Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Almanya Federal Meclisi’nin sözde ermeni soykırımı tasarısını kabul etmesini eleştirirken, “ Bu kararın hukuki olarak hiç bir anlamı olmadığını ve Türkiye Cumhuriyeti'nin tanımadığı bir karar olduğunu vurguladı. '' Bu karar bizim için yok hükmündedir'' diyen Bakan Çağatay Kılıç, tarihi olaylar ile ilgili kararların parlamentoların değil tarihçilerin olduğuna işaret etti.Konuşmasına toplantıya katılanların Ramazan Ayı’nı kutlayarak başlayan Bakan Çağatay Kılıç, ‘Hepinizin ve hepimizin Ramazanı mübarek olsun. Rabbim sevdiklerinizle ve ailelerinizle beraber, bayrama da ulaşmayı nasip etsin. Avrupa’da ve gurbette Ramazanın nasıl olduğunu bilenlerdenim. Burada bir ve berber şekilde yaşadığınız bölgelerde ki toplumun içerisindeki tüm herkesle bir arada olarak kendi inancınızı kültürünüzü göstermenin, yaşatıyor olmanın değerini ortaya koymanın en önemli unsurlarından birisidir Ramazan Ayı. Kolay olmayan bir olguyu kolay kılan düşüncenin arkasındaki gerçek manada yaşadığınız. Kendiniz ve inancınızla ortaya koyduğunuz bu kararlılıktır. Yaşadığınız bölgelerdeki ülkelerdeki ve şehirlerdeki tüm toplumla bir arada olduğunuz zamanda kendinizi en iyi anlatma fırsatını ortaya koyan farklı bir zamandır Avrupa’da ve gurbette Ramazanın önemi’’ diye konuştu.
‘’Hiçbir zaman sizler bizim için uzaktakiler olmadınız’’
Türkiye’den selam getirdiğini belirten Bakan Çağatay Kılıç, konuşmasına şu sözlerle devam etti;‘’Size Türkiye’den kucak dolusu sevgiler getirdim. Hem Sayın Cumhurbaşkanımızın hem Sayın Başbakanımızın hem Bakan arkadaşlarımızın, Milletvekili arkadaşlarımızın, vatandaşlarımızın. Her zaman görüştüğümüzde sohbet ettiğimizde, Avrupa’da ki yaşayan Türk kardeşlerimize de bizden selam götürün derler. Biliyorsunuz Samsun’dan gelen giden çoktur. Samsun şehir olarak da gurbetle iç içedir. Metin bey, Sayın Külünk bu anlamda Almanya ve Avrupa’da büyük bir mesai sizlerle paylaştı. Ben harcadı demiyorum. Harcamak bu anlamda tam karşılamıyor. Sizlerle yüreğini paylaştı, hayatının bir bölümünü paylaştı. Kendisine nasıl bir muhabbet beslediğinizi biliyorum. Kendisine emekleri için de teşekkür ediyorum. Bu önemli bir duruştur, önemli bir yaklaşımdır. Ama şunu da bilmeniz gerekir ki hiçbir zaman sizler bizim için uzaktakiler olmadınız. Hele benim için zaten olamazsınız. Çünkü ben de sizlerden birisiyim. Sizlerin yaşadıkların hissettiklerini en iyi anlayanlardan birisi benimdir diye düşünüyorum.’’
