BAKALIM BİZİM CEMAAT MENSUBU SİYASETÇİLER NE YAPACAKLAR
Hayatımda her zaman haklıdan ve ezilenden yana tavır aldım, bunun nedeni kişiliğimle ilgili olsa gerek, güçlü insanlar yanlış işler yaptıklarında onlara karşı o kadar kin ve nefret duyuyorum ki anlatamam. Meri yasalardan zerre kadar endişe duymuyorum ama Allah Ahiret'te ceza değil mükâfat vereceğini bilsem bu tür adamları yaşatmamak için elimden ne gelirse yaparım. Bu konuda muhatabım kim olursa olsun benim için hiç fark etmez yeter ki haklı olsun onun yanında olmam gerektiğine inanırım. Ancak bunu söylerken kimse beni sazan sanıp tüm şahsi işleri ile ilgili beni aramaya kalkmasın, zira bu konuda bir hayli sıkıntı çekiyorum. İpini koparan geliyor yok neymiş efendim bazıları özel Halk otobüslerinde derneğe üye olmamış da zarar ediyorlarmış da onlarla ilgilenecekmişim, birileri birilerinin yüzünden oda seçimlerini kaybetmiş de ben onların hesabını alacakmışım, birilerinin selde kuru çayları gitmiş de onun hesabını Vezir Hazretlerinden ben alacakmışım, bu tür saçmalıklara asla kulak asmam. Bizim ilgilendiğimiz işler kamu yararı olan işler ve tüyü başında bitmemiş yetimin hakkını yiyenlerin karşısında dimdik durmaktır.
Son günlerde ülkemizin yaşadığı sıkıntılarla ilgili herkes Arşimet gibi buldum, buldum deyip sokağa fırlayacağımızı düşünmüş olmalı ki gerek yaptığımız haberlerden gerekse yazdığımız köşe yazılarından rahatsızlık duyanlar olduğunu müşahede ettim. Bu olayları değerlendirirken iki yönlü değerlendirmek gerekir. Birinci boyut birilerinin evlerinden çıkan paraların onların şahıslarına mı yoksa kamuya ait paralar mı olduğu konusu bir diğer konu ülkenin içerisinde bulunduğu istikrara zede gelmeden bu işlerin çözülmesi konusu. Halk Bankası Genel Müdürünün evinde bulunan para ile ilgili verdiği ifade de İmam Hatip Okulu yaptıracaktım demesi elbette inandırıcı değil. Ancak, Halk Bank Genel Müdürlüğünün basına yaptığı açıklamaya baktığımızda paraların dün dediğim gibi ABD'nin İran'a koyduğu ambargo sonucu İran'a resmi yollardan para transferi yasaklanması sonucu Türkiye ile İran arasında yapılan anlaşmalarla ilgili para trafiğinin elden takip edilmesi sonucu ortaya çıkan paralar olduğu anlaşılmaktadır.
Bundan on yıl önce ülkemizin içerisinde bulunduğu ekonomik durumu göz önüne aldığımızda Ak Parti iktidarının neler yaptığını rahatlıkla görebiliriz, bu icraatlar yapılırken ülkenin demokratikleşmesi anlamında da çok işler başarıldı, bu işler başarılırken de sadece Hoca Efendi Cemaati değil tüm İslami cemaatlerin çok büyük desteği oldu. Ancak Hoca Efendi gönüllülerinin kamudaki görevlileri bu anlamda çok çalıştılar, birçok iş onların sayesinde ortaya çıktı. Ancak bundan iki yıl önce Başbakan'ın Bülent Arınç'ı okyanus ötesine göndererek artık askerlerimiz yıprandı bu işlere dur demenin zamanı geldi dediğinde ipler koptu. Olayın bu yönü ciddi anlamda tartışma götürür ancak daha sonraki süreçte Hakan Fidan olayı, ardından Dershaneler olayı ve son olarak yaşanan operasyon sonucu geri dönülmez bir noktaya gelindiği açıkça ortaya çıktı. Bu olaylar ülkemiz açısından çok kötü oldu ancak her şerde bir hayır vardır babından şimdi saflar daha sıkılaşacak kimin samimi, kimin riyakâr, menfaatçi olduğu açıkça ortaya çıkacak.
Örneğin şehrimizdeki bazı siyasetçilerin cemaatle olan yakınlıkları, cemaatin her işine koşmaları, Perşembe sohbetlerinin müdavimleri şimdi ne yapacaklar çok merak ediyorum. Canik Başarı Üniversitesi yapılırken üst düzey siyasetçinin bizzat bir gece programına katılarak Üniversite için Dokuz Milyon Lira topladığını hepimiz çok iyi biliyoruz. Hatta aynı siyasetçinin okul yıllarında cemaatin evlerinde kaldığı, birlikte resim çektirdiği arkadaşlarının albümünden bizlere kadar ulaşmış durumda. Bu siyasetçi Cemaat - Hükümet kavgası başlar başlamaz Hakan Fidan'a giderek cemaatini terk ettiğini söylediği ancak arka planda da cemaate her türlü desteği verdiği hatta görevli olduğu kurumun en üst düzeydeki görevlilerden en alt kademesine varıncaya dek tamamına yakınını cemaatten aldığı üç aşağı beş yukarı bilinmektedir. Karnından konuşan Vekil siyasete girmeden önce bir müddet cemaat mensubu, daha sonraki dönemlerde ise radikal İslamcılarla takıldığı hepimizin malumu, Vezir Hazretleri ile Cemaatin has adamlarının ilişkileri ayan beyan ortada olmasına karşın şimdi bu insanlarla olan ilişkileri ne yapacaklarını çok merak ediyorum.Bu güne kadar cemaat sohbetlerine sadece bir iki kez katılmış birisi olarak arkadaşlara tavsiyem şayet eski dostları onları terk ederse ben buradayım istedikleri an onların sohbetlerine gitmeye hazırım ancak benim de tek bir şartım var sohbeti ben yapacağım. Haa diyeceksiniz ki neden sohbeti sen yapacaksın bir bilen cemaatin en âlimi ile beni imtihana tabi tutacak gerek Kur'an okumada, gerek tefsirde, gerek hadiste, gerekse fıkıhta benden bilgili ise sohbeti o yapsın yok ben daha bilgili isem o zaman kimse kusura bakmasın sohbeti ben yapacağım. Sözlerime son verirken hiç unutamadığım bir anekdotu paylaşmak istiyorum; Bizim cemaat mensubu keresteci kardeş her yanımıza gelişinde, Dünyanın Hoca Efendi sayesinde ayakta durduğunu söylerdi, bu yapılanlarla ilgili Hoca Efendinin haberi yok diyorsa o zaman o Keresteci kardeş söyledikleri ile tezada düşecek, yok haberdar diyorsa o zaman saygı duymak gerekir. Bu günlük de bu kadar kalın sağlıcakla...