Seçimlerin yaklaşması ile birlikte bir açılım modası başladı ki hiç sormayın. Bende bu açılımlardan ilhamla bir açılımda ben getireyim, şöyle iyice bir açılayım düşüncesi beni fena halde bu yazıyı yazmaya itse de sonuçta umarım fazla açılmadan tekrar dönebilmeyi başarabilirim.
Açılımların seçim zamanlarında ivme kazanması ister istemez yapılanların bir seçim yatırımı olduğunu düşündürüyor. Alevi açılımı, çarşaf açılımı derken üst üste açıklamalar, beyanatlar birbirini izliyor. Bizim siyasetimizin en büyük sorunlarından bir tanesi, alelacele yapılan açılımların yeterince sosyolojik ve psikolojik olarak temellendirilmeden ortaya sunulmasıdır. Zaten öyle olduğu içinde hiçbir zaman sürdürülebilir politikalar üretmek yerine, gündelik konjonktüre uygun politikalarla oyalanmaktan öteye gidilmemektedir. Açılım kavramı her ne kadar kulağa hoş gelse de bu açılımların ne kadar samimi olduğu ve nasıl temellendirildiği çok önemlidir.
Örneğin CHP"nin çarşaf açılımı, ki her ne kadar onlar buna bir açılım demeseler de bunu çok doğal kabul etmeleri bana en azından hiç doğal gelmedi. Çünkü Cumhuriyet halk partisinin birden bire mücadele alanı olarak gördüğü çarşafı, bir anlamda çarşafa bürünerek çarşaflı halk partisine dönüşmesi bir ironiyi oldukça iyi yansıtıyor. Türbanın simge olarak görüldüğü bir ortamda -ki modernleşmeyle birlikte türban bir olgu haline gelmiştir -tam aksi, gelenekselliği ifade eden çarşafın kabul görmesi oldukça manidardır. Her durumda ilerlemeyi modernleşmeyi Cumhuriyetin kazanımlarından feragat etmemeyi ilke edinen CHP"nin olsa olsa modernleşmenin de bir simgesi sayılabilecek türban yerine, çarşaftan başlaması hiçbir şekilde reel politik olarak açıklanacak bir durum değildir.
Burada kısa vadeli kazanç peşinde koşmak yapılabilecek en büyük hatalardan biridir. Açılım en azından kelime olarak umut ifade edici olsa da umarız partiler kısa vadeli düşünmeyip memleketin sorunlarına gerçekten çözüm arayışı içinde olmayı isteyen farklılıkları hazmetmeyi özümsemeyi ve hatta empati kurmayı bilen uzlaşma içinde olan bir toplum olma ve partilerinde buna yönelik destekleyici politikalar üreterek açılımlar yapması daha doğru olacaktır. Aksi durumda fazla açılınırsa geri dönmesi zor olur. Yaşar Yeşilyurt