Başbuğ'un konuşmasının kısa bir analizi
Geçtiğimiz Çarşamba günü Genel Kurmay Başkanı Sn.İlker Başbuğ"un Bilişim toplantısını ekran başında ,baştan sona izledim.
Açıklamaları bir saat sürdü ve sonra habercilerin -kamuoyunun merakına mucip- konulara ilişkin sorulara cevap verdi.İtiraf etmeliyim ki konuşma üslubu,konulara hakimiyet ,doyurucu bilgiler ve ilginç tenkitler,yerinde ve zamanında çıkışları geçmiş dönemlerden çok farklı idi.
Beni en fazla etkileyen ve kamuoyunun da ilgisini çektiğine inandığım konu başlıklarını şöyle sıralayabilirim :
* Bazen ETÖ" nün silahları ,bazen de Cephaneliği olarak kanallarda görüntüleri verilen İstek Vakfına ait arazide bulunan silahların mühimmat olduğu ve Askeri envanterde kayıtlı olmadığı ilk kez dile getiriliyordu.Çıkarılan silah ve mühimmatların malum bombaların MKE "ye sadece askeriyeye üretilmediği ,daha fazla sayıda kolluk kuvvetlerinin Emniyetin de sipariş ettiğinin , bu Kurumun da kullandığının altını çizdi.
Yani bir başka envanter adresini işaret etti.Bundan sonrası Yargının görevi..Öte yandan Emniyet yetkililerinin ne diyeceği ayrı bir merak konusu...
* Bir başka ek bilgi,TSK"nin 1989"dan beri yeraltına silah ve mühimmat gömmediği , buluntuların PKK bağlantılı,ABD işgali sırasında K.Irakta kayıp silah/mühimmatların olabileceği kuşkusunu dile getirdi.
* Sn.Başbuğ"un Darbe Günlükleri, Ay ışığı ,Sarıkız,Eldiven gibi darbe girişimlerine ait TSK bünyesinde bilgilerinin olmadığını kesin bir dille açıkladı.Malum çevrelerin kuşkularını gidermek için olsa gerek ordu içerisinde Darbe ve Darbecilerin barınamayacağını birkaç kez vurguladı.Gerçeklerin hazırlanmakta olduğu -Ergenekon"un 3.İddianamesinde su yüzüne çıkacağı kanaatini taşıyorum.
* Sn. Başbuğ"un toplantıdaki sözlerinde sık sık Demokrasiye ,Hukuka ,Hukukun üstünlüğüne ve yürütülmekte olan soruşturmada taraf yada tarafsızlık gibi bir yönlendirme içinde olmadıklarına atıfta bulunma dikkat çekici idi. Artık TSK" nın 28 Şubat döneminin postal sesinin , 27 Nisan e.Muhtıra nitelikli imzasız Bildirilerinin geride kaldığı izlenimini edindim.Toplumumuzu geren ,Siyaset kurum ve aktörlerine karşı açık tavır alan ,Muhalefete yol haritası çizen ,laiklik,Cumhuriyet ,İrtica gibi beylik konulara yer verilmemiş olması eksiklikten öte Sn .Başbuğ"un ve TSK" nın yeni vizyonunu ortaya koyması bakımından bana daha anlamlı geldi.
* Sn Başbuğ"un Bedelli askerlik konusunda ileri sürdüğü tavizsiz , her Türk vatandaşının kabul edebileceği gerekçeler gayet makul ve mantıklı idi.Üstelik, 9 "u Lice"de ,1"i Şemdinli"de kahpe düşmanın hain tuzaklarına Kurban verilen 10 memleket evladının henüz kanı yerde iken parası olanın evinde /ocağında yan gelip yatması hangi vicdana sığar. Bu arada MHP Karaman Milletvekili"nin Sn Devlet Bahçeli"nin talimatıyla Bedelli Yasa Tasarısını geri çekmesi isabetli olmuştur.
* Sn.Başbuğ" un hassasiyet gösterdiği konular da önemli idi. Sözgelişi, İddianame"de salt itirafçı ve gizli tanık kimliğinde -geçmiş yıllara yönelik anlatılanlar-,delilsiz ve belgesiz ,sırf anlatımlardan yola çıkılarak hükümler kurulması,evrensel hukuka , masuniyet karinesine aykırı bulundu.Ayrıca,Davanın Ergenekon adıyla adlandırılamayacağını ,dosya numarası ile adlandırılacağı yüksek sesle M.Karaalioğlu"na itirazda bulundu.
* Tutuklu ve zanlıların GATA"ya sevkleri konusunda medyada dezenformasyon yapıldığı,sevk işlemlerinin Adalet Bakanlığı"nın gözetim ve denetiminde oloduğu ,TSK"nın hiçbir şekilde müdahil olmasının söz konusu olamayacağını ağır bir dille ,muhataplarını AHLAKSIZLIK la itham etti.Konuşulanların belki de en sert ve en ağırı bu sözlerdi.
* Türkiye /Suriye arasındaki sınırda yapılan ortak tatbikata ilişkin İsrailve dolayısıyla ABD"nin çekincelerini dile getirmek isteyen ,dışardan talimat almaya alışmış zihniyetin temsilcilerine verdiği cevap, yazıya kapağı olacak niteliktedir.
Türkiye büyük bir devlettir.Ordusu ile bölgenin en güçlü devletidir.Yapacaklarının hesabını kimseye vermez.Kimseden izin almaz.