Basiret

İsa Abanoz

 Kör, yürürken önündeki pisliklerden çekinemez. Çekinmenin, kaçınmanın asıl sebebi, asıl vesilesi gözdür. Kör yolda yürürken pisliği göremez. Allah'tan dilerim, hiçbir müminin gözü kör olmasın. Zahiri kör (baş gözü kör olan), görünen necasetlere bulaşır. Fakat can gözü kör olan kişi, gizli olan, görünmeyen pisliklere bulaşır. Bu görünen pislik, bir parça suyla arınır fakat içte olan pislik, arttıkça artar. İçteki pislikler anlaşıldı mı gözyaşından başka bir şeyle temizlenemez. (III, 2089-2093)

BEYAZ CAM

   Herkesin hareketi, görüşü, bulunduğu makama göredir. Herkes, âleme kendi görüş dairesinden bakar. Mavi cam, güneşi mavi gösterir. Kızıl cam kızıl… Camların rengi olmazsa beyaz olurlar. Beyaz cam, öbür camların hepsinden daha doğru gösterir, hepsinin de başı, imamı odur. (I, 2364)

   Eğri bakan kişinin gözü daima eğri ve aykırı görür. (II, 3398)

   Mecnun dedi ki… Gel de Leyla'ya bir de benim gözümle bak! (III, 572)

ŞAŞI ÇIRAK

   Ustası, şaşı çırağına “İçeriye gir, raftaki şişeyi dışarıya getir.” demiş. Şaşı çırak “O iki şişeden hangisini getireyim?” diye sormuş. Ustası cevap vermiş: “O, iki şişe değil, git şaşılığı bırak, biri iki görme.” Çırak “Usta beni niye azarlıyorsun?” deyince ustası “Öyleyse o iki şişenin birini kır.” diye karşılık vermiş.

   Şişe bir taneydi ama onun gözüne iki görünüyordu. Çırak birini kırınca diğeri de gözden kayboldu. İnsan da arzuları ve öfkesi sebebiyle böyle şaşı olur. Öfke ve şehvet insanı şaşı yapar. Ruhu doğruluktan ayırır. Kin duygusu gelince hünerler görünmez olur. Gönülden göze yüz perde iner. (I, 327-334)

   (Mevlana'dan Düşündüren Sözler, Ş. Karaköse)

   Aklın yolu bir olmasına rağmen bu kadar yanlış anlama ve yanlış anlatma oluyorsa insanlarda burada olduğu gibi bir şaşılık hatta bir körlük var demektir. Şaşı biri iki görür. Biri getirmesi istenince hangisi olduğuna karar veremez. Birini kırması istenince de ikisini de kırmış olur. Bir çuval inciri berbat etmiş olur. Şaşılık durumu bu kadar ikilik çıkarırken körlüğün nelere mal olabileceğini varın siz hesap edin. Başınızı kaldırıp çevrenizde olanlara bir göz atarsanız şaşılık ve körlüğün altın devrini yaşadığını maalesef ki görürsünüz. Sağır duymaz uydurur. Kör de görmez ancak hisseder. Kendi yaptığını, kendi niyetini karşısındakilere atfeder. Etli yemek yiyen iki körün hikâyesini bilirsiniz. Biri diğerine “Neden etleri ikişer ikişer yiyorsun?” demiş. Diğeri de nereden bildin, demiş. Cevap manidarmış. Ben de öyle yapıyorum da… Güzel ve tatlı konuşan bir dil, iyilikleri ve hayrı duyan bir kulak, hakikatleri gören bir göz ve hoş duygular besleyen bir gönle sahip olabilirsek dünyanın çok daha yaşanabilir bir yer olacağını görürüz.

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.