* Nereye gidiyoruz, nerede duracağız, nasıl yapacağız. Tarihini bilmeyen bir nesil mi yetiştiriyoruz?
Tarihini bilmeyen, tarihinden ders almayan bir nesil'le nerelere varabiliriz?
İlin valisi bir kent'te bir liseyi ziyaret etmiş, tam da 18 mart Çanakkale haftası'nda, yıl 2008...
Çanakkale savaşlarının nerede yapıldığını sormuş. Sınıfta "çıt" yok, kimse bilmiyor.
Vali şaşırmış,maiyeti başını önüne eğmiş suçlu gibi!
İlin valisi demiş ki, bu savaş Erzurum dolaylarında mı gerçekleşti?
Bütün sınıf eveeet diye yanıtlamış.
Erzurum nire, Çanakkale nire?
* Erenler...
Çanakkale'yi mesken tutan bir gurup demiş ki, gökten erenler, dedeler, veliler indi bu savaş böyle kazanıldı.
Besbelli Sarıkamış'ta, Balkanlar da bu yardımı alamamış vatan evlatları...
Bu ülkenin haritasını kanlarıyla çizen şehitlerimize bu saygısızlık yapılmasın. O yüce insanların, şehitlerimizin imanına inancına saygılı olunsun. Malumunuz bu savaş 1915'te başladı ve 9 ay sürdü ve gelenler geldikleri gibi gittiler.
Hurafeyle, yalanla, kandırmacayla nereye kadar?
Nereden biliyorsun gökten ermişlerin indiğini, hangi kitap yazıyor da sen aktarıyorsun. Sonra yüce Allah'ın müdahale ettiği savaş dokuz ay sürer mi?
Hurafelerle, istismarla Allah'a saygısızlık yapmış olmuyormusun? Yapma etme çarpılırsın, şehitleri rahat bırak huzur içerisinde kalsınlar. Allah'ın sizin yalanlarınıza ihtiyacı yoktur.
Tarihini doğru öğrenemeyen, istismar ve hurafeyle doldurulan kafalarla yalan yanlış ve de saptırılmış anlatımlar ne kazandırır ki?
Bu çürümüş kafalara göre, Çanakkale askeri bir zafer değil, mucizeler sergisi. Askeri bir anlamı ve değeri yüceliği yok. Şehitler boşuna ölmüş askeri tarih kitapları boşuna yazılmış. Ne diyelim bunlara dur diyen yok bari Allah ıslah etsin...