Basın Vampiri ile işbirlikçi hemşehrisi Cemiyet Başkanı iş başında
Son iki haftadır gündemi meşgul eden iki önemli haberle ilgili bazı meslektaşlarımızın olayları nasıl çarpıtıp işlerine geldiği gibi yayımladığını görmekten üzülüyorum doğrusu. Zira Kral hazretlerinin peşkeş haberinin üzerine gitmeyen yerel basınımız, hiç alakası olmadığı halde İl Milli Eğitim Müdürlüğünü Güzeldere Mahallesi"ndeki köprü yapımından sorumlu tutmuş. Bir haftadır biri nalına vuruyor, diğeri mıhına. Evirip çevirip İl Milli Eğitim Müdürlüğü şahsında müdür beyi köşeye sıkıştırmak için ellerinden geleni yapıyorlar.
Dün muhabir arkadaşlarımı köye göndererek olayın perde arkasının ne olduğunu gerçeklerin neler olduğunu öğrenmelerini istedim. Ve gerçekten de olayın gazete sayfalarına yansıdığı gibi olmadığını görünce hayli üzüldüm.
İnsanlara doğru haber yapmakla görevli biz basın camiasının tamamen ali cengiz oyunları ile meşgul olup vatandaşa verilmesi gereken haberi olduğu gibi değil de canlarının istediği gibi veya birilerini kayırarak yapmaları gerçekten çok saçma ve de ayıp. Bir haberi yaparken sorumlusunun kim olduğunu da belirtmek gerekmez mi? Veya olayın yasal boyutunun ne olduğunu açıklamak gerekmez mi?
Gelelim olayın aslına
Gazi ilçemize bağlı Güzeldere Mahallesi"nde bulunan ilköğretim okuluna gitmek isteyen öğrencilerimiz dereden karşıya geçmek için köprüye ihtiyaçları vardır veya iki kilometre aşağılarında bulunan ilköğretim okuluna gitmeleri gerekmektedir. Burası da köylüye uzak gelmektedir. Üçüncü alternatif ise, köyde bulunan eski okulun tamiratı ve öğretmen tayinidir.
Konuya vâkıf olan İl Milli Eğitim Müdürü, bir müfettiş görevlendirip gereğinin yapılması talimatını veriyor. Müfettiş bey, konuyu detaylı araştırdıktan sonra köy muhtarını çağırıp milli eğitim müdürlüğü olarak iki alternatifleri olduğunu; birinde öğrencileri 2 km uzaklıktaki okula taşıyabileceklerini, diğer alternatifteyse köprü yapılıncaya kadar köydeki eski okulun tamir edilip öğretmen tayin edilerek öğrencilerin oraya yerleştirilebileceğini söylüyor.
Muhtar, ikinci alternatifi kabul edince müfettiş bey talebini bir dilekçeyle belirtmesini söylüyor. Muhtar ise dilekçe yazma konusunda müfettiş beyden yardım talep edince müfettiş bey de ona yardımcı oluyor. Dilekçe yazılıyor. Muhtar imzaladıktan sonra işleme konuluyor. Aslında köylünün derdi bir taşla iki kuş vurmak. Hem köprüyü yaptırmak hem de öğrencilerin yeni okulda öğrenim görmesini temin etmek. Muhtar köye dönüp okul işini eski okulun tamiri ile hallettiğini söyleyince köylü isyan ediyor. Bizim asıl amacımız köprünün yapılması iken, sen o dilekçeyi verince bir daha köprü işini yapmazlar deyince muhtar, ne yapsın; kendini kurtarmak için suçu müfettişe atmaktan başka çare bulamıyor. Böylece müfettiş, muhtarı kandırmış haberi de buradan çıkıyor.
Peki gelelim olması gereken haber boyutuna ilişkin diyeceklerimize
Birincisi; 5216 sayılı yasa gereğince Büyükşehir Belediyesi hudutlarındaki köprüleri yapma görevi Büyükşehir Belediyesinindir. Ancak bu olayda bizim Basın Vampiri, Kral hazretlerini kollamak adına olayı çarpıtıp hiç ilgisi olmadığı halde Milli Eğitimi yıpratmak için elinden geleni yapmıştır. Zavallı Milli Eğitim Müdürü"nün animasyon veya takvim bütçesi yok ki ona bu işleri verip de onu sustursun!..
İkincisi; İl Milli Eğitim Müdürü ile bu konuyu görüştüğümde, Ben, o muhabir arkadaşa durumu bütün boyutlarıyla anlatmama rağmen benim anlattıklarımı değil, kendi bildiklerini yazmış demesidir.
Böyle bir haber boyutunu atlayanlara dönüp baktığımızda; bizim Vampirin hemşehrisi ve işbirlikçisi olan başyazar, dünkü yazısında Vampirin haber ajansına bir methiyeler dizmiş ki sormayın gitsin!.. Aynı zamanda Samsun sevdalısı olan bu işbirlikçiler, vakit buldukça da birlikte asıl gönüllerindeki illerine gidip hemşehrilerini ziyaret ediyorlar. Birlikte sahur programlarına katılıp ahlak ve maneviyat dersleri veriyorlar. Sizin anlayacağınız körlerle sağırlar birbirlerini ağırlarken; olan, bizim saf ve temiz okuyucularımıza ve şehrimize oluyor. Ama merak etmeyin artık olmayacak, çünkü biz varız.