Bugün Tarihi Amisos kentinde yaşanan hikayeler dizisine devam edeceğiz, zira Tarihinden ders almayan toplumlar batmaya mahkum olduklarından biz bugün tarihi Amisos kentinde yaşayan Hayvanlar aleminin başlarına gelen bazı olaylardan bahsetmek istiyoruz. Zira vakti zamanında insanların az olduğu veya Hayvanların hüküm sürdüğü dönemlerde insanların başlarına gelen bazı ders alınması gereken olayları sizlerle paylaşmak istiyoruz. İnsanlığın kaosta olduğu, inançlı insanların sokaklarda dolaşmakta zorluk çektiği, hak ve adaletin zalimlerin talimatları doğrultusunda yaşandığı ve ekonominin felç olduğu bir dönemde ortaya çıkan bir cengaver, yaşanan bu haksızlıklara dur demek adına orataya çıkıp Fırka-i Naciye adında bir fırka kurar. Cengaverin kurduğu bu fırkaya Halk büyük teveccüh gösterip kısa sürede ona verdikleri destek neticesinde onu iktidara taşımışlar. Fırka-i Naciye'nin Tarihi Amisos kentindeki şubesinin ilk temsilcisini tayin etme noktasında yaşanan bir takım kavgalar sonucunda kavga eden iki grubun istediğini yerine getirmemek üzere mesleği bina işleri düzenlemecisi olan Kundemacı lakaplı bir şahsa vermişler. Kundemacı çok uyanık, çok zeki ama bir o kadar da Şeytan birisiymiş. Her istediğini yapabilmek için çalışma heyetini, insanlar yerine Hayvanlar aleminden seçmiş. Seçtiği hayvanlar içerisinde Montofonlar, Jerseyler, Ayılar, Tilkiler, Gergedanlar, Filler, Hayvanlar aleminden ne ararsanız hepsini yönetimine doldurmuş.
Hayvanlar aleminin bireyleri ummadıkları ve ömrü hayatlarınca bulamayacakları imkanları bulunca, kimisi karılarla kızlarla dolaşmaya başlıyor, kimisi malı nasıl götürürümün havasına giriyorlar. Karılarla kızlarla gezme derken, Hayvanlar aleminden bahsettiğimi de unutmamakta yarar var. Zira daha önceleri Çakallardan bahsedince bazıları soluklarını mahkemede alıp, bu şehirde 'Çakal' denildiği zaman akla falanca gelir deyince, Hakimin de yapacağı bir şey kalmayıp bize para cezası verdiğinden şimdi bazı konularda açıklama yapma gereği hasıl oluyor. İşin garip tarafı bizim aleyhimizde şahitlik yapıp 'Çakal' denilince bu şehirde falanca akla gelir diyenler, daha sonra hakkında yalancı şahitlik yaptıkları kişilerle beraber iş kurmaya kalktıklarında neyin ne olduğunu gördüler ama iş işten çoktan geçmişti. Allah öyle bir Allah ki kim yanlış yapmış ise elini ayağına dolamış, yaptıklarından bin pişman olmuş ama 'bad-el harab-ül basra' pişmanlığının ne faydası varsa onu da anlamış değilim.
Bu kadar ara faslından sonra konumuza dönecek olur isek, iktidar sarhoşluğuna düşen hayvanlar aleminin bireyleri, piyasaya öyle dalmışlar ki anlatamam. Ancak bu arada enteresan bir gelişme yaşanmış, ülkede genel bir seçim yaşanınca Fırka-i Naciye'nin Amisos temsilcisi, temsilciler meclisine gitmek üzere vazifesinden istifa etmiş. Bu gelişme üzerine yerine geçecek kişiler arasında bir seçim yapılmış ve yerine kervanları olan bir Kervancıbaşı atanmış. Kervancıbaşı, Hayvanlar aleminin bireyleri ile önceleri çok iyi geçinmeye çalışsa da daha sonra onları memnun edemediğinden, büyük bir kısmı ona düşman olmuşlar. Bu gelişmelerin ardından yapılan bölgesel seçimlerde bu hayvanlar aleminin hiç bir ferdi seçilemeyince, bunlar yeni planlar yapıp seçilenlerle uğraşmaya başlamışlar. Öyle ki bazı seçilenleri biri birine düşürüp aradan kendileri çıkabilmek için her türlü şeytanlığı yapıp aralarına fitne fesat sokmayı becermişler. Hatta seçilen aklı kısa, boyu uzun zürafalarla diğerlerinin arasını açıp her türlü fitne fesadı yapıp ortalığı biri birine verecek kadar da başarılı olmuşlar.
Aradan geçen belli bir zamanın ardından, hayvanlar aleminin bazı fertleri Fırka-i Naciye'de, bazı fertleri de bölgesel seçimde görevler almayı becermişler ama Zürafa kılıklılar fitnenin nereden geldiğini hâlâ daha anlayamayacak kadar ahmak olduklarından işlerini güçlerini bırakıp bu işlerle uğraşmaktan zevk almaya başlamışlar. Bu işlerle uğraşınca da kendi işlerini kaybedip, Amisos şehrinin yönetiminde basit memurluğa kadar kendilerini düşürmüşler. Bu arada hayvanlar aleminin Ayıları, Jerseyleri, Montofonları bir hayli yol almışlar ama daha sonra onların da gerçek yüzünü ortaya çıkaran bazı güzel çalışmalar olunca, onların bütün fiyakası bitmiş ve tamamen devre dışı kalmışlar.
Gel zaman, git zaman bizim Kervancıbaşı da Fırka-i Naciye'nin kontenjanından seçilince bu hayvanlar alemine bir ziyafet verir, ziyafete kadar ortalarda gözükmeyen hayvanlar alemi, piyasaya çıktığında, onları görenler hayretlere düşerler. Ayılar yiyip içmelerden kesilince, adeta fareye, Montofonlar kara sığırlara, Jerseyler de simentale dönüşmüşler. Demek ki umumi siyasetin dışında kalan insanlar gibi hayvanlar alemi de eriyip yok olmaya mahkum imiş, ama işini adam gibi yapanlar ne kadar zulme uğrarsa uğrasınlar, kiminle mücadele ederse etsinler Allah'ın izniyle dimdik ayakta durmuşlar ve de durmaya da devam edeceklerdir. İşte sizlere Tarihi Amisos kentinden bir kesit daha. Kalın sağlıcakla.