Samsunspor Yönetim Kurulu Üyesi Haluk Tan, Pazar Sohbeti'nde gazetemiz Spor Müdürü Özgür Kalanbak'ın konuğu oldu. Kalanbak'ın Samsunspor başta olmak üzere yönelttiği soruları cevaplayan Tan, yaşantısıyla ilgili ilginç detayları da aktardı.
KALANBAK: Bize kısaca kendinizden bahseder misiniz?
Haluk TAN : Yaşar Holding grubuna girdim, bir dönem orada çalıştım. Öğretmenlikte telefonlara bakardım, dosyaları düzenlerdim
yani erkek sekreterlik yapardım. Bu holdingde yaklaşık 7 yıl görev yaptım ve bir zaman sonra çay yaptığım masaya oturdum.
Buradaki bayilerimiz geldi, konuştuk ve daha sonra ortak bir işletme açtık. Bu süreçte alternatif olarak Vodafone Bayiliği ile ilgili bir teklif geldi ve onu da değerlendirdik. Allah yardım etti, iyi yerlere geldik ve şuanda da boya grubunu ortağıma devrettim.
KALANBAK: Siyasi bir kimliğiniz de var biraz da ondan bahseder misiniz ?
TAN: Bir ara Ak Parti'den milletvekili aday adayı oldum. Fatih Öztürk de bu şekildeydi. O seçildi, biz olamadık ama neticede
gönüllerimiz bir olsun dedik ve arkadaşlığımız bu noktada daha çok gelişti. Bazen üzüldüğüm şeyler oluyor. Geçenlerde ağabeyim
internetten okumuş ben bakmadım. Birisi diyor ki, 'TSO yönetim kurulunda Haluk Tan, Samsunsporlu Haluk Tan, Müsiad"lı Haluk
Tan, Ak Partili Haluk Tan' demişler. Şimdi bu benim ayıbım mı, şehrin ayıbı mı, tartışılır.
TÜM KURUMLARA ÇALIŞARAK SEÇİLDİM
Birileri beni Ak Parti'nin yönetim kuruluna birilerinin adamı olarak koymadı. Çalışarak seçtiler beni oraya çünkü benim ailemden siyasette olan hiç kimse yok. Ailem siyasete
hep mesafeli kalmıştır. Aynı şekilde TSO'nun seçimlerine de girme dediler. Sana yedirmezler o seçimi dediler. Hiç unutmuyorum
Öztürk ağabey vardı, Gülden Semizoğlu ile birlikte girdi. Ben tek başıma girdim. Daha sonra yanına birisini bul dediler. Temiz bir
arkadaş. Ve ben seçimi 2 oyla kazandım. Dolayısıyla TSO'ya girdim ve meclis kâtibi oldum. Ondan sonraki seçimde karşımızda
zannediyorum şuan MHP'den il genel meclisi ağabeyim Yusuf Yaman ve Umur Murzioğlu girdiler. Sonra beraber seçime girdik 1
oyla kazandım. İnsanların bilmesi gerekiyor. Gereğini yapmak gerekiyor ama nasipte lazım.
SİYASETTE OLMAK
KADAR DOĞAL BİR HAKKIM YOK
Benim, siyasette olmak kadar doğal bir hakkım yok. Ancak fitne uyandırılmasın diye uğraşıyorum. Çünkü zarar gören ben
olmayacağım Samsunspor olacak. Bugün takıma sahip çıkanları küstürürseniz ne olacak? Ben bugün işimin başında olsam daha
fazla büyüyeceğimi biliyorum. Ben iki haftada bir Ankara'ya gitmek zorunda mıyım? Bunu şunun için söylüyorum. Lütfen artık
insanlar bal yapan arılarını yok etmesin. Bizim yönetim kurulunda en önemli silahımız şu biz kimseyi karşımıza almak istemiyoruz.
Yanımızda olmasınlar belki ama karşımızda da görmek istemiyoruz. Biz Samsunspor'u çok iyi yerlerde görmek istiyoruz.
KALANBAK: Samsunspor'un borç durumundan bahseder misiniz?
TAN: Samsunspor şu an geçmiş futbolcu borçlarını ödüyor ve gayet düzgün gidiyor her şey. İkinci devrede de söz verdiklerimizi
yapmaya çalıştık. Bir çoğunu da yaptık. Yapamadıklarımız da var ama federasyon da bu konuda çok büyük kolaylıklar sağladı.
YÖNETİME KARŞI HİÇBİR VEKİL YOK
Şimdi baktığımızda içerideki yönetime bizim karşımıza aldığımız hiçbir vekil yok. Hangi belediye başkanı, hangi bürokrat var?
Onlardan yardım gelmesi değil söz konusu. Bizden kötü olmamaları bile bir yardımdır. Kötülük anlamında şunu söylüyorum. Biz
kimseyle kavga etmedik. Biz işimizi yapacağız. İnsanlara güvenerek değil kendi işimizi yapmak için yola çıktık. Bu süreçte
yanımızda olmaya çalışan Ak Parti'li milletvekilleri çok yardımcı oldular. Katkıları kesinlikle göz ardı edilemez.
KALANBAK: Samsunspor içerisinde her siyaset, her kurum yer bulabiliyor değil mi?
TAN: Samsunspor bir mozaik, ben Ak Parti"liyimdir öbürü MHP"li öbürü CHP"li, öbürü DSP"li her partiden insan var. Zaten en büyük
avantaj şu anda Samsunspor kulübünde, mevcut eski yönetim kurularında bilhassa, genelde ağırlıkta aynı kişi aynı tarzda
düşüncede insanlar topluluğunda bir yönetim kurulu oluşturduğundan kaynaklı şehri Samsunspor anlamında içeriye sokamamıştı ve şehrin yüzde 80'lik bir grubu dışarıda bırakıyordu. Temsil anlamında söylüyorum bunu.