“Bugün yaşanan olayların, bildiğimiz olayların mahkemesi görülüyor. Almanya önce bunu sonlandırsın”
Bakan Çağatay Kılıç, Almanya mahkemelerinde görülmekte olan NSU terör örgütü ile ilgili davanın halen sonuçlanmadığını vurgulayarak, şunları söyledi:“Münih’te devam eden bir dava var. Ben o davanın ilk duruşmasına gitmiştim. NSU Davası. Bundan yaklaşık 4,5 sene kadar önceydi. O zaman bakan değil milletvekiliydim. Erken gelmem, sıraya girmem gerektiği, 50’den fazla kişi olduğu zaman beni içeri alamayacaklarını söylediler. Peki dedik. Sabahın erken saatinde gittik. Kuyruğa girdik. Kural oymuş. Kuyrukta bekledik, Türk Milletvekili olduğum için üstümüzü aramadılar. Ben kuyrukta beklerken iki sıra arkamda NSU Davasından içeride olan birisinin kardeşi varmış. O da burada ırkçı bir örgüte üyeymiş. Gazeteciler dedi ki; ‘farkında mısın iki sıra arkanızda bu örgütlere mensup kişiler duruyor’ dedi. Ben de, ‘Alman Hükümetinin sağlamış olduğu kamu düzeni içerisinde bize bir şey yapmayacaktır. Yapmaya kalkarsa cevabını hukuk kuralları içerisinde alır’ dedim. Bir şey de olmadı. Neden bunu söylüyorum. Bugün yaşanan olayların, bildiğimiz olayların mahkemesi görülüyor. Almanya önce bunu bir sonlandırsın. Bizim talebimiz bu. Biz bunu Almanya’dan kendimiz için talep etmiyoruz. Kendi vatandaşları için talep ediyoruz. Bu davadan zarar görmüş aileler içerisinde Alman vatandaşı olanlar da var. Almanya’da doğup büyümüş olanlar var. Ve onlar acı çekiyorlar. Dolayısıyla Alman Hükümetinin onlara karşı adaleti yerine getirme sorumluluğu var. Biz bunun için bekliyoruz. Yoksa neyin ne olduğunu tüm dünya biliyor. Tesadüf müdür acaba Almanya’daki bazı eyaletlerdeki Anayasayı Koruma Teşkilatı Başkanlarının istifa etmiş olması. Veya raporlarda Anayasayı Koruma Teşkilatı ile Emniyet Teşkilatı arasında bazı kopukluklar söz konusu. Televizyon kanallarında bunların konuşulması söz konusu. Bir şey var. Biz de biliyoruz bir şeylerin olduğunu. Sistematik bazı arızalar, yanlışlar var. Bunları açığa çıkarmak Alman Mahkemelerinin, adaletin görevidir. Bu bugün olan bir olay. Bizim bu noktada böyle bir beklentimiz var. Ama dediğim gibi biz bunu Almanya için istiyoruz”
“Bu kararın hukuki olarak hiçbir anlamı yoktur. Bizim için yok hükmündedir”
Almanya Federal Meclisi’nin sözde ermeni soykırımı tasarısını kabul etmesini eleştiren Bakan Çağatay Kılıç, “Maalesef Almanya Parlamentosu farklı şeylerle meşgul oldu. 100 sene önceki tartışmalı bazı olaylarla ilgili olarak bir tarafın sözde soykırım olarak iddia ettiği bir konuyu gündeme alıp görüştü ve bir karar verdi. Bu kararın hukuki olarak hiçbir anlamı yoktur. Türkiye Cumhuriyeti açısından tanımadığımız bir karardır. Bizim için yok hükmündedir. Bunları söylerken, 600 küsur milletvekilinin olduğu bir parlamentoda 200 küsur milletvekili ile alınmış bir karar olduğunu haykırmamıza rağmen biz şunu söylüyoruz; biz Almanya ile olan ilişkilerimizi farklı bir noktada görmek istediğimizden dolayı hiçbir temeli olmayan karara tepkiliyiz” şeklinde konuştu.
“Eğer tarihçilere bırakılması gereken bir konuyu alıp da parlamentoda görüşmeye kalkarsanız 'siz ne yapıyorsunuz' deriz”
Almanya’da bu toplumun parçası olan 3 milyona yakın Türkiye kökenli vatandaşımızın olduğunu vurgulayan Bakan Çağatay Kılıç, “Size karşı bu düşüncede olmaları bizleri kızdırır, üzer. Çünkü biz şunu söylüyoruz. Almanya ve Türkiye ilişkileri AB nezdindeki ilişkilere baktığınız zaman da aynı şekilde ama ikili ilişkilere baktığınız zaman da farklı bir noktada olması gereken ve bizim öyle gördüğümüz ilişkiler idi. Eğer çıkıp siz tarihin içerisindeki bir olayla ilgili tarihçilerin, akademisyenlerin, bilim insanlarının görevi olan bir konuyu alıp da parlamentoda görüşmeye kalkarsanız o zaman biz de 'siz ne yapıyorsunuz' deriz. Hiç tarihi olaylara girmiyorum ben. Tarihi olaylarla ilgili tespit edilmiş şeyler zaten tarih kitaplarında var. Sizlerin bunları suçlamanızla biz bunları kabul ediyoruz anlamına dünya kabul ediyor anlamına gelmez. Bizim kızdığımız, kırıldığımız, bizim kabul etmediğimiz üstlerine vazife olmayan bir işi sanki üstlerine vazifeymiş gibi mecliste görüşmeleridir.” dedi.
