Türkiye'ye tarihinin en büyük ekonomik küçülmelerinden birini yaşatan 2001 krizinin fitilini ateşleyen Türk bankacılık sektörü, aradan geçen süreçte yapılan reform ve düzenlemelerle Türkiye'yi yurtdışı şoklara karşı koruyan kalkan haline geldi. Avrupa'nın borç krizinin ve küresel resesyon endişelerinin damgasını vurduğu 2011 yılında Avrupa'nın dev bankalara zarar etmekten ya da büyük oranlı kâr düşüşünden kurtulamazken, Türk bankaları kârlılığını korudu.
Avrupa'da binlerce bankacının işsiz kaldığı 2011'de Türkiye'de 4.200 bankacı işe alındı. Türk bankaları 2011 yılını, dünyada yaşanan büyük kayıplara rağmen 19.8 milyar TL net kârla kapattı. Sektörün kârındaki düşüş yüzde 10'da kaldı. Garanti Bankası 3.3 milyar TL, Akbank 2.5 milyar TL, Yapı Kredi 2.3 milyar TL, İş Bankası 2.2 milyar TL net kâr elde etti.
Denizbank'ın ana ortağı olan Dexia 2011 yılında yaşadığı bölünme ve Yunanistan tahvillerinin getirdiği riskler nedeniyle 11.6 milyar euroluk rekor zarara imza attı. Bankanın en kârlı birimi ise Denizbank oldu.
RBS'nin zararı katlandı
İngiliz Royal Bank of Scotland'ın zararı (RBS) yüzde 78 artarak 2 milyar sterline çıktı. İngiliz hükümeti küresel finansal krizin zirveye çıktığı 2008 yılının sonunda 45.5 milyar sterlinle kurtardığı RBS'nin yüzde 82 hissesi devletin elinde bulunuyor. Bu kurtarma, dünyanın en pahalı banka kurtarması olarak kayıtlara geçmişti. Alman Commerzbank'ın kârı da yüzde 55 azalarak 1.43 milyar eurodan 638 milyon euroya indi. Fransız Credit Agricole, geçen yıl 1.47 milyar euro zarar ederken, BNP'nin kârı yüzde 23 azalarak 6 milyar euroya, Societe Generale'in kârı ise yüzde 40 azalarak 2.4 milyar euroya indi