Fehmi Koru Yeni Şafak"tan ayrıldı.
Diyanet Vakfı bir hanım çalışanının görevine son verdi.
Hicri Yılbaşı"nın kutlandığı Muharrem ayı"nın son günlerindeyiz.
31 Aralık gecesi seküler dünyanın yılbaşı muhteşem olarak kutlanacak.
Öyle ki Müslüman Türk olan okul öğretmenleri
Hastanelerin doktorları Mühendisler Hukukçular
Topyekün kutlama yarışına girmişler.
Okul Aile Birliği Başkan ve yöneticileri yılbaşı baloları düzenleyecek;
Kutlamayan istemeyen ailelerin üzerine geliyor ve baskı yapıyorlar:
İlle de kutlayacaksın ve İlle de yılbaşı milli piyangosu alacaksın;
Diye öğrencileri zorluyor ve baskı yapıyorlar.
Allah aşkına bu zavallı Aile Birliği yöneticileri Müslüman değil mi!?
Namaz kılmıyorlar mı!?
Onların Müslümanlığı ve namazları onlara şeytana uymalarını mı emrediyor?
Hangi dünyada yaşıyorlar?
Müslüman ülkesinde salyangoz satılır mı?
Sekülarite uğruna mahalle baskısı yapar ı Müslüman!
Ey bu güzel okulların Müslüman Aile Birliği üyeleri:
Ne olur zorlamayın bu körpe çocukları!
Hicri yılbaşı günlerinde ne yaptın?
Okulda Allah"ın cc ahlak kurallarını etkinleştirmek için;
ne gibi etkinlikler kutlamalar yaptın?!
İşte bu hava içinde Ayşe Sucu olayına geçelim.
Ayşe Sucu bilmiyorum;
Hicri yılbaşı kutlamalarında, Muharrem ayı boyunca hangi etkinlikleri düzenledi?
Şimdi 31 Aralık gecesi rahatça uyuyacak mı?
Yoksa seküler insanlarla kutlamalar ı düzenleyecek?
O zaman nasıl bir Diyanetçi olduğunu anlayacağız.
Biliyorsunuz Ayşe Sucu, İmam Hatip Lisesi mezunu
Tıpkı şimdiki Hürriyet Yazarı Aydın Doğan medyasının çömezi
Ahmet Hakan da İmam-hatip Lisesi mezunu
Ayşe Sucu, 28 Şubatçı Mehmet N. Yılmaz döneminde;
Türk Diyanet Vakfı TDV-KFM BAŞKANI olmuş.
14 yıldır bu görevde, bu başkanlık koltuğunu doldurmuş.
Kadın kollarına başka din ve mezhep mensuplarını
ateistleri üye yapmış,
yapılan konferans ve seminerlerde konuk etmiştir.
Diyanet Vakfı Mütevelli Heyeti"nde rahatsızlık uyandırmış
Vakıf içinde yeniden yapılanmaya gidilmesi için görevden alınmış.
Biliyorsunuz;
Pakistan Halk Partisi Başkanı Benazir Butto"yu öldürdüler.
Ayşe Sucu bu Halk partili kadının modelinde örtünmüş
Sucu"nun diğer özelliği; karizma sahibi olması;
Karizmatik kişiliğini kurum kimliğinin önüne geçirmeyi de başarmış;
Bu hareketi ben doğurdum,
Bu hareket sürecek;
Aynı faaliyetleri başka çatı altında da sürdürebilirim
diye meydan okumuş.
Başını "perçemleri görünecek" şekilde, Butto modeli örtmüş.
Din ekseninde kadın sorunları üzerine seminerler düzenleyen Ayşe Sucu:
Bizim hareketimiz farklı inançlara ideolojilere sahip insanların
biraraya gelerek tartışmasını fikir alışverişinde bulunmasını
birbirleri hakkında önyargıların kırılmasını sağladık demiş.
Diyanet İşleri Başkanı;
Bir kurumun bir kişinin ismiyle anılması kurum adına iyi olmaz demiş.
TDV mütevelli heyeti ortak iradesiyle Sucu görevden muaf tutulmuş.
Zonguldak Milletvekili TBMM"de Başbakan"a sormuş:
Bilmiyorum;
Acaba Sucu, Halk Partili midir?