“Karara bağladığınızın neticesinin ne olacağına da önceden bir bakmanız lazım”
Alınan kararın sonuçlarının ne olacağının önceden iyi düşünülmesi gerektiğini ifade eden Bakan Çağatay Kılıç, sözlerini şöyle sürdürdü;
“Diyorlar ki; 'Bu demokratik bir usuldür bu demokratik bir haktır. Meclislerde milletvekilleri böyle şeyleri görüşebilir. Olabilir ama görüştüğünüz şeyin, konuştuğunuz konunun karara bağladığınızın neticesinin ne olacağına da önceden bir bakmanız lazım. Demokrasilerde tabii ki sizin karar alma yetkiniz vardır ama demokrasilerde o karara katılmayanların da yine demokratik olarak tepkilerini dile getirme hakları vardır. Bu olduğu zaman da şaşırmayacaksınız. Farklı noktalara gidenlerin, şiddetle işi olanların, onların bizimle işi yok. Onlar başka şeyin peşinde. Onu bilmeyiz. Biz demokrasiyle insan haklarının içerisinde her türlü tepkimizi gösterme hakkına sahibiz. Bunu da yapacağız ve yapıyoruz. Onun dışında farklı yollarda tevessül edenler, şiddete başvuranlar asla tasvip ettiğimiz bir şey değil. Kabul etmiyoruz”
"Biz şiddetin her zaman karşısında durduk"
"Almanya'da geçmiş yıllar içerisinde göçmen kökenli Alman vatandaşlarına karşı işlenen şiddetin karşısında da biz durduk" diyen Bakan Çağatay Kılıç, "Bunu sadece Türkiye'den gelen Türklere karşı demiyoruz. Farklı ülkelerden gelen İtalyanlar, Macarlar, Romenler, Arnavutlar, Latin Amerika ülkelerinden, Rusya'dan gelip Almanya'ya göç etmiş buraya yerleşmiş olan vatandaşlara karşı ortaya konan bir şiddetin karşısında da biz aynı tepkiyi veriyoruz. Neden? çünkü bizim derdimiz insan. Sayın Cumhurbaşkanımız her zaman ne diyor; 'Yaradılanı severiz, yaradandan ötürü'. Bizim anlayışımız bu. Burada herhangi bir yerde bir camimiz kundaklandığı zaman biz istiyoruz ki Alman makamları, güvenlik makamları buna anında vaziyet etsinler. Bunlar bugünün konusu, 100 sene öncenin konusu değil. Tartışmalı konular değil, olmuş olan konular" ifadelerini kullandı.
"Entegrasyonu konuşmaktan vazgeçelim"
Entegrasyonu konuşmaktan vazgeçilmesi gerektiğini kaydeden Bakan Çağatay Kılıç, "Dördüncü, beşinci nesile giden Alman toplumunun parçası olan bir yapı söz konusu. Artık burada çok farklı şekilde Alman toplumunun parçası olan vatandaşlarımız var. Dolayısıyla biz onların haklarının da en iyi şekilde savunulması, korunması ve haklarının onlara teslim edilmesi noktasında bu konuşmaları yapıyoruz. Almanya'da yaşayan bir kişinin Almancayı öğrenmemesi gibi bir şey söz konusu olabilir mi? Bunun karşısında durmak gibi bir şey söz konusu olabilir mi? Sanki böyle bir şey varmış gibi lanse etmeye çalışan bir takım haberler çıkıyor. Basında Türkiye'ye karşı çok farklı bir tutum içerisine girenler var. Bunlar bir şey kazandırmaz. Şu anda bu yaşadığımız, geçtiğimiz dönem içerisindeki söylenenlerden dolayı yıllar sonra üzülürler. 'Biz niye böyle sözler söyledik?' derler. Bunları daha önce gördük, yaşadık. Biz bir yere gitmiyoruz. Siz bir yere gitmiyorsunuz. Siz bu toplumun parçasısınız. Dolayısıyla sizin buradaki varlığınızla ilgili olarak farklı düşünceler içerisine girenler bunu anlamak durumundalar" değerlendirmesinde bulundu
"Bizim mücadelemiz her türlü terör örgütüyle"
Türkiye'de teröre, teröriste karşı çok ciddi bir mücadelenin olduğunu belirten Bakan Çağatay Kılıç, "Bunları basından takip ediyorsunuzdur. Cumhurbaşkanımızın, Başbakanımızın açıklamalarından internet ortamından takip ediyorsunuzdur. Bizim mücadelemiz terörle, terör örgütüyle. Her türlü terör örgütüyle. Biz; DAİŞ diye, El Kaide diye, DHKP-C diye, PKK diye ayrım yapmıyoruz. Tabii ki bizim şu andaki en büyük mücadelemiz PKK terör örgütüyle ama DAİŞ ile de mücadele ediyoruz, DHKP-C ile de mücadele ediyoruz, YPG'siyle de mücadele ediyoruz ve mücadele etmeye de devam edeceğiz. Kimsenin de bu noktada yardımına ihtiyacımız yok. Uluslararası anlaşmalardan doğan ve uluslararası ilişkiler gereği olan, BM'de kabul edilmiş anlaşmaların gereği olan, Avrupa İnsan Hakları Anlaşması, Avrupa Güvenlik anlaşmaları gereği olan yükümlülükler, müttefikler tarafından da yerine getirilmelidir" diye konuştu.
