BEDEL ÖDESEK DE GERÇEKLERİ HAYKIRACAĞIZ

Adnan Bahadır

    BEDEL ÖDESEK DE GERÇEKLERİ HAYKIRACAĞIZ

 Her zaman  söylediğim gibi,'' Dünyanın en zor işlerinden birisi  dürüst olmaktır'' ifadesini tekrarlayarak bugünkü yazıma başlamak istiyorum. Tarihin her döneminde Hak ve doğrudan yana olanlar bedel ödemişler ama sonunda mutlak surette  doğrular ortaya çıkmıştır. Sporla  çok fazla ilgim olmamasına  rağmen Samsunspor için ödediğim bedel hayatımda yeni bir dönüm noktası  olmuştur, bu olay beni ve ailemi derinden yaralamış, hayatımız  bu olay sonrası yeni bir dönemle tanışmak  zorunda kalmıştır. İnsan bir şeyi yapar, yaptıklarının bedelini ödemek zorunda kalırsa buna eyvallah ama  tam aksine sırf yaşadığınız şehre katkı sağlamak adına çok iyi niyetle yaptığınız bir işin bedelini çok acı  ödemek zorunda kalırsanız işte buna asla tahammül edemezsiniz.

                Samsunspor Kulübünün içerisinde  bulunduğu durum şehirde yaşayan herkesi üzdüğünden en ufak bir şüphem yok ancak çözüm noktasında samimi olanlar konusunda  bir hayli tereddütüm var, nedenlerini açıklamama gerek yok. Bu şehirde yaşayan insanların bir çoğu nedenini zaten biliyor ancak enteresan olan konu  15.04.2002 tarihinde İçişleri Bakanlığı dernek denetçileri bir rapor hazırlamışlar, rapor sonucu ortada olmayan yüksek miktarda bir meblağdan bahisle bu paranın kimlerde olduğunu ve nasıl tahsil edilmesi gerektiğini de raporlarında yazmış olmalarına rağmen olayın intikal ettiği mahkeme  evrak yetersizliği nedeniyle olaya beraat vermiş ama ne Samsunspor Kulübü ne Cumhuriyet Savcılığı  ne de ilgili taraflar mahkeme kararını   temyiz etme gereği duymamış ve olay kapanmıştı. Biz bu olayın tekrar açılması için hem köşe yazısı yazdık, hem belgeleri yayınlamak suretiyle konunun yeniden açılmasını talep ettik. Sizin anlayacağınız sadece haber yapmakla ve köşe yazmakla kalmadık bizzat  gidip savcılık makamına şikayette bulunduk. İçişleri Bakanlığı Dernek Denetçilerinin tuttuğu rapor 15.04.2002 tarihli bir rapordu, bu rapor 2012 yılının Nisan ayının 15'inde zaman aşımına uğruyordu, biz 2012 yılının Şubat ayında bu konuyla ilgili Cumhuriyet Savcılığına ifade verdik, konunun tekrar açılmasını talep ettik.

                Bu arada  konuyla ilgili dönemin Samsunspor  Kulüp Yöneticileri  kendilerine basın yoluyla hakaret ettiğimiz gerekçesi ile bizleri mahkemeye verdiler, mahkeme geçtiğimiz hafta sona erdi ve bana 7 ay hapis cezası  verdi. Belgeli, evraklı haber yapmamıza rağmen bize ceza verildi ama önemli değil, biz bedel öderiz önemli  olan olayın yeniden açılması idi, nitekim  Cumhuriyet Savcılığı olayı yeniden incelemeye aldı ve 2012/5910 nolu soruşturma dosyası ile olayı yeniden  tahkik etmeye başlandı, bu sevindirici bir gelişme zira benim için önemli olan paranın kimlerde olduğu değil, gerçeklerin ortaya çıkmasıdır. İçişleri Bakanlığı Müfettişlerinin tuttukları raporda adları geçen kişilerle  geçmişte en ufak bir sorunum olmadı  ancak ortada yirmi milyon civarında bir rakamdan söz ediliyor bu para müfettişlerin dediği gibi birileri tarafından kullanıldı mı? Müfettişlerin raporu  neden incelenmedi bu mutlaka ortaya çıkmalı. Olay mahkemeye intikal etmiş ancak  mahkeme  evrak yetersizliği nedeniyle beraat kararı vermiş, Müfettiş raporları incelenerek  beraat kararı verilmemiş. Ayrıca yargılama sürecinin sağlıklı bitmesi için gerekli olan temyiz süreci işletilmemiştir. Bedeli ne olursa olsun bilsem ki ömrümün sonuna kadar hapis yatacağım bu olayın peşini asla bırakmayacağım. Toplum Samsunspor kulübünün paralarının ne olduğunu mutlaka  öğrenmelidir.Şayet bu para ben de ise onu da bu toplum mutlaka bilmeli.

                Gelelim başka bir konuya  son günlerde bazı  meslektaşlarımız ısrarla eski otogar alanında yapılan alış veriş merkezi  konusunu gündemde tutmaya çalışmakta, arkadaşımız  şehrin kütle yoğunluğu  konusunda bu kadar duyarlı ise o zaman bağlı olduğu grubun Atakum'da yaptığı yüksek katlı  binanın yoğunluğunu hiç merak edip köşesine taşımış mı diye soru sormak isterim. Zira o plan tadilatı Büyükşehir'e geldiğinde ben de orada meclis üyesi idim, sadece meclis üyesi değil Ak Parti Grup Başkanvekili  idim, daha önce verilen yüksek kata ilave alan genişletmesi için evrak meclise geldiğinde dedim ki zaten burada  yüksek kat verilmiş, bir de yoğunluk verirsek yanlış olur ama Hazreti Vezir  verelim bu arkadaşımıza destek olalım arkadaşımız bizim için önemli bir kişi onu desteklememiz gerekiyor deyince bizde destek verdik. Atakum sahilinde o binadan başka o yükseklikte başka bina olmadığı açıkça ortada olmasına rağmen bu meslektaşım neden köşesinde bu binanın buraya hiç yakışmadığını sormuyor? Sadece omu derseniz elbette hayır Canik bölgesinde eski  hurdacıların civarında yapılan Özel Hastaneye verilen yoğunluk, kütle ilavesini  meclis kararlarından açıp bir baksa sanırım yazdığı köşe yazısını yazmadı. Bir şeyi yazarken biraz  tarafsız olmamız gerekmez mi? İşimize gelen yerde eleştirip, işimize gelen yerde görmezlikten gelirsek birileri kalkar gerçekleri haykırır ve mahcup oluruz. Bedeli ne olursa olsun doğruları yazmaya devam  edeceğimizi belirterek sözlerime son veriyorum. Kalın sağlıcakla                                         

 

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.