Samsun"da öğrenciyken derslerine gittiğim
Din-Bir-Sen Genel Başkanı Lütfi Şenocak:
Ankara"da göevli olduğundan konuya vakıf:
`Bildik medya bir bardak suda fırtınalar koparmak istiyor` dedi.
Sucu`nun görevden alınması, bir takım çevreler tarafından abartıldı.
Teşkilatımızın bayan görevlilerinden kimler bu merkezi bilmektedir?
Ayşe Sucu bayan görevlilerimizin hangisine şefkatle davranmış ve hangi etkinliğe davet etmiştir?
Yanındaki yönetimde kaç tane bayan din görevlisi vardır?
Yaptığı açıklamalar
takındığı tutumlarla her zaman dinimizin söylediklerine
teşkilatımızın yapısına aykırı bir duruş sergilemiştir.`
14 yıldır görev yapmasına hiç değinmemişlerdir`
Lütfi Şenocak,
İslam`ı kendi istedikleri gibi yorumlamayanlar;
Ayşe Sucu`ya sahip çıkıyor.
İslam hiç kimseye göre değişmez.
Hiç kimse haddini aşarak İslam`ı kendine göre yorumlamasın.
Biz de yazılarımızda belirttik;
Diyanet İşleri Başkanlığı kuruluş yasası yeniden gözden geçirilmelidir.
Anayasa Mahkemesi ve HSYK"yı demokratik çizgiye çeken siyasi iktidar;
Diyanet İşleri Başkanlığını da kendi kendini seçecek yapıya getirmelidir.
Diyanete çöreklenmiş 12 Eylülcü 28 Şubatçılar ayıklanmalıdır.
Şimdi biraz da Yeni Şafak ve Fehmi Koru konusu
Acba Fehmi Koru, Bardakoğlu gibi;
Kendiliğinden mi ayrıldı?
Yoksa ayırdılar mı?
Yeni Şafak gazetesinin eski çalışanlarından;
Star Gazetesi yazarı Ahmet Kekeç açıkladı.
Turgay Güler"in Ülke TV'de;
en Sıradışı programında dedi ki:
İbrahim Karagül durumdan vazife çıkarıp:
Benim gönderilmem için baskı yapıldı uydurmasında bulundu.
ABD Büyükelçiliği"nden gazeteye gelenler, isimler üzerinde durmadı.
1 Mart Tezkeresinde Fehmi Koru"nun yazılarından rahatsız idi.
Bir de Hüsnü Mahalli vardı.
Bu yüzden gazete üzerinde büyük baskı oldu.
Irak"ta ortaya çıkan çirkin manzaralardan sonra
bu memnuniyetsizlik fiili müdahaleye dönüştürülmeye çalışıldı.
İbrahim Karagül"ün konu ile ilgili yazdıkları yalan idi.
İbrahim Karagül, Fehmi Koru olayını büyüttü.
Edelman benim gazeteden kovulmam için baskı yaptı.
Buna bizim gazetenin kimi yazarları da çanak tuttu dedi.
Karagül derken de Fehmi Koru"yu hedef aldı.
Dedelman'ın WikiLeaks'ta yer alan açıklamaları oldu.
Fehmi Koru ile ilgili sıkıntılar;
WikiLeaks belgeleri ile gün yüzüne çıktı.
Türkiye ile ilgili yoğun bir bilgi toplama çalışması yaptı.
İşte inşallah Yeni Şafak için olumsuz gelişmeler olmaz.
Doğan medya gibi patronlarca beğenilen Fehmi Koru gibi kişiler;
İslamî medya için çok az bulunur.
Sabahattin ÖNKİBAR yazısında;
Fehmi Koru"nun ipini Tayyip Erdoğan mı çekti?
Fehmi Koru bir cevap verir umuduyla günlerdir bekliyoruz.
Fehmi Koru, sevin sevmeyin medyada önemli bir isimdir.
Dahası, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül"ün çok ama çok yakınıdır.
Değil Yeni Şafak patronları,
Türkiye"de hangi gazete yönetimi olursa olsun
Böyle bir ismi karşısına almaz;
taleplerini azami ölçüde karşılar dedi.
Biz de bu görüşlere katılıyoruz.