Ben laik değilim;
Devlet laiktir dedi Başbakan!
Bu sözler Ortadoğu'nun kaderini belirleyecek.
Fransa'nın laikliği, dinsizlik anlamındadır.
Dine karşı cephe almıştır.
Dinin kökünü yeryüzünden silmek;
Laiklik gibi dinsizlik dinini egemen kılmak
Fransız filozofların tek derdidir.
Yeryüzünde Allah'a inanan olmasın;
Futbolun stadyumu caminin yerini alsın;
Meyhane de Tekke-zaviyenin yerini alsın;
Halkevleri de onun yavrusu olsun.
Sekülarizm ve laiklik arasında sadece yazım farkı değil
içerik farkı da var.
İngiltere ve Danimarka seküler olmalarına,
kilise ve devlet ayrımını tanımalarına rağmen,
resmi birer devlet dini tanımışlar
laik değillerdir.
İngiltere'de başörtülü bir polis memuru görmek mümkün!
Türkiye ve Fransa öyle değil!
laik olduklarından kamus alanları var;
kamu görevlilerinin dinsel simge taşımaları...
devletin tüm inançlar karşısında tarafsız olması ilkesi var!
1 Kasm 1935
35 kişi gizli bir surette Arap harfleri ile tedrisat suçundan
Yakalandı!
Gaziantep'te 50 yaşlarındaki bir kadının
kendi evinde gizlice eski usül Arap harfleri ile
çocuk okuttuğu haber alınmış
ele geçen 3 adet Mevlüt... 5 Tebareke cüzü...
25 Amme cüzü... 7 Kur'an- Kerim...
10 Elif Cüz'ü
2 Minder vb 1 sopa!
Millî Şef döneminde
çocuklara Arapça tedrisat yaptıranlarla
rejime aykırı olay faillerinin fenalıklarını
yerinde bastırmak...
Halk Partisi bu kötü propagandaları önlemiştir.
İşte sevgili dostlar,
Bizim de ilahiyatçı olarak laiklik konulu bilgimiz var;
Biz siyasi İslam yanlısıyız;
Yani Kur'an-ı Kerimin Türkçeye çevirisini;
Mealini yaparken eski meallerin tersine;
Siyasi kavramların kesin karşılığını bulmaya çalışmışız.
Allah cc şöyle buyuruyor:
Ey iman edenler!
Allah'ın takvasını gereği gibi yaşayın;
kesinkes imanını dışa vuran
Müslüman olarak ölünüz Al-i İmran: 102.
Ama bunun yanında Allah cc:
Müminler,
inanmış güçler dururken kafir güçleri yönetici görmesin.
Kim onu yaparsa bilsin ki
bu işin Allah nezdinde hiç bir etkisi yok.
Ancak takiyye yapmanız ille gerekiyorsa o başka.
Yine de Allah, kendi varlığının korunmasına dikkatinizi çekiyor
Al-i İmran: 28.
Burada takiyye yaparsınız buyrulmaktadır.
Takiyye yapmak ne demek?
Sinsi davranmak;
Allah'ın cc boyasını biraz bulandırmak;
Hz Peygamberimizin sav Hudeybiye Musalahasında;
Hz Peygamberimiz sav Hz. Ali'ye, Yaz! dedi:
Bismillahirrahmânirrahîm!
Süheyl b. Amr, buna itiraz etti:
Biz, Bismillahirrahmânirrahîm'i bilmiyoruz!
Sen böyle yazma! 'Bismike Allahümme' diye yaz dedi.
Resûl-i Kibriya Efendimiz, Hz. Ali'ye;
Bu, Muhammed Resûlullah'ın...
Kureyş heyeti başkanı Süheyl, yine itiraz etti;
Vallahi, biz senin
gerçekten Allah'ın Resûlü olduğunu kabul edip
tanımış olsaydık, Beytullah'ı ziyaretine mani' olmaz
seninle çarpışmaya kalkmazdık! dedi.
Muhammed b. Abdullah diye
kendi ismini ve babanın ismini yaz dedi.
Öyle oldu ve Hz Peygamber bu pazarlığı yaptı.
İşte bu, bir takiyyedir; laikliktir.
Hz ali-Muaviye Sıffîn çekişmesinde
Hz Ali la hükme illa lıllah mutlak savaşını bırakmış;
masa başında diplomasiyi kabullenmiştir.
Bu da bir takiyye sayılmaktadır.
Yani mutlak Allah'ın emrini pazarlık konusu edebiliriz.
İkinci ayetimiz bunu emretmektedir.
Ama çıtayı koyuyor:
İbreyi Allah'tan yana yüksekte bırakmak koşuluyla.
İşte sayın Başkanımız; Arap dünyasında;
Mısır
Libya gençlerinin gözünün içine baka baka;
Bu gerçeği haykırmıştır.
Şimdi İslam dünyasında neler olur; bilemem ama;
Mutlak: la hükme illâ lillahta ısrarlı olunursa;
Araplardaki Laik-Müslüman çatışması ağır geçecek.
Hele de Müslüman gençler, kendi aralarında
ufak tefeklerin üzerinden geçecekler; şart!
Olmazsa İslami cemaatler anlaşamazlar.
İşte Suriye muhalefeti kendi aralarında pürüzlü!
Yemen çok pürüzlü!
İnşallah Libya
Mısır yarı yolda kavga etmezler.
Örnek; Afganistan ve Cezayir!
Hepbirlik Rusya'yı ülkeden kovan Afganlılar;
Burhaneddin Rabbani'yi de kovdu
Hikmetyar'ı de
ikisi de cephede İslam mucahidi;
Ama iktidar koltuğunda anlaşamadılar!
İkitdar koltuğunu Amerikancı Karzai'ye teslim ettiler.
İnşallah bizim yazdığımız meal-tefsir benimsenir;
Türkiye de
İslam dünyası da iktidar olur.