"Teröristin iyisi kötüsü olmaz"
Bakan Çağatay Kılıç, sözlerine şöyle devam etti:
"Yani PKK'nın çadırını Brüksel'in ortasında görmeyeceğiz. Bu kadar basit. Almanya'da isimleri belli olan PKK'lıların Türkiye'ye iadesini bekliyoruz. Hukuki süreci başlatın, yürüsün. Çıkarın bunları. Belçika'da bugün 12 kişi gözaltına alındı. Neden? DAİŞ ile ilişkisi olması ihtimali var diye. Eminim ki istihbaratların çoğunun bir bölümü de Türkiye'den, Türk makamlarından gelmiştir işbirliği çerçevesinde. Çünkü biz ne diyoruz; teröristin iyisi kötüsü olmaz. Terörist teröristtir. Bizi DAİŞ'e destek veriyor diye suçlayan bazıları var. Böyle bir şey olabilir mi? Gerçeklere şöyle bir bakın."
"Türkiye, Dünya üzerinde DAİŞ'ten ve El Kaide'den en çok zarar gören ülkelerden birisi"
Türkiye'nin Dünya üzerinde DAİŞ'ten ve El Kaide'den en çok zarar gören ülkelerden birisi olduğunu vurgulayan Bakan Çağatay Kılıç, "Siz nasıl olur da Türkiye'yi ve Türkiye'nin yöneticilerini, Cumhurbaşkanımızı, Başbakanımızı bir terör örgütüne veya bizleri destek veriyorsunuz olarak itham edebilirsiniz. Böyle bir şey olabilir mi, Bu mümkün mü? İnsan katleden, doğmamış çocuğu annesinin karnında katleden bir örgütle mücadele ediyoruz biz. Avrupalı dostlarımız bunu görmeli. Köln'ün ortasında hiç kimse gelip de çukur kazmadı. Kazsa ne olur acaba? Çok merak ediyorum ama buradan birisi gitti belediye başkanı seçildi Türkiye'de. Belediye başkanı olarak çukur kazmaya müsaade etti. Ondan sonra tabii ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kanunları gereği o belediye başkanı görevden uzaklaştırıldı. 'Demokratik olarak seçilmiş belediye başkanını nasıl uzaklaştırırsınız diye soruyorlar. Sormanız gereken soru bu değil. Demokratik yolla seçilmiş bir belediye başkanı, kamu hizmeti yapıyorum diyen bir belediye başkanı, yasalar üzerine yemin etmiş olan bir belediye başkanı nasıl olur da gider çukur kazdırır, oraya silah koydurur, gençlere orada silah taşıtır, belediye imkanlarını buna kullandırttırır" şeklinde konuştu.
"Köln Belediye Başkanı burada bunu yapabilir mi, mümkün mü böyle bir şey" diyen Bakan Çağatay Kılıç, "Tabii ki olmaması gerekir. Zaten olmaması gerektiğini söylüyoruz. Aynı şeyi söylüyoruz ama biz de olduğu zaman gelip de 'niye siz böyle yaptınız' diye sormayacaksın. Kanunlarımın bana verdiği yetkiyi kullanıyorum, insanlığımdan gelen yetkiyi kullanıyorum, temsil görevimin yetkisini kullanıyorum, icra görevimin yetkisini kullanıyorum. Daha artık cevap mı istiyorsunuz..Burada gelip de farklı tavırlar içerisine girmenin hiçbir manası yoktur" ifadelerini kullandı.
