Samsun`da Bakırcılar Çarşısı`nda bir zamanlar Ermeni, Süryani ve Kürt,Laz ustaların çekiçlerinin birinin inip birinin kalktığı, zanaatın sanata dönüştürüldüğü, bakırın usta ellerde hayat bulduğu bakır işlemeciliği, yok olmayla yüz yüze. Bakırcı Ahmet Kaya, mesleği yaşatmak için bir çok girişimde bulunduğu kadar, atölye kurmak için de çaba harcıyor.
HERŞEYE İNAT BU MESLEĞİ YAPACAĞIM
1968 yılına kadar 300 bakır ustasının bulunduğu Samsun`un sanat sokağın'da bakırcılık yapan sadece 1 işyeri kaldı.Bakır işlemeciliği mesleğini hayata döndürmeye çalışan ve bakır işlemeciliği yapan sanat sokağın'da tek bakırcı Ahmet Kaya, atalarından kalan bu mesleği ve memleketinde yok olmanın eşiğine gelen bu zanaatın yaşatılması için çaba harcıyor. Çocukluğundan beri Bakırcılar Çarşısı`nda çeşitli mesleklerde çıraklık yapan 48 yaşındaki Kaya, bu çarşıda birçok Ermeni, Süryani, Kürt,laz bakır ustasının da bu sokak üzerinde bu mesleği icra ettiğini söylüyor.
Denge Gazetesi olarak, Samsun'da kaybolmaya yüz tutmuş meslek dallarını araştırarak, Samsun'un Sanat sokağı üstünde bulunan(48) yaşındaki Bakırcı ustası Ahmet Kaya ile gerçekleştirdiğimiz keyifli ve bir okadar'da üzücü söyleşiyi siz değerli okurlarımız ile paylaşmak istedik. Samsun'un sanat sokağı üstünde tek başına kalmış tarihi bakırcı ustamız Ahmet Kaya'Hayata veda etmiş olan bakırcı ustalarını anısını yaşatmak ve bakırcılığa yeniden can vermek için'mücadele ediyor.
Bekir DURAN: Ahmet Usta bu mesleğe neden tercih ettiniz çıraklık döneminiz oldumu?
Ahmet Kaya: Bakırcılık mesleğine babam'dan bana geçti,ozamanlar bakırcılık mesleği en popiler meslek dalların'dan biriydi. İşime severek geliyordum çıraklık dönemlerimde babam'dan çok şeyler öğrendim,eskilerden bu sokaklarda çekiç sesleri hiç susmaz'dı şimdilerde ise kimse uğramaz oldu. Teknolojij ürünler bizm mesleği rafa kaldırmış durumda.
Bekir DURAN: Ahmet Ustam gördüğüm kadarıyla bu arasta içinde tek başınıza kalmışsınız,yanınızda çırak yetiştirmeyi düşünmedinizmi?
Ahmet Kaya: Samsun`da bakır ustası bulmak çok zor. Samsun`da şu anda dört beş bakır ustası kalmış; Ama onlarda artık yaşlanmış ve bu mesleği ya yaşlılıktan dolayı yapacak durumda değil ya da ekonomik sıkıntılardan dolayı bu işi yapmak istemiyor. Şimdi ise Süleyman Usta`nın yanına iki oğlumla iki yeğenimi çırak olarak verdim. Onlar da mesleği az çok öğrendi. Bunun için de Gaziantep ve Kahramanmaraş`ta bulunan bakır atölyelerimi Samsun`a taşıyacağım. Şimdiki gençler bu mesleği pek tercih etmiyor yada çalışmak istemiyor. Eygidi günler bir zamanlar bu meslekte çalışmak için bütün gençler can atardı,şimdilerde ise kimse yanımızdan dahi geçmiyor. Ama ben bu mesleği samsun'da diriltmeye kararlıyım ve yaşadığım sürece bu mesleği devam ettireceğim.
Bekir DURAN: Ahmet Ustam azda olsa yinede bakır kalaycılığına ilgi var fiyatların ne durumda?
Ahmet Kaya: Güldanlık, ibrik, cezve, sini, kaplar ve sürahi gibi gündelik yaşamda kullanılan bakır eşyalara Samsun`un sosyo-kültürel yapısının yansıtan motifler kabartma ve kazıma tekniği kullanıyoruz genelde sipariş üzerine iş yapmaktayız. Kişi ve kurumların istediği motifleri de eşyalara işliyoruz. Bir eşyanın işliğinin aldığı zaman,o eşyanın fiyatını belirler yani alın terimiz ne ise o dur bizde.
Bekir DURAN: Ahmet Ustam bakır eşyalar sizce vatandaşlar tarafından ilgi görmeli mi?
Ahmet Kaya: Tabiki Bakır eşyaların günümüzde kullanılan eşyaların birçoğundan daha sağlıklı bakır eşyalara genelde samsun'lu olup da başka kentlerde ikamet edenlerin ilgisini'de çekiyor. Bunun yanı sıra samsuna gelen turistler'de ilgi gösteriyor. Ben bakır işçiliğin tekrar ihtişamlı günlerine döneceğini umutluyum. Samsun'lu vatandaşlarımız tarihi değerlerine gerçekten ilgi göstermiyor,hep göz ardı ediyorlar ama gerçekten yanlış bir düşünce içine kapılmışlar. Bakır eşyaları bence daha sağlıklı ve kalitelidir.
Bekir DURAN: Ahmet Ustam Samsun'da Bakırcılığın yada Anadolu'da bakırcılığın tarihinden bahsedermisiniz?
Ahmet Kaya: Anadolu'da bakırcılığın tarihi günümüzden yaklaşık 10.000 yıl önceye kadar inmektedir. Bildiğim kadarıyla Üreticiliğe geçiş safhasının önemli bir kültür merkezi olan Çatalhöyük'te cevherden arıtma yoluyla bakır elde edildiği arkeolojik kazılar sonucunda ortaya çıktığını biliyorum. Çayönü, Çatalhöyük ve Suberde kazılarında tabii bakırdan dövme tekniğiyle yapılmış M.Ö. 7000'e ait iğne, bız, kanca gibi küçük aletler ve bazı süs eşyaları bulunmuştur.
Güneydoğu Anadolu'da yapılan kazılarda bulunan ve yaklaşık dokuz bin yıl öncesine ait olduğu sanılan üç bakır iğnenin, bilim adamlarınca dünyada bugüne kadar bilinen en eski madeni eşya niteliğini taşıdığı kaydedilmiştir Geleneksel bakırcılık sanatında ayrıca bakır kapların üstüne çeşitli süslemeler yapmak için kazıma, kabartma, zımba ile vurma, ajur (kesme) ve kakma gibi birçok bezeme tekniği geliştirilmiti.
Bekir DURAN