Zor günler geçiriyoruz. Hele memlekette çarşı pazar bu kadar karışmış iken…
Oysa bu köşede, başarıları, övünçleri, sevinçleri yazmak isterim. Mutlulukları pay etmek isterim. Ama dedim ya, çarşı pazar karışık.
Yirmi beş saat ve sekiz gün hatta yılın on üç ayı mesele memleket …
Sokakta, merdivende, asansörde bir selamı eksik ettiğimiz insani kaygılarımıza yenik düşmüş bir toplumun bireyleri olarak, nezaket ve zerafet kurallarının neredeyse tarih olduğu bir hallerimiz var.
Etrafımıza baktığımızda sinirler gergin, tahammüller sıfırın altında, yüzler düşmüş ve asık, mimikler donuk mu donuk.
Kısa ömrümüzde, ne kadar az insan biriktiriyoruz bir selam dahi kesilmiş hayatlarımızda.
Oysa üç günlük dünyamızda baki kalan sadece bir hoş seda, söyleyene ve duyana.
Acil, ama çok acil huzura ihtiyacımız var …
Biz, bu dünya da el ele, kardeşçe, gönül gönüle ve omuz omuza olmayı istemeliyiz en içtenliğimizle.
Dedim ya üç günlük dünya ise bu, kimi ilkinde, kimi ikincisinde kimi de son demleri o üçün içinde.
Gönül bir dost ister ise kahveler de bahane, dostlar biriktirmenin işçileri olmak en büyük servettir.
Bir selamın mayasıyla tutan dostluk ve arkadaşlıklar bir can simidi değil midir bu insanlık denizinde?
Yelkene rüzgar, küreğe emek, dümene rota ile birlik ve beraberliğe ulaşmalıyız.
Bir tatlı huzur almaya gelmiş iken Samsun’dan, başarabilmekte miyiz bu saadeti üç günlük ömrümüzde?
İnsan biriktirmektir meselenin özü, hem bugünler için hem de hatıralarda kalacağımız o günler için.
içimizin güneşinde ısıtmalıyız selamları ve günebakanlar gibi dönmeliyiz bu yüce insanlığa.
Bilmeliyiz kadrini ve kıymetini, samimiyet ve sevginin erdemiyle, bu üç günlük dünyadan, artık elimizde ne kadarı kaldıysa…
Gelelim asıl konumuza,
En son "Atakum Belediyesinde neler oluyor?" yazımı 8 bine yakın kişi okumuş, 40 a yakın kişi de yorum yapmış. Yorumlar genellikle iyi niyetli yapıcı eleştiriler taşıyor. Ama bunun yanında yazım neticesinde daha kamuoyunun bilmediği çok farklı dönüşlerde var. Bunların doğruluk derecesini öğrenip ilk önce Atakum Belediyesi yetkililerini dinleyip sonrasında kamuoyu ile köşe yazılarımda paylaşacağım. Ayrıca da gazetemizde haber olarak ta göreceksiniz. Merak edenler için şimdilik şu kadarını söyleyebilirim. Başkan Cemil Deveci'nin seçim öncesi duruşu ne ise seçim sonrası da duruşu aynı, fakat belediyecilik çok zor iş, doğru, dürüst ve ilkeli insanların zorlanacağı bir iş, bu nedenle Başkan Cemil Deveci’nin biraz daha zamana ihtiyacı var. Çünkü her gelen ona bir şey söylüyor, hangisi doğru hangisi yanlış bu süreçte görmeye çalışıyor ve gördüğü yanlışları da kendi üstüne alıp ben hata yaptım diyor. Bu çok önemli bir duruş, hiç bir siyasetçi bunu yapmaz.
Cemil Deveci’yi 30 yıldır tanırım. Onu tanımayan bilmez. Aşırı duygusaldır. Arkadaşlık duygularına önem verir ve yapılan hataları affetmez. İyi niyetlidir, anlayışlıdır, herkes ile iyi geçinmeye çalışır. Her ortama çok çabuk uyum sağlar. Sezgileri güçlüdür. Paraya önem vermez, insanlara yardım etmesini bilir, maddi manevi elindeki bütün imkânları düşünmeden kullanır. Yalnız iyi niyetli olduğu için herkese fırsat verir ve yaptığı hatalardan ders almaz.
Size şu kadarını söyleyeyim. Seçim öncesi aday adaylığı döneminde benim de içinde olduğum bir konuda " ben kimseyi yolda bırakmam, gerekirse aday adaylığımdan vazgeçerim adam satmam. " dedi. Aynı konu adaylığı döneminde tekrar gündeme geldi. " bugün adaylıktan çekilirim" dedi. Bu durumda Başkan Cemil Deveci yine buna benzer bir durumla karşı karşıya gelsin. "bugün başkanlığı bırakıyorum." der.
Şimdi sizce bu durum da ne yapmak lazım gerekir onu bilemem? Ama Bence seçilmiş Cemil başkana biraz daha süre verelim.