19. y.y"ın başından itibaren Dünya gündemine getirilen Avrupa veya başka bir adıyla Batı hayranlığı, ülkemizde de hayli taraftar bulmuş .Ülkemizin geri kalmışlığının nedeni bazılarına göre batı kültüründen uzaklaşmak, bazılarına göre ise inançlarımız olmuştur. Dünya hâkimiyetini Osmanlı"nın elinden almak isteyen zihniyetin temsilcileri, çaplarında fevkalade başarılı olan bir plan yapmış, bu planın uygulamalarını hayata geçirmeden önce altyapısını hazırlamışlardır. Bu altyapı çalışmasına, önce bir dünya haritası çıkararak bu harita üzerinden Avrupa, Asya ve Amerika kıtalarını belirlemişler, ardından ise bu kıtalara hangi ülkeleri yerleştirecekleri kararını vermişlerdir.Öyle enteresandır ki Fas, İngiltere"den çok daha batıda olmasına rağmen, batılı ülke statüsüne alınmamıştır. Avrupa"nın cazibe merkezi haline getirilebilmesi için yapılması gereken ne varsa yapmaya başlamışlar, bu doğrultuda Rönesans"tan başlayıp, Bilimsel Devrim, Sanayi Devrimi, Matbaanın icadı, Neron"un Roma"yı yakması, Amerikanın Keşfi, Galile efsanesi,Kopernik devrimi,Darwin teorisi,Sekülerizasyon efsanesi, Nobel"in Dinamiti bulması ve sonunda Ortadoğu icad edilerek Avrupalılığın farklı boyutlarını veya bu ad altında yeni dünya düzenini ortaya koymuşlardır. Bu çalışmaların tamamının altında, "Kilise" olmakla birlikte bunu toplumdan rahatlıkla gizlemeyi becermişlerdir. Aksi halde, kendilerinin tenkit ettiği Laik teorisine kendileri düşmüş olacaklarından korkuyorlardı. Yukarıda bahsettiğimiz konuların tamamını ele aldığımızda, tamamının bize anlatılanlardan veya bugüne kadar bildiklerimizden çok farklı gerçeklere dayandığını ve aslında olayın misyonerler tarafından nasıl çarpıtılarak topluma lanse edildiğini veya başka bir deyişle yutturulduğunu öğrenme imkanı buluruz. Matbaanın mucidi olarak bilinen Gutenber, Almanya"nın Mainz başpiskoposluk bölgesinde yaşayan bir aileden dünyaya gelmiştir, asıl mesleği kuyumculuk veya mücevher traşlıktır. 1448 yılında kuyumcu ve avukat Johann Fust ile ortak olur ve matbaa işine girerler. Bu konuda asıl mucidin Fust olduğu söylenir. Aslında basın konusunda daha önce birtakım çalışmaların olduğu da bilinmektedir. Amerika"yı Kolomb"un keşfettiğini biliyoruz öyle değil mi? Ama işin aslı hiç de öyle değil, 12 Ekim 1492 yılında İspanyol sahillerinden üç gemi ile Atlas okyanusuna çıkıp Amerika"yı Kolomb"un keşfettiği söyleniyor. Halbuki 1421 yılında Çin Moğolların elinden yeni kurtarılmış. İmparator Zudi Çin ülkesini dünyanın süper gücü yapmak için yola çıkar ve o yılın Şubat ayında 28 ülkenin devlet başkanını bir filo ile ülkesine davet eder. Gelen devlet başkanları ile yiyip içtikten sonra onlarla birlikte, bir filo ile deniz kuvvetleri komutanı Zeng-Ho"nun komutasında Okyanus, Filipinler, Hindistan, Madagaskar derken, Zenk Ho Afrika kıyılarından geri dönmüş ama diğer gemiler, Vasco de Gama"nın geçtiğini bildiğimiz Ümit Burnu"nu ondan çok önce ama ters yönde geçerek, Orta Amerika"ya ulaşmışlardır. Bu tarihi vesikalardan anlaşıldığı gib,i Amerika"yı Kolomb değil ondan tam 30 yıl önce Çinliler keşfetmişlerdir. Kolomb oraya keşfe değil, sahip olmaya gitmiştir. Peki, ABD"de yaşayan yerlilerin 30000 olan nüfusu büyük bir katliamla 10000"e düşürülmüştür. ABD"nin ilk dönem İngiliz sömürgesi olduğunu biliyorduk, ancak bize anlatıldığı gibi batı ilmin, İrfanın, Demokrasinin, Sanayileşmenin beşiği değil, tam aksine başkalarının yaptığı buluşlara sahip çıkıp, onun reklamını yapmayı çok iyi becermiştir. O çok meşhur Yunan filozoflarının asıl kimliklerini de daha sonraki yazılarımda sizlerle paylaşacağım. Bir toplumun kendi insanına, bilginine, tüccarına, kültürüne, diline, dinine sahip çıkmayıp, başka kültürleri taklit etmeye kalktığı anın,o toplumun bittiği gün olduğunu unutmayalım. Hoşçakalın