"Almanya'daki bazı siyasetçilerin söylediklerinin doğru olmadığını ispatlamak için elimizden gelen her şeyi yapacağız"
Almanya'da siyaset yapan bazı isimlerin Türkiye aleyhine propaganda yaptığını söyleyen Bakan Çağatay Kılıç, "Onların da o propagandayı yaparken şunu bilmesi lazım; Biz de onlara karşı demokratik haklarımızı kullanarak, onların söylediklerinin doğru olmadığını ispatlamak için elimizden gelen her şeyi yapacağız. Kapı kapı gezip konuşacağız. Gerekiyorsa tek tek gidip konuşacağız. Yalan söylediklerini ortaya koyacağız. Bu kadar açık konuşuyorum. Bunu hepsi için söylemiyorum ama birkaçını biliyorum. İsim versem hedef gösteriyor diyecekler. Siz gidip gazetenizde basıyorsunuz, insanların resimlerini koyuyorsunuz. Peki bunu ne yapacağız? Türkiye Cumhuriyeti Devleti Cumhurbaşkanı'nın Almanya'da ne kadar etkisi var, ne kadar etkisi yok diye bir gazete manşet atıyor. Bu ülkede bizim 3 milyon vatandaşımız var. Etkisinin nereden geldiğini anlamak için illa gazeteye mi bakmak gerekiyor?" diye konuştu.
"Burada Türkiye Cumhuriyeti'nin 3 milyon kardeşi var"
Bakan Çağatay Kılıç, "Burada Türkiye Cumhuriyeti'nin 3 milyon kardeşi var" dediği konuşmasına şöyle devam etti:
"Onların ailelerini, dostlarını katarsak 10 milyonu buluruz. Etkimiz bundan. Neden bu etkiden rahatsız oluyorsunuz? Sayın Cumhurbaşkanımız 'Almanca öğrenin. Alman ekonomisine katkıda bulunun. Almanya'nın gelecek yürüyüşüne katkıda bulunun' dedi. Ama bir şey daha söyledi, ondan neden rahatsız oluyorsunuz? 'Geldiğiniz yeri de unutmayın, Türkçenizi de unutmayın, kültürünüzü unutmayın' dedi. Yaklaşık 70 bin Alman, Türkiye'ye gelip de Alanya ve Antalya bölgesine yerleştiği zaman biz onlara ne diyoruz; onlar bizim başımızın tacı. Başımızın üstünde yer var diyoruz. Bizim ülkemizi sevmiş, gelmiş beğenmiş bizle beraber yaşamak istiyor. Buyursun dedik. Sayın Cumhurbaşkanımızın Başbakanlığı döneminde imar yasasında değişiklik yaparak kendi ibadethanelerini kendi yaşadıkları yerlerde açmalarına izin veren AK Parti iktidarıdır, Sayın Cumhurbaşkanımızdır. Bu kadar demokrasi, hak, hukuk içerisinde destek veren bir insana bu nasıl bir yaklaşımdır. Onlar bizim kardeşimiz biz tarihten beri beraber yaşamışız onlarla. 500 yıl öncesinden beraber yaşıyoruz. İstanbul'da Anadolu'nun birçok şehrinde. Azınlık vakıf arazilerinin vakıf mülklerinin iadesini Türkiye'de kim yaptı? Hristiyan olsun, Musevi olsun kim yaptı? Yine AK Parti hükümeti yaptı, yine Recep Tayyip Erdoğan yaptı. Siz neyi eleştirdiğinizin neyi söylediğinizin farkında mısınız?"
