AYETLERİ YAKMAK

Sami Kesmen

Allah'ın kevni ve kavli ayetleri vardır. Kainat; kevni, Kur'an; kavli ayetleri oluşturmaktadır. Kevni ayetler Kur'anı, kavli ayetler de kainatı tefsir etmektedir.

Bakara suresi 164.ayette yüce Allah; “Şüphesiz göklerin ve yerin yaratılmasında, gece ile gündüzün birbiri peşinden gelmesinde, insanlara fayda veren şeylerle yüklü olarak denizde yüzüp giden gemilerde, Allâh’ın gökten indirip de ölü hâldeki toprağı canlandırdığı suda, yeryüzünde her çeşit canlıyı yaymasında, rüzgârları ve yer ile gök arasında emre hazır bekleyen bulutları yönlendirmesinde, düşünen bir toplum için (Allâh’ın varlığını ve birliğini ispatlayan) birçok âyetler (deliller) vardır”  diye buyurmaktadır.

Her varlık; Yaratıcısını tanıtan birer ayettir. Bakmasını bilen; yer yüzündeki her şeyde Rabbının izlerini görmektedir. Varlıklardaki ilahi kudretin nakışları, gören insanları tefekkürde sevk etmektedir.  Hayvanlar, ağaçlar, geçmiş kavimler; hepsi Allah'ın kevni ayetleridir.

Fussilet suresi 53.ayette; “İnsanlara ufuklarda ve kendi nefislerinde âyetlerimizi göstereceğiz ki onun (Kur’ân’ın) hak olduğu, onlara iyice belli olsun! Rabbinin her şeye şâhid olması yetmez mi?” ilahi bilgisi verilmektedir. Nahl suresi 8.ayette de; “Atları, katırları ve eşekleri binmeniz ve (gözlere) ziynet olsun diye (yarattı). Allah şu anda bilemeyeceğiniz daha nice (nakil vasıtaları) yaratır” buyurularak varlıkların anlamı belirtilmektedir.

Kehf suresi 6-11.ayetlerde; “Üstlerindeki semâya bakmazlar mı ki onu nasıl binâ etmiş, süslemişizdir; onda hiçbir çatlak da yoktur. Yeryüzüne de bakmazlar mı ki onu nasıl döşedik, ona sağlam dağlar attık ve onda gönül açan her çiftten bitkiler yetiştirdik. (Bütün bunları) Allâh’a yönelen her kulun gönül gözünü açmak için ve ona ibret vermek için yaptık. Gökten bereketli bir su indirdik, onunla bahçeler ve biçilecek daneler bitirdik. Kullara rızık olması için birbirine girmiş, küme küme tomurcukları olan uzun boylu hurma ağaçları yetiştirdik. Ve o su ile ölü toprağa can verdik. İşte hayata yeniden çıkış da böyledir. bilgisi verilmektedir.

Tüm bu hususlar Zariyat süresi 20.ve 21.ayetlerle izah edilmiştir. Yüce Allah; “Kesin olarak inananlar için yeryüzünde ve bizzat kendinizde nice âyetler vardır. Hâlâ görmeyecek misiniz?” buyurarak, kainatta görünen görünmeyen her varlığın Allah'ın ayetleri olduğunu bildirmiştir. Dağlar, denizler, ovalar, çöller, kâr, kış, yağmur, dolu, sıcak  soğuk, yeşillik ve kuraklık gibi tüm coğrafi hâl ve hareketler Allah'ın ayetleridir.

Ayrıca Allah c.c. varlıklarda öylesine özellikler lütfetmiştir ki, her biri ayrı bir kâinat nizamını yansıtmaktadır. Bitkilerden inek beslenince süt, arı beslenince bal, farklı varlık beslenince daha farklı ürünler ortaya çıkmaktadır. Her bir ürün de insan için farklı birer gıdaya ve şifaya dönüşmektedir. Bunların hepsi kevni ayetler kapsamındadır.

Düşünenler için kainat; Allah'ın vahyinin görüren ve yürüyen bölümünü oluşturmaktadır. Bunların ayet olduğunu kavli metinlerdeki ilahi mesajlardan öğrenmekteyiz. Her bir kevni ayet; Allah'ın güç ve kudretini hatırlatmakta ve anlatmaktadır. Kevni ayetlerden birine yapılan saygısızlık; Yaratan Allah'a yapılan hürmetsizliktir. Kur'an ayetleriyle, kevni ayetlerin birbirinden değersel farkı yoktur. Görsel ve fonksiyonel farklılıkları, değerlerinin farklı olduğu anlamına gelmemektedir.

Bugünlerde ülkemizin çeşitli bölgelerinde çıkarılan yangınlarla  Allah'ın ayetleri yakılmaktadır. İnsanlar için, Yaratıcı tarafından lütfedilmiş bu ilahi nimetlerin, insanlar tarafından yakılmasının adı; hainlik, zalimlik ve yüce Kudrete kafa tutmaktır. Allah'a açılan savaşta galip olan her zaman yüce Allah'tır. Allah c.c. ihmâl etmez  mühlet verir, bu da yüce Kudretin adaletidr.

Yanan ormanlar içindeki canlı varlıkların da yanması zulmün zirvesidir. Bu durum; Bilallerin, Ammarların, Sümeyyelerin kızgın kumlarda süründürülmesinden daha ağır bir zulümdür. Firavunun, Hz. Musaya inanan hizmetçisini yaktığı ateşle yaptığı zulümden daha ağırdır.

Çaresiz ve kuvvetsiz her bir canlının, can havli ile yaptığı her çırpınış ve çığlık; Allah'a yalvarmak, hainleri Allah'a şikayet edip, havale etmektir. Çığlıkların duaya dönüştüğü tüm canlıların o sesi; Allah'ın takdirine dönüşecektir. Allah mazlumların ve masumların yardımcısıdır. Resulullah; mazlumların duasının perdesiz olarak Allah'a ulaşacağı bilgisini vermiştir. O yanan canlıların duaya dönüşen feryatları Yaratana ulaşmıştır. Üstelik yanan her canlı Allah'ın ayetleridir. Allah ayetleri, Allah'ın korumasındadır.

Koruması Allah'a ait olan her varlığın sonu ve sonucu nasıl olursa olsun kendisi ikramdır, ihsandır. Zalimleri ve hainlerini sonu ise her zaman ve her yerde hüsrandır. Allahın ayetleri olan ormanları yakan ve içinde bulunan canlıların da yanmasına neden olan hain ve zalimler hüsrana uğrayıp, dünya ve ahirette sürüneceklerdir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.