Nedense asıl ilgililerin susup, ilgisiz herkesin düşünmeden konuştuğu bir konu oldu dershane meselesi. Yok saymakla hiçbir gerçek yok olmaz. Ayrıca kimseyi kırmamak için konuşmakla da doğrular ifade edilmiş olmaz. Dershanelerin kapatılması için yoğun bir şekilde gündem yapılan bu günlerde eğitim camiasına şöyle bir bakmak lazım. Acaba eğitimcilerimiz ne durumdadır diye derinden düşünmek lazım. Dershane ve ya okul fark etmez, önemli olan duvarlar veya sıralar değil, önemli olan ruhtur. Bu gün eğitimcilerimiz öğrencilerimize bir ruh, bir karakter, bir şahsiyet kazandırmak için nasıl bir çaba içerisindedirler acaba? Bunları düşünen pek kimse yok gibi. Öğretmenler arasında şuanda revaçta olan şey nedir acaba? Baktığımızda öğretmenlerimizin çoğunluğunun araba değiştirme, ev alma derdinde olduklarını görüyoruz. Kimsenin eğitim davasıyla ilgili bir derdi bulunmuyor. Kimsenin eğitim sisteminin bozukluklarını düzeltmeyle ilgili bir derdi de bulunmuyor. Kimsenin batılı ve maddeyi öğreten, eşyanın ve insanın ruhunu unutan, maneviyatı unutturan, ruhu boğan bozuk eğitim sistemini değiştirmekle ilgili bir derdi bulunmuyor. Daha doğrusu kimse bir dert sahibi değil. Herkes dertsiz, tasasız, rahat, lüks, paralı ve pahalı bir hayat istiyor. Nesillerimizi işte böyle bir eğitimciler ordusu yetiştiriyor, geleceğe hazırlıyor. Asıl olan binaların beton suratlı duvarlar değil içindeki ruhtur. Beton suratlı duvarlar kimseye bir ruh kazandırmaz.Dershanelerin kapatılmasına karşılık alternatif olarak özel okul açılması teklif ediliyor. Ruhsuz bırakılan öğrencilerimiz lüks sınıflarda, pahalı sıralarda okusalar ne değişir? Materyalist felsefeyle eğitim verildikten sonra devlet okulu veya özel okul ne fark eder? Asıl olan ne öğretildiğidir. Hangi bilginin hangi amaçla öğretildiği her şeyden daha önemlidir. Verilen eğitimin ne kadar İslami olduğu daha önemlidir. Şu bir gerçektir ki biz çocuklarımızı, gençlerimizi gerektiği gibi eğitemiyoruz. Gençlerimizin neyle ilgilendiklerini de bilmiyoruz. Çocuklarımız bizim peşimizden gelmiyorlar, biz çocuklarımızın peşinden gidiyoruz. Bunun nedenini iyi araştırmak lazım. Bütün bu gerçekleri bir kenara bırakıp dershaneler kapatılmalıdır demek veya kapatılmamalıdır demek bir anlam ifade etmiyor aslında. Özel okul açmanın da bir anlamı bulunmamaktadır. Esas olan çocuklarımızı, gençlerimizi Rabbimizin istediği gibi yetiştirebiliyor muyuz, yetiştiremiyor muyuz, sorusunu kendimize sormaktır. Ya da bu sorunun cevabını bu eğitim sistemi bize verebiliyor mu? Bu eğitim sistemi gençlerimizi fıtrata uygun yetiştiremiyorsa dershaneler değil bu eğitim sistemi kapanmalıdır. Yani kökten değişmelidir. Çünkü bu mesele uzun vadede bir ölüm kalım meselesidir. Herkesin bildiği gibi bir ülkeyi işgal etmenin en kestirme yolu o ülkenin gençlerinin beyinlerini uyuşturmaktır. Ruhlarını boşaltmaktır. Bundan dolayı kafaları yabancılaştırdıktan sonra işgale de gerek bulunmamaktadır. Çünkü o ülke zaten işgal edilmiş sayılır. Köklerinden kopartılmış sayılır. Köksüz kalan bir millet ya da bir ülke rüzgarla birlikte uçmaya, savrulmaya mahkumdur.Bundan dolayı günümüzün en büyük sorunu köksüz bırakılmış olmamızdır. Öyle köksüz bırakıldık ki tarihini bilmeyen, hafızasını yitiren, hatta hafızasını yitirdiğini bile anlayamayan bir halk durumuna düştük. Adeta beyin travması geçiren bir hasta gibi akılsızca dolaşıyoruz yeryüzünde. Geleceğimize sahip çıkıp nesillerimizi bataklıktan kurtarmak için önce eğitim sistemimizi düzeltmek zorundayız. Bir ülkenin en önemli görevi budur. Köklerimizden doğup tekrar dirilmek için köklerimize dönmek zorundayız. Eğitimi eski ifadesiyle maarifi mabudumuzun istediği duruma getirmek durumundayız. İşte derslerde iyiyi, doğruyu, güzeli, hakkı ve adaleti öğretmedikten sonra, kişisel gelişim adı altında kişinin egosunu abartarak kişinin Rabbi karşısında aciz bir kul olduğunu öğretmedikten sonra okulun da dershanenin de bir faydası yoktur. Derslerde çocuklardan topluma değer katan bir kimse olmalarını istiyoruz. Oysaki toplumun değerleriyle yaşamayı öğretmiyoruz. Dershaneleri kapatmakla ne değişecek, bilmem ama bankalar, kumarhaneler, umumhaneler, meyhaneler kapatılırsa çok şeyin değişeceğine inanıyorum. Öyle ya bu kötülük yuvası yerlerin kapatılması çok daha hayırlı olacağı konusunda kimsenin bir şüphesi yok. Dershaneleri kapatma konusunda gösterilen istek ve ısrar, oluşturulan kamuoyu bu mikrop yuvaları için gösterilirse topluma büyük bir iyilik yapılmış olur.