Gazetemizde önceki gün manşetten verdiğimiz Acı hayat başlıklı haberle ilgili birkaç şey söylemek istiyorum.Haberde eski bir boksörün geçirdiği rahatsızlıklar sonucu bedensel birçok kaabiliyetini kaybetmiş olmasına rağmen bakımsız ve sahipsiz kalması konu edilmişti.Mahalle sakinlerinden gelen talep üzerine muhabir arkadaşımız duyarlı bir gazeteciliğin gereği olarak tarif edilen adrese gitmiş ve bütün mahallece bilinen hakikati görmüş görüntülemişti.Tabi önce,nemelazımcı davranmayıp,komşularının sıkıntıları ile yakından ilgilenen merhamet sahibi mahalle halkını kutluyor ve bilcümlesine teşekkür ediyorum.
Haberin hemen peşinden madurun yakını olduğunu düşündüğümüz biri tarafından telefonla arandık ve hastalarına kendimizce yardımcı olmaya çalıştığımız için tehdit edildik.Gazeteciliğin cilvesi bu herhalde alışacağız biz de artık.Ama gördüğümüzü de yazacağız bundan kimsenin şüphesi de olmasın.
Biz bu haberi neden yaptık biliyormusunuz kıymetli okurlar.Maksadımız dramatik bir hikaye anlatmak ya da çaresizlikler içerisindeki bu vatandaşımızı kaderine terkettikleri söylenen ailesini rencide etmek için değil elbette.Düşündük ki haberimizden sonra bu biçareye belki bir el uzanır.Hernekadar geçmişin yüzünde ve gönlünde bıraktığı acı ve derin izleri silemese de,enazından bundan sonraki hayatını ,yaratılmışların en şereflisi olan insan onuruna yaraşır şekilde yaşar.İdeal noktada olmasa da artık sosyal devlet olmanın kuralları işliyor.Gerek merkezi yönetim ve gerekse yerel yönetimler farkettikleri düşkünü,kimsenin merhametine bırakmadan şefkatle kucaklayabiliyorlar.Kısa bir dönem de olsa belediyecilik tecrübem süresince,değerli başkanımızın ve vicdan sahibi encümenimizin olurları ile bu fakir de birçok ihtiyaç sahibine yardımda bulunmuştur.Valiliğimiz,belediyelerimiz artık sadece protokol yönetimi yapmıyorlar.Derde deva olmasa da vatandaşına kayıtsız bir anlayış yok artık.Sonra sadece devlet kurumları ve belediyeler de değil.Vakıf,dernek statüsünde birsürü stk'lar da var,kimse yokmu dendiğinde ben varım diyebilen.İşte biz de bu haberimizle kimse yokmu dedik ve birisi çıkıp da ben varım derse biz de üzerimize düşeni yapmanın mutluluğunu yaşayacağız.
Belediyeevleri mahallesinin benim için özel bir tarafı da var.Çocukluk ve gençlik yıllarımın adresi olması bana hala o mahalleden olduğum hissi veriyor.Bu nedenle de mahallemdeki bu olaya banane diyemedim.Yaklaşık iki ay önce çocukluk arkadaşlarımdan birini verdik toprağa.Hayattan bezmiş ve intihar etmişti.Kimse anlayamamıştı canına kıyacağını.Ama şimdi herkez biliyor neden yaşamak istemediğini.Defin sırasında,bende ve benim gibi yüzlerce insanda emeği olan mahallemizin hafız ağabeysi,o derin insan yüreğinden konuşuyor ve diyordu ki haziruna.Bu zamanda,böyle güzel bir mahallede,bu kadar dostun arkadaşın arasında biri hayatına kahredip,hayattan bezip kendini atabiliyorsa eğer ölümün kucağına,hiçbirimiz masum değiliz.Herkez üstüne düşeni alsın.Haluklara sahip çıksın ve Haluklar böyle ölmesin.Haluk,seni anlıyorum şimdi gardaş ama ne çare sen yoksun artık.
Hadi belediyeevleri;sahip çık sahipsize,yardım et çaresize ve ben,o mahallede büyümüş olmanın gururunu yaşayayım.Sizi unutmadım çocukluğumun ve gençliğimin hatıraları.
Sevgi,saygı ve de özlemle....