HER KESİMDEN İNSAN VAR
Ama bu gün içimizde, TÜSİAD'lı var, KASİAD'lı var, SAMSİAD'lı var, yani çok yönlü, bu gün baktığımız zaman Rotaryanlar, aynı
zamanda Kuyumcular Odası, diğer taraftan Emniyet Vakfıı, İstanbul ayağı SADEF, İzmir ayağı yani en azından herkes bir boşluğu
dolduruyor ve şunu diyebiliyorsun, bugün bu camia içerisinde herkes kendi camiasını içeriye soksa, sivil toplum örgütü, bürokrat
veya çevresi ile beraber getirdiği insan topluluğu olsa Samsun'daki Samsunspor"la ilgili büyük bir kesimi kapıdan içeriye sokmuş
oluyorsun. Önceden bunu biraz zor yapıyorduk. Şimdi daha kolay.
KALANBAK: Samsunspor bir galibiyet serisi yakaladı. Playoff umutları yaşadık... Şimdi ise kırmızı çizgiye bile yakınız... Nasıl
değerlendiriyorsunuz?
TAN: Doğru söylüyorsun. Orada şöyle bir durum var. Durum ne olursa olsun, 5 galibiyetten sonra biz ümitlenmedik mi? Güzel şeyi
bunu kabullenmemek mümkün değil ama neticede realite şuydu. 8 puanla en yakın rakibimizle aramızda fark vardı. Geriye kalan
8 veya 9 maçımız göz önüne alındığı zaman biz 9 maçın 9"unuda alacağız. Onlar da 9 maçın 6"sını kaybedecekler. Ancak biz o
zaman Playoff oynayacağız, bu sürede biz 5 galibiyet aldık 9 daha 14 her halde dünya rekoru kırardık. Dünya rekorlarının içerisine
girerdik, hiç beraberliğimiz olmayacak falan. Aslına futbolda hersey olabilir ama biz yine dikkat ederseniz Adana maçına giriyorduk,
dedim ki, 'Hiç galibiyetten bahsetmeden 5 galibiyet aldık herkese teşekkür ederim ve devamını dilerim. Ama unutmayalım, tabi ki bir
yerde bu takım da yenilecek, berabere kalacak, önemli olan onlar olduğunda da takıma sahip çıkmak. Çünkü bizim hedefimiz bu
sene belli".
KALANBAK: Önümüzdeki sezon için hedefimiz Süper Lig mi olacak?
TAN: Tabiki, kesinlikle hedefimiz önümüzdeki sene için, Süper Lig'i hedeflemeye çalışmak olacak.
KALANBAK: Bununla alakalı olarak, şimdiden oyuncularla görüşüldü mü peki?
TAN: Görüşülmeden ziyade, oyuncularımızla yönetici arkadaşlarımızdan ön hazırlık yapanlar vardır tabiî ki. Bunları da çok
konuşmak istemiyorum. Elbette ki bir takım görüşmeler var, bunları yeri ve zamanı geldiğinde açıklayacağız.
KALANBAK: Biraz da yaşantınızdan bahseder misiniz, geçmişiniz ile ilgili önemli detaylar duyduk...
TAN: Ben, gençliğimde çok çeşitli işlerde çalıştım. Çapanoğlu Lokantası'nda çalıştım, garsonluk yaptım. Bunlar benim, hayat içerisinde yaşanılan, insanlarla olan ilişkimde bana ileride faydasının olduğunu düşündüğüm deneyimler. En azından, insanların nasıl para kazandığını, ne şekilde yasadığını, hayatın toz pembe olmadığını, hayatın gerçeklerini çok farklı yerlerde, çok farklı şekilde devam ettiğini gördüm.
ÖĞRETMENLİĞİ ASKERDE SEÇTİM
Askere gittim, ticaret yapacağım diye. Ondan sonra askerlik uzadı. 237. dönemdim, Tansu Çiller dönemiydi zannediyorum. Bizi uzattılar, uzattıkları için de öğretmenliğe başvurabilirsiniz dediler askerde. Başvurdum, branşım çktı Biyoloji Öğretmenliği... Ordu"ya gittim. Aybastı Çok Programlı Lisesi'nde, biyoloji dersine giriyordum. 40 öğretmen, bin 200 öğrenci vardı orada. Aynı zamanda hem beden hem müzik hem de resim dersine falan da giriyordum.
FUTBOL SEVGİMİZ GÜNLÜK DEĞİL
İşte Fen Bilgisi gibi falan, ama hiç unutmuyorum benim için orada en önemli hassasiyetlerden bir tanesi o zaman deplasmanlarda 4. lig gibi bir lig de vardı. Ordu"da Aybastıspor'da top oynadım. Hem de öğretmenlik yapıyordum. Dolayısı ile futbolda amatörlüğün de ne şartlarda yapıldığını, o çamur sahalarda nasıl yapıldığını hele çok iyi biliyorum. Aybastı çok tepede, yukarda yayla var, o tepedeydi bizim idman sahamız, kışın o kadar kolay olmuyordu. Yani buzların içinde donuyordu ayaklarımız krampona su girerken donuyordunuz, orada maç oynuyorsun, idman yapıyorsun. O yüzden futbol sevgimiz günlük değildi, geçmişten gelen bir sevgimiz de vardı.
KALANBAK: Bize zaman ayırdığınız için teşekkür ediyorum.
TAN: Ben de size teşekkürlerimi sunuyorum.