İşin yolunda gitmez kaptırırsan paçayı;
Dağın başında değil, şehre indi aç ayı.
Şimdi her şey değişti, her ay oldu baç ayı:
Bırak artık kardeşim, bu çalımı-bu pozu;
Verdi damardan öze, Avrupalı narkozu!
* * *
Her devranın beyi var, ağası var, pîri var;
Ekâbire iksîri, avâma zehiri var.
Dayın varsa, her şeyin en kıyak tehiri var:
Her çöplüğün bulunur, her zaman bir horozu;
Verdi damardan öze, Avrupalı narkozu!
* * *
Hiç açılmadı sanki, niçin gözlerin mahmûr?
Kalblerde aşk tükenmiş, beyinlerde birer ur.
Fikir bahsini kapat; el, düşünür, dost durur:
Tuttu demek ki,kökten, adamların hipnozu;
Verdi damardan öze, Avrupalı narkozu!
* * *
Misyonerlik nârası atılır, kapı kapı;
Sarsılır günden güne, muhteşem millî yapı.
Piskoposla gezersen, yutarsın bir gün hapı:
Sümelâ-Akdamar’da verip eline kozu;
Verdi damardan öze, Avrupalı narkozu!
* * *
Askerinin başına geçirdiler çuvalı;
Yürürsen neye yarar hep havalı havalı.
Bana anlatma sakın, bir sürü martavalı:
Susarsın, dostun yerken, düşmanlardan balyozu;
Verdi damardan öze, Avrupalı narkozu!
* * *
Külfetteki birliği, nimette yaşatsana !
Sana lâf atanlara, sen bir çiçek atsana!
Farklılık deyip durma, yakışmıyor bu, sana:
Sana ne insanların, sarısı, akı, bozu;
Verdi damardan öze, Avrupalı narkozu!
* * *
Gemi azıya aldı, binbir türlü mel’anet;
Vurgun, rüşvet, iltimas, bölücülük, cinâyet.
Sızım sızım sızlıyor, koskoca medeniyet:
Hep iftira peşinde, en hâini, en yozu;
Verdi damardan öze, Avrupalı narkozu!
* * *
Her ân ense kökünde ecnebînin şamarı;
Saldı millî bünyeye, fuhuş, alkol, kumarı.
Kimi kodese girdi, kimi kaptı tomarı:
Kabadayı pozunda, mahallenin çirozu;
Verdi damardan öze, Avrupalı narkozu!
* * *
Türk’e düşman kim varsa, el ele ihânette;
Niceleri kan ağlar, kimi yüzer servette.
Vatan pazarlanırken, ne kaldı emânette?
Önümüze konuldu riyâkârlık takozu;
Verdi damardan öze, Avrupalı narkozu!