Beklentilerimiz…

Yaşar Koca

Denge Gazetesinde sizlerle buluştuğum ilk günüm. Değerli dostum Adnan Bey, çizgisini beğendiğim ve beraber olmaktan mutluluk duyduğum çok kıymetli bir insan. Umarım uzun yıllar bu beraberliğimiz devam edecektir.
Uzun yıllar eğitim camiasının içinde bulundum. Birikimlerimi ve tecrübelerimi sizlerle paylaşmak bana zevk verecektir. Umuyorum ki her hafta sizler de benim yazılarımı beklersiniz.
................................................................................................
Toplum olarak çok sabırsız ve karşılıklı olarak birbirlerimizin haklarını pek önemsemeyiz. Sıra beklemek istemeyiz. Önümüzdeki sırada olanların bizden öncekilerin hakları olduğunu önemsemez ve hemen bir an önce çeşitli entrikalarla veya şahsi nüfuzumuzla öndekilerin haklarını düşünmeden işimizi halletmek isteriz. Bizden önce sırada bekleyenler: Beklesin ya ne olacak onların bol bol zamanları var. Benim vaktim az, ben önemliyim, ben zenginim yahut ben üniversite mezunuyum benim daha çok hakkım var! Halbuki  aynı zamanda kendimize karşıda saygısızlık yaptığımızı düşünmeyiz. İçten içe toplum olarak birbirimize düşman oluruz. Birbirimizden nefret ederiz. Neden buna tenezzül ederiz, neden birbirimize karşı bu kadar saygısızız! Hiç düşündünüz mü?
Önümüzde ki kırmızı ışıkta duran arabanın, sarı ışık yandığında hemen hareket etmesini, arkadan kornaya basarak ikaz eder ve söylenmeye başlarız:”Çabuk olsana be kardeşim daha ne kadar bekleyeceğiz” diyerek söyleniriz. Belkide önümüzde duran arabanın şoförü daha yeni ehliyet almış, bizim kadar araba kullanması pratikleşmemiştir. Düşünmeyiz bile. “Ne işi var onun öyleyse trafikte. İyice öğrensin öyle çıksın trafiğe”...Halbuki biliyorum en çok yardımsever toplum biziz. Geleneklerimiz ahlakımız bu yöndedir. Ama gel gör ki, bazen öyle saygısız oluruz ki, fındık kabuğunu doldurmayan konulardan birbirleriyle kavga edip, dargın olan binlerce kişilerimiz yok mudur? İnanın çoktan pişman olmuşlardır binlerce kere. Ama kendi gururumuz yüzünden gidip arkadaşımızdan özür dileyemeyiz ve bu küskünlük sürüp gider. Ne olur hadi ilk adımı şimdi siz atın, bu küskünlük ortadan kalksın. Kucaklaşın dostlarınızla ve barışın artık.
..............................................................................................
Yine toplumumuzda en büyük eksiklik, kaliteli eleman azlığıdır. Üniversiteyi bitirelim diplomayı alalım diplomalı işsizler ordusuna katılalım yeter. Kaliteli eleman olmak hiç zor değil halbuki. Bu konuyu önümüzdeki hafta yazacağım. Acı gerçeklerle örnekler vereceğim. Ancak son olarak haftanın bir gününden Cumartesi gününden bahsetmeden geçemeyeceğim. Cumartesi günü benim için çok önemlidir. Birincisi can dostum sevgili arkadaşım Muhammet'le buluştuğum gündür. Sabırsızlıkla bekliyorum cumartesinin gelmesini.(Muhammet ilköğretim okulu öğrencisi tatil günlerinde boyacılık yaparak okul masrafını çıkaran her cumartesi benim okuluma Şahinoğlu Kolejine gelerek ayakkabılarımı boyayıp harçlığını alan çocuk.) Muhammet' le biz arkadaş olduk, kanka olduk. Onu o kadar seviyorum ki, keşke her gün gelse yanıma. Özlüyorum  haftanın bir an önce geçmesini iple çekiyorum.
İkincisi cumartesi gününün gelmesini hiç istemiyorum, Cumartesi günü geldiğinde içim burkuluyor. Neden mi? Haftaya buluşmak umuduyla kalın sağlıcakla...

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.