Bir çok hastane ya da sağlık kuruluşuna girdiğimizde ilk gözümüze çarpan yazılardan bir tanesidir bu . Altında da Atatürk imzası vardır. Gerçi bu sözü Atatürk"ün söyleyip söylemediğini de bilmiyoruz ama konumuz o değil.Aslında bu konu da önemli.Bir zamanlar şirin görünmek ve de rant sağlamak için böyle yollara sıkça başvurulmuş.Hatta Atatürk"ü ilahlaştıranlar bile olmuştu.Bu konuyu detaylı olarak işlemek istiyorum bir yazımda. Ama gelelim başlığımızın hikmetine !
Atatürk ; ""Beni Türk Hekimlerine Teslim Edin "" demişse eğer,bende hafif kelime ve harf oyunuyla başka boyuttan bakmak için bir pencere açıyorum.Hekimlere hakimleri de katarak penceremden bakmaya çalışıyorum Yazarken, ne önyargı, ne de itham olmayacağı gibi herhangi bir şahsı veya kurumu direkt suçlama niyetim de asla yok.Sadece aynı kurumlar içinde aynı vasıfta insanların, hizmet verirken birbirlerine taban tabana zıt davranışlar içinde olmalarını anlamış değilim.İnsan için en değer verdiği sağlık ve adalet konusunda da hassasiyetimi ortaya koymak için bazı hekim ve hakimlere güvenmediğimi söylemek istiyorum.
Bu yaklaşımım sadece zihinsel bir fikir jimnastiği sonucu ortaya çıkmış bir şey değil.Hatta sadece benim düşüncem olduğuna da inanmıyorum.Ayrıca asla iki en kutsal mesleklerin başında gelen ve en değerli insanların hizmet ettiği, özünde yemin üzerine de bina edilerek vicdan muhasebesiyle desteklenen kurum ve kişileri suçlama diye bir basitliğin içinde olamam.
Her insan da olduğu gibi benim de son birkaç aydır değişik vesilelerle hastanelere ve mahkemelere girmişliğim oldu.Çok değişik manzaralarla karşılaştım.Bazen derler ya ""paran yoksa öl "" diye.İşte parası olmayanın ölüme terk edildiği uygulamalar gördük.Haklıyken ,konuşma hakkının elinden alındığı manzaralara şahit olduk.Hatta haklı olduğun durumda bile, zihinlerimizde kazılmış olan adaletin kestiği parmak acımaz üst baskınlığıyla aciz bir teslimiyete mahkum edildiğimizi de müşahede ettik.
Bir de bizim toplumumuza has çok farklı uygulamalar var. Bir iş yaptıracaksın, ya rüşvet veririz yada adam ararız.Çok sıradan bir şey bile olsa.Mesela hastanede hastan yatıyor.Ameliyathaneye gidecek yada bir takım tahliller için gezdirilecek.Hastanede o iş için görev yapan kimseler var.Biz bu hizmet karşılığında minnet borcu hissediyoruz ve cebine bir şeyler sıkıştırıyoruz.Belki çok büyük bir meblağ değil ama bilinçaltımıza yerleşiyor bu davranış.Bir zamanlar bir yakınımın ameliyatı vesilesiyle bir hastanede bir doktor arkadaşla diyalogumuz olmuştu.Sonuç olarak doktora masumca ( ! ) rüşvet teklif etmiştik.Hasta yakınımız,sağlık da önemli. Dedik ki :Doktor bey;""Dikkatli olursanız hakkınızı vermeye çalışırız ""babında bir şeydi.Doktor;""Bari siz yapmayın.Okumuş yazmış insanlar böyle davranırsa halk ne yapar"" diyerek bize güzel bir ders verdi.Ama biliyoruz ki bir çok hastanelerimizde özel muayene farkı ,ameliyat farkı,tahlil farkı ve en önemlisi de ciddi ameliyatlarda kariyerli birileri girdiğinde ücret farkı talep ediliyor .Bu fark da sıradan bir pazar parası değil tabi ki ! Paran yoksa ,hastan da sıradan bir ilgiye tabi tutulur.
Mahkemeler de hastanelerden farklı olmuyor maalesef. Suç işle, paran varsa,iyi bir avukat tut.Veya anlaşma zemini bul nasılsa elinde son asrın en önemli gücü var.Paran yoksa yandın işte.Sıradan bir davadan dolayı mahkemedesin.Avukat tutmak zor, nerden baksan, en basit dava avukatlığı 1000 YTL.Kendin savunacaksın .Mahkemeye çıkıyorsun, bir şey söyleyeceksin, usul bilmiyorsun ,önemli gördüğün şeyler dikkate bile alınmıyor. Ben yaşadım böyle şeyler. Eminim bir çok vatandaş da yaşamıştır. Ben işin küçük çaplı olanlarına işaret ettim.Büyük çaplı ve profesyonelce yapılan yanlışları yazmak istesek , ne rakamlarımız ne de sayfalarımız kaldırabilir.
İşte bu ve buna benzer sorunlar ve yaşanan sıkıntılar ister istemez yazımıza başlık oldu.
Ben yine tekrar ediyorum.""Beni Bazı Türk He/a/kimlerine Teslim Ediniz.""