. Bahar mevsimiyle polenler de astımı tetikleyen en önemli çevresel faktörler arasında yer alır. Astım hastaları kendi rahatsızlığını tetikleyen unsuru testlerle belirledikten sonra, bunlara karşı dikkatli davranarak hastalığını kontrol altında tutmaya çalışmalıdır. Bu sayede hasta çok daha az sayıda astım nöbeti geçirerek daha sağlıklı bir hayat sürebilir’’ dedi.
Yrd. Doç Dr. Şevket Özkaya “Göğüste tıkanma, öksürük, hırıltılı solunum sık rastlanan belirtilerdir. Bazen sadece inatçı öksürükle veya nefes alıp verirken hırıltı, hışırtı gibi bir ses şeklinde belirti verebilir. Bu yakınmalar geceleri, özellikle sabaha doğru uykudan uyandıracak şekilde görülüyorsa astım hastası olabilirsiniz. Bu belirtilerden herhangi biri veya birkaçı bir arada bulunabilir. Bu belirtiler sadece astıma özgü değildir, başka hastalıklarda da habercisi olabilir. Ancak astım hastalarında belirtiler tekrarlayıcı olup nöbetler halinde gelirler, genellikle gece veya sabaha karşı ortaya çıkarlar, kendiliğinden veya ilaçlar ile düzelirler, mevsimsel değişiklik gösterebilirler ayrıca kişiye ve duruma göre değişik etkenler belirtilerin ortaya çıkmasına neden olabilirler.” diye konuştu.
Bahar mevsiminde alınacak önlemler hakkında bilgi veren Yrd. Doç. Dr. Özkaya "Gün içerisinde polenler en çok sabah saatlerinde yoğun olduğundan, ev öğlenden sonra havalandırılmalıdır. Hasta mümkün olduğunca sokağa çıkmamalıdır. Dışarı çıktığında yapabiliyorsa polen maskesi kullanmalıdır. Evde ve arabadaki klimaların polen filtreleri sık sık değiştirilmelidir. Polen mevsiminde toz, sigara dumanı, boya kokusu ve parfümden uzak durması, polen alerjisi olan kişinin şikayetlerinin ağırlaşmasını engeller. Alerjiye genetik yatkınlığı olan kişilerin alacağı alerji karşıtı önlemler, alerjik yakınmaların ortaya çıkmasını engeller ya da geciktirir."şeklinde ifade etti.
Alerjik hastalıkların herhangi bir tedavi yöntemiyle tamamen ortadan kaldırılmasının, mümkün olmadığını dile getiren Dr. Şevket Özkaya açıklamasına şöyle tamamladı: "Alerjik hastalıklar genetik bir hastalıktır. Astım ve alerjik hastalıklarının oluşmasındaki genetik bozukluk da pek çok genin kontrolü altında. Yani tek bir gene müdahaleyle bu işin çözülmesi söz konusu değil. Bizim yaptığımız tedaviler, hastalığın tekrarlamasını, belirtilerin şiddetli olmasını önlemeye yönelik tedavilerdir. Astım, düzenli tedaviyle kontrol altında tutulabiliyor ve astımla sorunsuz yaşamak mümkün oluyor."diye konuştu.