Hipertansiyondan mide kanserine kadar birçok hastalığa zemin hazırlayan aşırı tuz tüketiminin önüne geçilmeye çalışılırken uzmanlar, çocukluk çağında oluşturulan damak tadının gelecekteki tuz tüketimini etkilediğini belirtiyor.
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Nefroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tekin Akpolat, yaptığı açıklamada, 2008 yılında gerçekleştirilen bir araştırmanın, Türk toplumunun aşırı tuz tüketimini ortaya koyduğunu söyledi.
Normal bir insanın günde 4-5 gram tuz tüketmesi gerekirken araştırmada Türk insanının günde ortalama 18-19 gram tuz tükettiğinin belirlendiğini ifade eden Akpolat, çocukluk çağında tuzlu yemeye alışan bireylerin bu alışkanlıklarını sürdürdüklerini vurguladı.
Gereğinden fazla tuz tüketiminin başta hipertansiyon olmak üzere mide kanseri, kalpte büyüme, kalp yetmezliği, böbrek taşı, kemik erimesi, böbrek hastalığı, vücutta şişkinlik gibi rahatsızlıklara yol açtığına dikkat çeken Prof. Dr. Akpolat, bu hastalıkların her yıl devlete ciddi oranda maliyet oluşturduğunu, bunun önüne geçilmesi için de tuz tüketiminin azaltılması gibi bazı önlemlerin alınması gerektiğinin gündeme geldiğini belirtti.
TBMM Sağlık, Aile, Çalışma Ve Sosyal İşler Komisyonu ile Türk Böbrek Vakfı'nın ekmekteki tuzu azaltmaya ve lokantalardaki tuzlukların kaldırılmasına yönelik çalışma başlatacaklarını hatırlatan Akpolat, alınabilecek önlemlerin bazılarının ekmekteki tuz oranının düşürülmesi, yemeğe pişerken tuz atılmaması, soslardan, salamuradan, işlenmiş gıdalardan hazır çorba, et suyu tabletlerinden uzak durulması, tuzu azaltılmış peynir tüketilmesi, yemeklerin tuz yerine nane, kekik, sarımsakla tatlandırılması olabileceğini kaydetti.
''Tuzlu yemeye çocuklukta alışıyoruz''
''İlerleyen yaşlarda insanlara tuzsuz yemek zor geliyor, oysa çocukluğundan beri tuzsuz yemeye alışan kişilerde bu sorun yaşanmıyor'' diyen Akpolat, tuz tüketiminin azaltılmasında özellikle annelere çok büyük bir görev düştüğünün altını çizdi. Damak tadının bebeklikten itibaren oluşmaya başladığını söyleyen Akpolat, bebeklerin, çocukların yemeklerine çok az tuz atılması gerektiğini, tuzsuz yemeye alışan bir çocuğun ileride de yiyecekleri tuzsuz tüketmek isteyeceğini vurguladı.
Tuz tüketiminin azaltılmasının birçok hastalığın tedavisi için gerekli olduğunu belirten Akpolat, şöyle devam etti:
''Tuz hipertansiyon başta olmak üzere birçok hastalığa yol açar. Türkiye'de tuz tüketimi ortalama 18 gram, bu bir ülke için rekor seviyedir. İnsanlar hiç tuz kullanmasalar bile düzenli ve dengeli beslendiklerinde, vücutlarının ihtiyaç duyduğu besinleri aldıklarında, tükettikleri sebze ve meyveyle bu tuzu alırlar zaten. Tuzla her aşamada mücadele etmek gerekli. Tuz tüketiminde beslenme alışkanlıkları önemli bir etkiye sahip. İnsanlar tuzlu yemeye alıştığı için yemeklere tekrar tekrar tuz koyma eğilimindeler. Aşırı tuz tüketiminin önüne geçebilmek için öncelikle insanların bilinçlendirilmesi gerekli. Özellikle de çocukların tuzsuz yemeye alıştırılması lazım. Bu konuda annelere büyük sorumluluk ve görev düşüyor. Çünkü çocukların besinlerini hazırlayan ve onlara beslenme alışkanlığı kazandıranlar onlar.''
Pek çok insanın yemeğin tadına bakmadan tuz kullanma ihtiyacı hissettiğine işaret eden Prof. Dr. Akpolat, tuz alınımının günde sadece 3 gram azaltılmasının yıllık sağlık harcamasını 10-24 milyar dolar azaltabileceğine dikkat çekerek, tuz tüketiminin azaltılmasıyla ilgili yapılacak tüm çalışmaların, bu konuda toplumsal bilincin oluşmasının son derece önem taşıdığını sözlerine ekledi. (AA)