Son günlerde Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin Mektubatını ve Ertuğrul Düzdağ'ın kaleme aldığı Üstad Ali Ulvi Kurucu'nun hatıralarını okumaya çalışıyorum. Bediüzzaman Hazretlerinin Külliyatını seksenli yıllarda okumuştum ancak aradan geçen otuz yıl bir çok şeyi unutturduğu gibi Külliyatın da büyük bir bölümünü unuttuğumu fark edince yeniden okumam gerektiğini düşünerek okumaya başladım. Üstad Bediüzzaman Hazretleri'nde çok büyük İlim, İrfan, Maneviyat , züht ,takva, felsefe, mantık, tefsir, akait, kelam var, sizin anlayacağınız ne arıyorsanız Üstad'ta var, yeter ki siz isteyin gerisi kolay. Üstad Bediüzzaman için tasavvuf düşmanı diyenler çok yanılıyorlar zira Üstad İmam-ı Rabbani'nin evradını çektiğini, hatta Cevşen-i Kebir'in çoğundaki dua ve evradın İmamı Rabbani'den alındığı bilinmektedir. Üstadın tasavvufla ilgili düşünceleri bulunduğu zamana göre çok saygıdeğer düşünceler, Üstad Tasavvufun İmanı Kamil noktasında bir Mektep olduğunu, ancak zamanın iman kurtarma zamanı olduğundan tasavvufla uğraşırken bir çok insanın imanını kurtaramamak gibi bir sorumluluk altına girmekten korktuğundan tasavvufu sadece kendi nefsinde uygulamış, kendi dışındaki talebelerine ve eserlerinde iman hakikatlerinden bahsetmek suretiyle toplumun imanını kurtarmanın yolunu aramıştır. Üstad Bediüzzamanı biraz incelediğimizde karşımıza dehşet bir tablo çıkıyor, Dünya malına minnet etmeyen, hayatında hiç kimseye boyun bükmeyen, dik, onurlu bir duruş ortaya koyan ve yanlış gördükleri karşısında asla susmayan, gerekli tavrı koyan, kimsenin gönlünü değil, Allah'ın rızasını kazanmak adına yapılması gereken ne ise onu yapan çok kıymetli bir dava adamı olduğunu rahatlıkla görmek mümkündür. Peki bugün onun izinde gittiklerini iddia edenlerin durumu nedir derseniz dilerseniz tek bir örnek vererek konuyu açıklığa kavuşturmaya çalışalım.
Üstad Mektubatta hediye neden kabul etmediğini anlatırken beş nedenle hediye kabul etmediğini söylüyor, bunlardan birincisi herkes Hocaların almayı seven insanlar olduğunu söyleyen üstad onlara yüklenilen bu imajın yıkılması için hediye kabul etmediğini ifade ediyor. Bir başka hediye kabul etmeme nedeni ise Yasin Süresinde İttebiu men la yeselüküm ecran ve hum muhtedün yanı sizlerden herhangi bir ücret istemeyen hidayete davet edicilere(Peygamberlere) tabi olunuz buyurmakta, şayet biz alimler Peygamberlerin varisleri isek (ki hadisi şerif gereği öyledir) o zaman bizler de asla hediye kabul etmemeliyiz buyurmaktadır.Üstad Bedizüzzaman Hazretleri ömrü hayatında hiç kimseden tek bir kuruş Dünyalık almadığı gibi hediye de kabul etmemiştir. Peki gelelim günümüzde Üstadın yolunda olduğunu iddia edenlere. Adamlar yatıyor Himmet, kalkıyor Himmet, uyuyor Himmet uyanıyor Himmet, hanımlar toplanıyor himmet, erkekler sohbet ediyor Himmet, sizin anlayacağınız adamların her şeyi Himmet. Peki himmet nedir? derseniz Himmet yapılan bağıştır. Ne kadar Himmet ederseniz Cemaatteki değeriniz o kadar fazladır. Örneğin iki gün önce Camaate bağlı bir hayır kurumu Ramazan ayında kuruma yardımda bulunan veya akşam iftar yemeği verenlerle ilgili bir teşekkür yayınlamış, teşekkür ilanı o kadar ilginç ki anlatamam. Yardım edenleri üç gruba ayırmışlar çok yardım edenler platin adamlar, orta halde yardım edenler altın adamlar, az yardım edenler ise gümüş adamlar ilan edilmiş. Birde bu işin ahiret boyutu var onu gazetede açıklamamışlar ama özel sohbetlerde onu da açıklıyorlar, çok yardım edenler direk Cennetlik az yardım edenler ise biraz Cehennemde yandıktan sonra yine Cennete gidecekler, hele hele benim gibi eleştirenler var ya işte onlar 'ila cehenneme Zümera' yani direk Cehennemlik olanların başındayız. Gece gündüz kafayı çekip Cemaatin içerisindeki üç kağıtçıları birazcık öven sarhoşlar ise Cemaatin en makbul adamları. Adam ömrü hayatında Camii yüzü görmemiş, tefeci ama bizimkilerin listesinde Altın adamların içerisinde yer bulmuş. Merhum Erbakan Hoca Atatürk sağ olsaydı Refah Partisine oy verirdi diyordu ya işte ben de şimdi diyorum ki Merhum Üstad Bediüzzaman Hazretleri mezardan çıkıp gelse değil bunları kendisine şakirt kabul etmek eminim huzurundan kovardı. Erbakan Hoca'ya Dini siyasete alet ediyor diye kızanların şimdi Dini paraya nasıl alet ettikleri ortada. Umarım üstad Bediüzzaman bunlara beddua etmez. Kalın sağlıcakla