BAŞBAKAN’A ÇOK KIZIYORUM

Adnan Bahadır

                                                               BAŞBAKAN'A  ÇOK  KIZIYORUM

                Yazı başlığını okuyunca nereden çıktı bu Başbakan'a kızma işi, şimdiye kadar Başbakan'a sürekli destek veren birisinin şimdi Başbakan'a kızmasını bir türlü anlayamadık diyenleriniz olacağından hiç şüphem yok. Ancak her zamanki gibi yazıyı okuyunca ne kadar haklı olduğumu göreceksiniz, bu başlığı atma fikri nereden geldi? derseniz Başbakan neredeyse her konuşmasında ya CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu'na Sayın Genel Müdür olarak çatıyor veya Paralelcilere çatıyor. Başbakan'ın politik çizgisini görünce aklıma, ya Başbakan bu işi hiç bilmiyor veya bizim şehirdeki politikacılar çok akıllı sözleri geldi de ondan bu başlığı koydum. Dikkat ettiyseniz Başbakan her seçimden önce kavga edecek birisini bulur ve seçim boyunca er meydanında sürekli olarak seçtiği kişi veya grupla kavga eder, böylece toplumun hem nabzını elinde tutar hem de oyunu alır. Bu politika AK Parti'ye sürekli oy getirse de bizim yereldeki siyasetçiler politikayı Başbakan'dan çok bildiklerinden CHP'li siyasetçilerle ağabi kardeş hukukuna girmeleri bir yana ortak işler dahi yapıyorlar.

                Nereden çıkardın bu işi? derseniz bundan bir kaç ay önce birileri bana CHP'li Vekille bazı AK Partili yöneticilerin ortaklık yaptıklarını söyleyince inanmamıştım, zira bahsettiği kişilerden bir tanesi çok değer verdiğim bana göre ilkeli, şahsiyetli, onurlu duruşu olan ve konuştuğu zaman mangalda kül bırakmayan birisiydi. Ancak bunu anlatan ısrarla evet durum aynen dediğim gibi, CHP'li Vekille senin çok sevdiğin falanca ile arkadaşları ortak olmuşlar,işletmeler kurmuşlar hatta bizzat benim yanıma CHP'li Vekille geldiler, CHP'li Vekil onları bana tanıtınca aklım şaştı deyince şüphelendim ama yine de inanmak istememiştim.

Arkadaşın ısrarlı iddiası üzerine sarıldım telefonuma, aradım o değer verdiğim kişiyi. Hal hatır sorduktan sonra siz kaç ortaksınız? diye sordum. Dört cevabını alınca üçünü tanıyorum da dördüncüsü kim? diye sordum, aldığım cevap aynen şu “Ağabi sen tanımazsın onu Almanyalı birisi” deyince yine inandım ve telefonu kapattım. Ben öyle herkese kolay kolay inanmam ancak bu arkadaş kişiliğine güvendiğim bir arkadaş olduğundan inandım ve konuyu kapattım. Aradan bir kaç ay geçince ben de bir işletme kurmaya karar verdim, işletmenin ihtiyaçları ile ilgili mal alımlarına başlayınca bir tedarikçi, biz falancalara da mal verdik oradan bizi sorabilirsin deyince ona dedim ki ortakları kimler söyler misin? adam başladı saymaya, falanca CHP'li vekil veya onun adına kızı ile AK Partili falanca il Yöneticileri deyince beynimden vurulmuşa döndüm. İnsanlar bu kadar ilkesiz, bu kadar iki yüzlü, bu kadar menfaatperest, bu kadar onursuz nasıl oluyorlar bir türlü anlamış değilim. Kaldı ki bir işi yapıyorsanız bari adam gibi çıkın deyin ki evet kardeşim ben bu işi yaptım falanca kişiyle ortağım inkar etmenin ne anlamı var anlamış değilim.

İşin daha da vahim boyutu, Havza'da ki Hamamcı arkadaş bana diyor ki bak senin o falanca çok sevdiğin arkadaşın var ya o bana CHP'li vekille birlikte geldi ve o Vekil onu bana tanıştırdı, oysa ki senin arkadaşın AK Parti İl Yönetiminde olmasına rağmen bir CHP'li tarafından bana tanıtılması tuhafıma gitti. İnsan değer verdiği ve aleyhinde kimsenin konuşmasına izin vermediği bir arkadaşı ile ilgili böyle mahcup olacağı bir durumla karşılaşınca çok zor durumda kalıyor, adeta mosmor oluyorsunuz.

                Meğer bizim şen ortaklar o kadar güzel işlere imzalarını atmışlar ki aklınız durur, yaptıkları işletmelerin bir kısmında asfalt yol yokmuş, siyasi ağırlıklarını kullanmak suretiyle tam onbir km. Asfalt yol yaptırmışlar işletmelerine. Demek ki siyaset bu tür işler için yapılınca kıymetli oluyor yoksa vatandaşın işiyle ilgilenmek için yapılan siyaset çileden başka bir şey değil. İnsanlar öyle kolay tanınmıyor değer verip gönlünüzün bir yerine koyduğunuz insanlar bu kadar büyük hataları yapıp bir de size yalan konuşmak suretiyle bunu saklayabiliyor iseler gönlünüzde çok büyük yara açıyorlar. Bu insanlar bu kadar büyük hatayı yapabiliyorlar ama siz  bunu kıyısından kenarından isim vermeden yazmaya kalktığınızda  size küsüp darılabiliyorlar. Oysa ki biz her zaman yanlışı babamızın oğlu yapsa yazarız dediğimizi bu arkadaşlarımız unutmuş veya iyi okumamışlar, biz bu şehirde turnosal kağıdı gibi herkesin gerçek rengini açıkça ortaya koyma noktasında ne kadar kararlı olduğumuzu her fırsatta dile getirdik. Düğünlerde, cenazelerde görmek zorunda olduğumuz insanlar dahi yanlış yapsalar asla gözlerinin yaşına bakmaz yazarız, yazmaya da devam ederiz. Bu insanlar ya oldukları gibi görünecekler ya da göründükleri gibi olacaklar karar onların, biz onların gerçek yüzlerini tanımada geç kalmış olabiliriz veya bizi belli bir müddet kandırmış olabilirler ama unutmasınlar ki her şey zamanla tüm çıplaklığı ile ortaya çıkıyor.

                Başbakan bir yandan paralellerle bir yandan CHP ile mücadele ederken bizim Samsun da ki  AK Parti yöneticilerinin ve Meclis üyelerinin  bir kısmı CHP'li Vekillerle ortak yağ bal olsun, bir kısım parti yöneticileri Paralel okulların mütevellilerinde olsun, bir kısım yöneticilerin eşleri, Paralellerin üst düzey yöneticisi olsun. İl Başkanı da bunları bildiği halde onları en etkili ve yetkili yerlerde değerlendirsin, gel de kızma Başbakan'a  senin neyine gerek mücadele etmek. Git Çankaya'ya yat aşağıya, kimin ne hali varsa görsün öyle değil mi? Bu durumda ya  Başbakan yanlış yapıyor veya bunlar karar siz değerli okurların. Bugün tek konuyla kapatmak zorunda kaldık aslında şu İmam Hatiplilerin Pilav gününü de yazacaktım ama onu bir başka yazıya bıraktım. Kalın sağlıcakla

                                              

 

 

                 

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.