Yazı başlığını okuyunca “Deveye sormuşlar neren eğri, cevap olarak nerem doğru ki demiş” diyeceğinizi biliyorum ama bu konulara biz girmezsek kim girecek? Belediyeler her ne kadar seçimle işbaşına gelmiş başkanlar tarafından yönetilseler de neticede milletten toplanan vergilerle yönetilen devlet kurumlarıdır. Beledİye başkanlarının bir kısmı kendilerini kral zannetseler de yaptıkları her icraatın bir gün hesabını vermek zorunda olduklarını unutmamaları gerekir. İktidar partisinden seçilen belediye başkanları belki iktidarın gücünü arkalarına alarak belli bir dönem denetimden kaçabilirler ama nihayetinde her yaptıklarının hesabını vereceklerini günün geleceğinden en ufak bir şüphem yok. Diyeceksiniz ki bu insanların yargılanmalarından mutlu mu olacaksın; ben kimsenin sıkıntı çekmesinden mutlu olmam, ancak tüyü başında bitmemiş çocukların haklarını siyasi gelecekleri için ona buna peşkeş çeken belediye başkanlarının mutlak surette bunun hesabını vermeleri gerektiği kanaatindeyim.
Belediye başkanları ile ilgili yaptığımız haberlerde kimseye özel bir husumet besleyerek haber yapmayız; doğru bildiklerimizi belgeleri ile birlikte yaparız. Örneğin Havza Belediyesi ile ilgili geçtiğimiz ay yaptığımız haberlerin ardından geçtiğimiz hafta perşembe günü Havza Belediyesi’ne Müfettiş geldi ve biz de cuma günü bunu haber yaptık. Ardından Havza Belediye Başkanı Murat İkiz beni arayıp “Yok böyle bir şey” deyince birden afalladım. Biz belediye başkanlarının sözlerine itibar ederiz. Ama ortada haber olması gereken bir konu varsa biz bunu yaparız. Murat Başkan “yok böyle bir şey” deyince sarıldım telefona, aradım bu konuyla ilgili resmi makamları. Önce onlar da bilgi vermek istemedi ama daha sonra ben gelen Müfettiş’in adını soyadını, Valilik makamının ona tahsis ettiği aracı söyleyince evet doğru dediler. Daha sonra öğrendim ki Bakanlık Müfettişi ilk geldiği gün Havza Kaymakamlığı’na vekalet eden Vezirköprü Kaymakamı’na Havzadaki makamında ziyarette bulunmuş, ardından da Murat İkiz bunu öğrenince O da Kaymakamlığa gitmiş. Hatta cuma günü Müfettiş’i dışarıdan arayan birisini Müfettiş’e bağlayan santral görevlisine “Neden Müfettiş’i o şahsa bağladın?” diye Murat Başkan kızıp adamın iş akdini feshedeceği yönünde uyarılarda dahi bulunmuş. Şimdi sorarım size ben bu durum karşısında ne yapmalıyım? Yirmi yıldan beri tanıdığım ve sevdiğim Murat İkiz’i bir daha arayıp ne diyebilirdim? “Sen yalancısın” desem arkadaşlık hukukumuz bozulacak, “Sen haklıymışsın” desem haklı değil, Müfettiş Belediye’de çalışmakta. Sizin anlayacağınız işin içinden çıkamayınca sizinle paylaşma gereği duydum.
Gelelim bir başka konuya; dün manşetten verdiğimiz ELVİNDER ve Yeşim Gürsoy’a Büyükşehir Belediyesi’nin verdiği organizasyon konusuna. Bu konu ilk bana geldiğinde inanmak istememiştim. Zira Büyükşehir Belediyesi’nin benim dönemimde 1500 personeli vardı, şimdi bu rakam daha da yukarı çıktığı kanaatindeyim. Bu kadar personeli olan bir belediyenin muhtarlarla ilgili toplantıları bir dernek üzerinden Yeşim Gürsoy’a vermesi akıllara durgunluk verecek bir olay. Yeşim Gürsoy daha önce Mediva Hastanesi’nde yöneticilik yapmaktaydı. Şayet iyi bir idareci olsaydı Hayati Ergör’ün düştüğü ekonomik sıkıntıları çözme konusunda O’na yardımcı olurdu. Bırakın onu, daha sonra Hayati Ergör’den hastaneyi satın alan ve adını Gato Hospital yapan ekip de O’nu aynı pozisyonda yanında tutmuştu. O insanların da sonu ortada, hastane şu anda kapatılmakla kalmadı piyasaya dünya kadar borcu var, adamlar da piyasada yoklar. Yeşim Hanım şayet iyi bir yönetici oldaydı bu şirketler bu halde olurlar mıydı? Peki bu dediklerimi Vezir Hazretleri bilmiyor muydu? Elbette biliyordu… FETÖcülerin de yönetiminde bulunduğu derneğe destek olmak, bir yandan da Özel Kalem Müdiresi Hanife Hanım’ın desteği ile bu milletten toplanan vergilerle borç batağında bulunan Büyükşehir Belediyesi’nin parasını bu insanlara aktarmak Allah’a reva mıdır?
Bu yetmemiş gibi Vezir Hazretleri’ne yakın olan Bulvar AVM’nin yönetiminden bu derneğe yer temin etmek ne anlama geliyor onu da anlamış değilim. Vezir Hazretleri’nin arka plandaki en yakın sırdaşı olan Akın Özgün’ün eşinin müdiresi olduğu Bulvar AVM’den bu kadar kıymetli bir mekanı bu insanlara tahsis etmesi, konuşulması, irdelenmesi gereken bir konu. Büyükşehir Belediyesi’nde AK Parti’nin bayrağı sallansa da Vezir Hazretleri’nin iktidarı boyunca AK Partililerin neredeyse hiç giremediği bir belediye olmanın ötesine geçememiş bir belediyeden bundan farklısı da beklenmez zaten. Ama kimse bu yazdıklarımızın bir kenarda arşivlenip zamanı geldiğinde gün hesabının sorulmayacağını zannetmesin. Kalın sağlıcakla.