Dini bayramlardan biri olan Kurban Bayramını ihya ettik. Bayramınız kutlu, kurbanınız makbul, dualarınız kabul olsun. Ramazan ve Kurban bayramları dini hassasiyet ve duyarlılık içinde kutlanır. Her iki bayram da; birlik ve beraberliğin, yardımlaşma ve dayanışmanın, kardeşlik ve kaynaşmanın adresidir. Dargınlık, kırgınlık, küskünlük gibi; fıtri zafiyetlerle ortaya çıkan sorun ve sonuçlar, bu bayramlar vesilesiyle ortadan kaldırılır. Barış; hayata hâkim kılınır. Gönüller; bayram vesilesiyle yumuşaklık gösterir ve böylece insanlar arasındaki soğukluk da sıcak bir ortama dönüşür.
Teşrik tekbirleri, Bayram namazı ve Kurban kesimi; bu bayramın özünü teşkil eder. Bayram; bu üç değer üzerine inşaa edilmiştir. Bunlar; bayramın dini ritüelleridir. Bayramı, bayram yapan da bu ritüellerdir. Her birisinin birbiriyle bağlantılı güzellikleri olduğu gibi, birbirinden bağımsız özellikleri de vardır. Teşrik tekbirleri kudreti, bayram namazı kulluğu, Kurban kesimi teslimiyet ve yakınlaşmayı sembolize eder. Her birisi, Allah'a kulluğun ifadesi ve yansımasıdır.
Bayramlaşma, kabir ziyareti, yaşlıları ve çocukları sevindirme; dini bayramların sonuçlarıdır. Koronavirüs nedeniyle bu yıl bu güzellikler istenildiği şekliyle yerine getirilememiştir. Ramazan bayramında olduğu gibi, bayramlaşmalar daha çok dönemin şartları nedeniyle online yapılmıştır. Görüntülü telefon konuşmaları büyük ölçüde fiziki hasreti gidermeye katkı sağlamıştır. Sosyal medya mesajlarıyla da istenilen duygular rahatlıkla paylaşılmıştır. Hatta, yüz yüze söylenemeyen ve kucaklaşma cesaretine engel olacak bir takım zorluklar da bu yöntemle aşılmıştır.
Bayramın dördüncü günü ikindi namazı vakti, bayramın da sona erdiği zaman sınırıdır. Arefe günüyle birlikte beş günlük bu bayram süresi içinde, yoğun bir duygu trafiği yaşanmıştır. Bu bayram, her bayramdan daha farklı bir duyguya şahitlik ve ev sahipliği yapmıştır. Kovid-19 nedeniyle rahatsız olanlar, süreci atlatanlar, hastanede yatanlar, yatıp taburcu olanlar ve panik içinde süreçten korkanların her biri bu bayramın akışını belirlemiştir. O nedenle, birbirene hasretle sarılmak isteyenler birbirinden uzak durmuş, bazıları da hasretine mağlup dostlarıyla kucaklamış ama arkasından Covid-19 hesabı yapmıştır.
2 milyara yakın İslâm aleminde bayram vesilesiyle aynı sorunlar, aynı süreçler ve aynı sonuçlar görülmüştür. İnsanlık tarihinde örneğine az rastlanan, son yüz yılda hiç rastlanmayan böylesi bir süreç; Müslümanların zihni birliğinin aktive olmasına da vesile olmuştur. Daha şuurlu bir İslam alemi, daha teyakkuzda bir İslâm toplumu, daha sorgulanmış bir müslüman kimlik oluşmuştur. Bu sonuçlar da, dünya dengesine, müslümanlar lehine etki edecektir. Sayısal olarak dünyada en yüksek sayıya sahip olan tek topluluk İslâm alemidir. Hıristiyanlar sayısal açıdan fazla olsalar bile, kendi aralarındaki mezhebi farklılıklar onların sayısal gücünü azaltmış, gruplara bölmüştür.
İslâm aleminin %80'ninden fazlası ehli sünnet çizgisinde tek bir ümmet üzeredir. Geriye kalan %15-20'lik bölüm, şia ve benzeri düşünce sistemine sahiptir. Ehli sünnet topluluğu -ki buna İslâm ümmeti, yani müslüman milletler diyoruz- dünya dengeleri bakımından büyük bir güçtür. Ortak bir lidere sahip olamamaları nedeniyle, sahip oldukları bu gücü dünya dengelerinde etkin bir biçimde kullanamamaktadırlar. Son yıllarda sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan; müslüman milletlerin dünyaya açılan sesi olmuştur. Halkı müslüman olan ama idarecileri batı merkezli zihne sahip bu toplumların liderlerine rağmen müslümanların sesini dünyaya duyurup, haklarını arayan sayın Cumhurbaşkanımız olmaktadır.
Bu yıl; Koronavirüs kapsamında ihya ettiğimiz Ramazan ve Kurban bayramları; müslümanların aynı düşünce etrafında şekillenip, buluşmalarına katkı sağlamıştır. Yakın gelecekte İslâm ümmeti değerleriyle buluşup, dünya dengelerini etkileyecek ve sahip olduğu hakları alacaktır. Bayramlar bunun teminatıdır. Bu duygularla; tüm müslümanların bayramlarını kutlar, hayırlara vesile olmasını yüce Allah'tan niyâz ederim.