Başında takkesiyle diz altı paltosuyla ayağında ki kara lastiğiyle adam gibi adamdı benim babam.Rahmetli babam 1926 yılında dünyaya gelmiş samsunda anam ise babamdan dört yaş büyük.
El ele gönül gönüle vermişler ağacın pelidin, gürgenin ,en iyisinden taşın en düzgünü toprağın harmanlandığı çamurla sıvanan evinin kireci badanasından.
Bembeyaz ak pak sevgi dolu yuvasının çatısını kurmuşlar yonga ağacından .
Didindiler çalıştılar tütün diktiler koyun beklediler çalıştılar çalıştırdılar.
Babalarından emanet aldığı vatanı nakış nakış işlediler mısırıyla buğdayıyla,tütünüyle , fındığıyla ineğiyle öküzüyle kazma vurdular yol açtılar.
Ancak hep didindiler hep çalıştılar ay ışığı aydınlıktı onlar için güneş ise yakıcı sıcak.
Gece yarısı kapkaranlık can sıkıcı .
Evet bir geçmiş dönemi anlattım dilimin döndüğünce aklımın kestiği kadarıyla.Bu bir tek benim babam annem için değil belki de hepimizin kısa öz geçmişiydi.
Çamurlu yollar ,kara kandille aydınlanan evler çok şükür bu günlere .
Gel birde bakalım mı daha daha önceki dönemlere çetelere yakılan yıkılan evlere .
Dağıtılan ocaklara yok edilen insanlara baba ağabey kardeş cephede.vatan millet namus can verirken askerde malum kirli çeteler iş başında. namussuzlukta talanda bir numara savaş ganimetleri hep yanında.birileri cefa çekerken diğerleri de sefa ganimetti savaş çakal için çakal pusu bekler .
Toprağa vatan demiş atam dediklerim insana ise millet, dedik olmamış .
Bu ise bir önceki geçmiş dönemimiz birileri sarayın çevresinde sarraf manifaturacı .
Esnaf tamirci imalatçı bir kısım millet ise hep göçmen imparatorluğu temsilen her yerde .
Köyde ,kasabada ,asker hudut boyunda cefada işte o adam benim babam .
Köyünün okulunun çatısı aktığında dert edinen öğretmenin kalacak yeri olmadığında .
Evini açan camisinin yapımında emeği olan kuran kursu hocası olmadığında hoca bulan .
Köyüyle köylüsüyle hep dost olan işte o adam benim babam..
Saygıdeğer okuyucularımız bu ay ramazan sizde bilirsiniz ki ramazan aylarında hep geçmiş anlatılır .
Güzelde olur aslında ancak geçmiş geçmiştir ders çıkartamasak ta bu güne bakalım .
Aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık bundan bir süre önce IRAKIN BAĞDATI vardı .
SURİYENİN ŞAMI LİBYANIN KADDAFİSİ MISIRIN YASAR ARAFATI MUSULUN KELKÜKÜ TÜRKMENİ KUZEY KIBRISTAN söz eden var mı pkk ile barış dili konuşur olduk taksim gezi parkı gençleriyle kavgalı nereden nereye geldik hamd olsun şükür olsu dedik milletler bölünmüş devletler yok olmuş VİZA kartları geçerli son demlerimiz mi ney bir alana bir kredi daha var yanında promosyon gibi ye kürküm ye bakalım nereye kadar biri yer biri bakar kıyamette bundan kopar .
Önümüzdeki hafta yazmayabilirim izninizle 5 ağustosta ANKARA dayım SİLİVRİDE değil ha yanlış anlamayın SİLİVRİ demişken de ne olacak bu memleketin hali demeden de geçemiyoruz ne oldu şimdi bundan 5 -6 sene önce ERGENEKON DAN balyoz dan emekli muvazzaf askerleri içeri tıktılar gidiş o gidiş askerlerin eşleri avukatları kendileri biz vatan için varız millet için gerektiğinde ölürüz deseler de kimse duymadı ALLAH içeride hapishanede yatanlara da kolaylık versin hele hele de siyaseten haksız yere iftirayla yatırılıyorlarsa da bir asker için siyaseten yatmak esir düşmek gibi olmaz mı bilememde .
ANKARAYA gideceğim 5 ağustosta tavuk karası makule dejenerasyonu hastalığının tedavisi araştırılıyormuş birde bende bakacağım ALLAH nasip ederse .
Saygılar sevgiler benden en güzel yarınlarda siz değerli okuyucularımızın olsun .