"Türkçemi öğrenmek, kültürüme göre yaşamak istediğim zaman bu hakkı bana vereceksin"
Dik durmayı diklenmek olarak söylemediklerini ifade eden Bakan Çağatay Kılıç, "Sizlerden tek ricamız burada dik durmanızdır. Biz dik durmayı diklenmek olarak söylemiyoruz. Biz diklenmeyeceğiz ama biz bu Almanya'nın parçasıyız. Bizim burada alın terimiz var. Ben kendi ailemden söyleyeyim. Benim babam burada 15 sene doktorluk yaptı. Hastanede baktığı hastalar arasında onlar Türk'tü, Alman'dı, İngiliz'di, Fransız'dı diye bir ayrım mı var? Hayır. Kim geliyorsa hepsine yardımcı olmaya çalıştı. Sizin aileleriniz içerisinde burada yıllarca bu ülkenin ekonomisine, sosyal hayatına, dokusuna destek olanlar var. Katkı sunanlar var. 35 milyar avrodan bahsediyoruz. Bugün Avrupa'daki Almanya'daki Türkiye'den gelmiş olan girişimcilerin ekonomiye olan katkısından. Bunun karşılığında biz ne diyoruz; Bize karşı farklı gözle bakmayın. Başka bir şey istemiyoruz. Benim kardeşim burada katkı sağlıyorsa, iş veriyorsa, istihdam sağlıyorsa bunu da alın teriyle yapıyorsa senden bunun saygısını bekleme hakkı yok mu? Sonuna kadar var. Türkçemi öğrenmek istediğim zaman, kültürüme göre yaşamak istediğim zaman bu hakkı da bana vereceksin. Bu, insan hakkıdır. Bizim bununla ilgili sıkıntımız yok. Biz zaten bunu yapıyoruz. diyecekler. O zaman her türlü engeli kaldırın. Neden engel oluyorsunuz" açıklamasını yaptı.
Konuşmasında Alman Lisesi mezunu olduğunu hatırlatan Bakan Çağatay Kılıç, "Bizim okulumuzda Almanca -Türkçe eğitim vardı. Bizim bunda bir sıkıntımız yok. Biz şunu söylüyoruz; ülkesi ile herkes gurur duyma hakkına sahiptir. Almanya’da yaşıyorsan Almanya ile de gurur duyma hakkına sahipsin. Gurur duyacak o hissi ver bize. Önceki yıllarda Türkiye’nin katılamadığı Avrupa Şampiyonalarında Alman Milli Takımı varsa hangi takımı tutuyordu buradaki kardeşlerim Portekiz’i mi tutuyordu. Türkiye’deki vatandaşlarımız da Almanya’yı tutardı. Şimdi soru işareti var. Bu soru işaretlerini bu toplumun içerisine sokmayın. Bizim Almanya’dan beklentimiz, isteğimiz bu. Dolayısıyla biz Avrupa Birliği yolundaki yürüyüşümüze devam edeceğiz" dedi.
"Ülkemizdeki 3 milyon mülteci kardeşimizin en şekilde barınması için elimizden geleni yapıyoruz"
Türkiye'de sayısı 3 milyona yaklaşan mültecilerin en iyi şekilde barınması için ellerinden geleni her zaman yaptıklarını kaydeden Bakan Çağatay Kılıç, "Biz bunu inancımızdan, kültürümüzden geldiği için yapıyoruz. Bu noktada kimseden de bir şey beklemiyoruz. Kardeşlerimize destek vermek isteyen varsa buyursun gelsin destek versinler. Verecekleri destek bize değil, o insanlara. Biz kendimiz için bir şey istemiyoruz. Biz lokmamızı paylaşırız. Türkiye bunun altından kalkar. Bunun kaynağı nereden diye soranlar olursa; o kaynak bizim yüreğimizde. Evimizdeki, soframızdakini paylaştığımız için bu kaynak var. Biz başka bir şey beklemiyoruz. Bunu da yapmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
Bakan Çağatay Kılıç, sözlerini şöyle tamamladı:
"Sizlerden tek beklentimiz bir olun, beraber olun, sesinizi duyurun. Her konuda aynı düşünmek zorunda değilsiniz. Dünya görüşleriniz farklı olabilir. Ama sizleri birleştiren bir şey var. Siz aynı yerden geliyorsunuz. Burada karşılaştığınız birçok sorun da ortak sorundur. Çifte vatandaşlık konusu. Almanya Parlamentosu 100 yıl önce yaşananları bıraksın da bu ülkede yaşayan ve şu anda çifte vatandaşlıktan mahrum olan göçmen kardeşlerimize bu haklarını versinler. Bugüne bakalım. İnşallah çalışmalarınıza hiç durmadan devam edeceksiniz. Avrupalı Türk Demokratlar Birliği Avrupa’daki Türkler, Avrupa’daki herkes için vardır. Biz Türkiye’den gerekli çalışmaları yapıyoruz. Buradaki siyasete, hayata damganızı vurun. Bizim sizden isteğimiz bu."