Behüce-2

Adem Ertürk

-Sen arka koltukta uyurken, ben kırmızı ışıkta geçtim Behüce.

-Behüce sabah Atakum sahilinde Rotvaydır cinsi köpeğini gezdiriyordu. Sadece 'köpeğin olayım gezdir beni' dedim. Şimdi acilde aşı yaptırıyorum!

-Zaten uçaklar da mutluluktan uçmuyordu be Behüce.

-Sen güzel şiir yazıyorsun bana da bir şiir yazar mısın? dedi Behüce. Ben de eve iş getirmiyorum canım dedim.

-Şair olunca Behüce'yi de yanıma aldıracağım.

-Ben de kalp doktoruyum ama sadece ilaç yazamıyorum be Behüce.

-Aklın almıyorsa cebine koyarsın Behüce.

-Hiç gelirim yok, sen gelir misin Behüce?

-Herkes kardeşlikten bahsediyor, âşık olmaktan ne zaman bahsedilecek Behüce?

-Sevgili ÖSYM, bi ben yerleşemedim; dünyaya, ülkeye, ne bileyim Behüce'nin kalbine.

-Ne istedin de vermedik Behüce?

-Hakkâri’nin eski adı Çölemerik olarak değiştiriliyormuş. Ne yapsam ben de Behüce'nin adını mı Afitap olarak mı değiştirsem?

-Behüce’yle telefonda derin felsefik sohbetler yaptık. O konuştu ben sadece, hı, hı hı, hıııı dedim.

-Behüce dedi ki, 'Şu darbecilerin memem kadar kafası var ama ucu kadar akılları yok.' Ne demek istedi acaba?

-Provokasyona gelme bize gel Behüce.

-Bu gece ümitlerini koynuna al Behüce.

-Az önce sakal ıslatan armutun suyu sakalımdan damlıyordu ki Behüce abdest suyu zannederek şalıyla silmeye çalıştı, çılgın imam hatipli seni.

-Mantık evliliği de ne demektir Behüce? Ben mantı evliliği istiyorum, çok mantı.

-Overlok makinesi gibi Behüce'nin de ayağıma gelmesini istiyorum. Çok şey mi istiyorum.

-'Beni benden alırsan seni sana bırakmam' da ne demek Behüce?

-Behüce'ye, hadi bize gidelim pul koleksiyonum yok ama sana Suriyeli dilencilerden alıp biriktirdiğim kâğıt mendilleri gösterebilirim dedim.

-Spikerlerin arkasında canlı yayına el sallayanlar gibi, herkesin beni görmesini istemiyorum. Behüce görsün istiyorum.

-Şimdi bana uyku mu, yemek mi? deseler Behüce derim.

-Behüce’ye, sen otobüse çok biniyorsun Suat Kılıç bulvarından otobüs geçiyor mu? dedim. Geçmiyor dedi. O zaman öpeyim de geçsin, dedim.

-'Sa mı galdım' dedi Behüce, o güzel Türkçesiyle.

-Ruh Halim: Behüce'nin B si.

-Askeri okullar bile kapanıyor Behüce sen mi kapanmayacaksın.

-Benim sakalım yok Behüce, umarım sakaldan damlayan abdest suyunu şalıyla silmek isteyen kızlar gibi absürt hayallerin yoktur.

-Bana bir adım gelene ben normalde iki adım geliyorum, konu Behüce olunca bu beş adıma çıkıyor ama kavuşmamız bu hesaba göre çok zor.

-Dünyayı güzellik mi kurtarır bilmem ama Behüce’yi kurtaracağı kesin.

-Behüce’yle oturduk öldükten sonra yapılacak 10 şey üzerinde çalışıyoruz!

-Ne istiyorsun Behüce'den diyorlar. Bir şey istediğim yok; nefes alsın yeter!

-Bu aralar ruh halim: Ben, keyfim ve kâhyası. Peki, sen nerdesin Behüce?

-Kendime not: İster göründüğün gibi ol, ister olduğun gibi görün fark etmez ama Behüce'nin yanında kedi gibi ol.

-Beden diliyle yemeğin tadına bakılmaz Behüce!

-İnanır mısın Behüce, dün hiç tanımadığım bir kıza sırf sana benziyor diye usulca sokulup, merhaba dedim.

-Behüce’yle börülce ayıklıyoruz.

-Neymiş, bana yardım ve yataklık yaptığı için Behüce'ye dava açacaklarmış. Yok, daha neler.

-Behüce'ye, sen güzelliğinin zekâtını versen ülkede aç açık kalmaz, dedim. Şimdi mükâfatımı bekliyorum.

-En çok neyi seviyorum biliyor musun Behüce? –Neyi demeni. +Demedim ki! -Dememeni de seviyorum.

-Behüce'ye dedim ki, ben ölünce arkamdan 'bana çiçekleri sevdiren adam' dı dersin. Şimdi saksıların başına oturmuş ağlıyoruz.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.