ATMA HAMİDİYE ATMA,VERGİDE VERECEĞİZ; ŞAPKA DA GİYECEĞİZ
Osmanlı İmparatorluğunun yıkılmasının ardından daha önce bazı imtiyazlı sınıflara tanınan askerlikten ve vergiden muafiyet Cumhuriyetin ilanı ile birlikte kaldırılmış, herkese askere gitme, vergi verme ve Şapka giymeyi mecburi hale getiren kanunlar çıkmıştı. Rize eşrafının bir kısmının bu durumu kabul etmek istemeyip, adeta Devlete kafa kaldırdığı rivayet edilir. Bu durumu ortadan kaldırmak için Atatürk Hamidiye Fırkateyni'ni Rize'ye gönderip Rize Limanından birkaç el havaya doğru atış yapılınca Rizeliler tarafından ,Atma Hamidiye atma, vergi de vereceğiz, Şapkada giyeceğiz, Askere de gideceğiz sözü söylendiği rivayet edilir.
Bu olayı anlatma nedenim yaşadığım çok enteresan bir olaydır. Geçtiğimiz Cumartesi günü İstanbul'da bulunan bir yakınımla telefonla özel bir konu görüşmüştüm. Görüştüğüm konuyu benden başka kimse bilmiyordu ama ertesi gün ailemle yazlıkta otururken ailemden bir fert, birisi ile telefon görüşmesi yaparken bu konuyu sorunca ailemden olan kişi şaşırdı. Ancak ben konuyu anladığımdan ona işaret yaparak konuyu kapattırdım. Bu nasıl olur diye merak ettiğinizi biliyorum . Bu olayın daha önce defalarca yazdığım telefonlarımın dinlenmesi konusunun adeta bir ispatı olduğu açıkça ortada. Telefonla yaptığım tüm konuşmalar her akşam özelikle bazı siyasetçilerin önüne konulup, günlük olarak takip edildiğimi zaten biliyordum, zira bizim de kendimize göre dostlarımız var ve bu insanlar bazı insanların yaptıklarını asla tasvip etmediklerinden beni sürekli ikaz ediyorlar. Cumartesi günü yaptığım konuşmayı da öğrenen kardeşlerimiz bu konuyu yine siyasetçi olan başka bir arkadaşı ile konuşurken yanlarındaki kişi duyuyor ve konuyla ilgili bir gün sonra ailemden bir fertle konuşurken bu konuyu sorma gereği duyunca tüm foyaları kabak gibi ortaya çıkıyor.
Bu olay yaşadığımız ülkede aile mahremiyetinin dahi nasıl ayaklar altına alındığının açık bir delilidir. Ancak yapılan dinlemeyle ilgili yasal bir soru sorulması halinde alınacak cevap; hayır efendim yok böyle bir şey olacağından şimdilik sorma gereği dahi duymuyorum. Zira geçtiğimiz yıl sormuştuk. Aldığımız cevap hayır olmasına rağmen aradan birkaç ay geçince tüm telefon konuşmalarımızın nasıl ortaya çıktığını hep beraber görmüştük. Bu ahlaksızlığı yaptıran siyasetçilere bizim de elbette cevabımız var. Biz de Rize'de yaşanan olaylara verilen cevaplara benzer cevaplar vermek istediğimizden konuya başlarken yukarıdaki olayı anlatma gereği duyduk.
Bu ahlaksızlığı yaptıran arkadaşlara bizim cevabımız Dinletin arkadaşlar dinletin, siz hiç üzülmeyin biz korkumuzdan bundan sonra asla sizlerle ilgili ne haber yapacağız, ne yazı yazacağız,ne de yaptığınız rezillikleri toplumla paylaşacağız. Ama merak etmeyin zamanı geldiğinde topluma ne kadar yararlı işler! Yaptığınızı ve marifetlerinizi belgeleri ile birlikte topluma sunacağımızdan en ufak şüpheniz olmasın şeklinde olacaktır. Biz burada şu şunu yaptı, bu bunu yaptı demiyoruz ancak herkes yaptığını çok iyi biliyor, bir insanın en özel mahremiyetinde olan telefon görüşmeleri dahi birilerine dinlettirilip o insanlar aile boyu takip ediliyor iseler zamanı geldiğinde o insanların da elbette yapacakları olduğunu kimse unutmasın.
Gelelim başka bir konuya kültürlü insanlar nerede ne konuşacaklarını çok iyi bilirler ama teksas tommiks dışında hayatlarında hiçbir kitap okumamış bazı insanların şunu dövdüm, bunu ıskaladım, gibi ifadeler kullanmaları gerçekten yadırganacak bir durum. Siz hiçbir delikanlının yaptığı delikanlılıkları anlattığını gördünüz veya duydunuz mu? Bu tür anlatımların sadece hayalinde olup, hayalini gerçekleştiremeyen insanların söylemlerinden öteye gitmeyen boş konuşmalar olduğunu hepimiz biliyoruz. Hele, hele başkalarının yaptıklarını kendileri yapmış gibi anlatan insanların ne kadar gülünç duruma düştüklerini görünce insan üzülüyor. Ömrü hayatlarında onun bunun yamağı olmanın ötesine gidemeyip, zamparalık dışında en ufak bir maharetleri olmayan bazı insanların ellerine geçirdikleri güçleri helal haram demeksizin kullanarak üç beş kuruş para kazandıktan sonra çıkıp şöyle becerikli adamım, böyle büyük adamım demeleri onlar adına üzücü bir durumdur.
İnsanlar bir şeyleri konuşurken toplumu balık hafızalı zannederek işkembei Kübralarından geldiği gibi konuşur iseler birisi çıkıp onların amel defterlerini önlerine koyarlar ve üç kuruşluk olurlar. Bu işler o kadar kolay değil, bir bakmışsınız ki ta yirmi yıl önce en yakın bir mahreminizle olan işleriniz ortaya çıkmış çıkın bakalım çıkabilirseniz işin içersinden. Bu konuda bu kadar izahat şimdilik yeter gelelim son konumuza.
Malumunuz son birkaç gündür bazı gazeteler benim hapishane arkadaşım ve koğuş ağamla ilgili sürekli haber yapıyorlar. Bu haberleri yapan arkadaşlar benim yazdığım yazılardan işlerine gelen kısımlarını referans olarak yazarken kendileri ile ilgili sorduğum sorulara neden cevap verme gereği duymazlar acaba? Şu anda tam gaz birilerinin üzerine giderlerken daha önce aynı insanların kapısında yatıp kalktıklarını bu şehirde bilmeyen var mı? Yoksa bu arkadaşlar benim gibi bu insanlara sonuna dek destek vermelerine rağmen ihanete uğradıkları için mi karşılarındalar yoksa daha önce aldıkları ekonomik destek bittiği için mi karşılarındalar?Bunu açıklar iseler mutlu olacağım. Bir de bu haberlerin yapılmasındaki asıl amacın yaklaşan Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinde birilerinin yıpratılması için birilerinin talimatı sonucu çıkıyor olmasın.
Bu günlük de bu kadar yeter kalın sağlıcakla