Merhaba sevgili dostlar Samsun"dan uzakta olduğum bu ilk günde hepinizi özlemle, hasretle selamlıyorum. Gündem öylesine dolu ki nereden başlayacağımı kestiremiyorum. Daha geçenlerde yazmıştık Başbakan"ı ikinci Peygamber ilan eden, şükür namazları kılınmasını salık veren siyasetçilerin gerçek yüzlerini...
Gelin görün ki bunlar son söylenenlerin yanında devede kulak kalmışa benziyor. AKP"li bir vekil; onlar bizi yirmi yıldır fişliyor sıra bizde diyor. Bir diğer AKP"li vekilde partimizi kapattırmak için her şeyi yapalım, kapatma davası açılırsa oylarımız artar diyor. (19 Şubat Sözcü gazetesi). Dervişin fikri neyse zikri de odur. Bunlar sanki kişilerin şahsi potları olmanın ötesinde, ard arda bilinçlice sıralanmış ve toplumda infial yaratacak açıklamalar. AKP"den gelen açıklamada ilgili vekiller hakkında soruşturma başlatıldığı belirtildi ama bu yeterli değildir. Ülkede neler olduğunu anlamak imkânsız hale geldi. An geçmiyor ki bir son dakika operasyonu yapılmasın. Son gelişme üç paşanın gözaltına alınması( bu yazı yayınlandığında gündem çoktan değişmişte olabilir).
Son olarak ta Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç"ın Cumhuriyet Başsavcısı Cihaner"in evine yapılan baskını baskın diye yazıp soruşturma terimini kullanmayan medyaya yönelik mesnepsizlik ve seviyesizlikle itham etmesine değinmek istiyorum. Hayır sayın Arınç kimse kusura bakmasın Cumhuriyet Başsavcısı unvanını taşıyan bir kişinin evine gece yarısı girilip gözaltına alıp ailesi tedirgin edilerek evinde arama yapılıyorsa, özel eşyalarına el konuluyorsa bunun adı baskın dır ve kanaatimce asıl seviyesiz olan bir Cumhuriyet Başsavcısının maruz kaldığı uygulamadır. Hoşçakalın