TÜRKBESD tarafından düzenlenen basın toplantısında, beyaz eşya sektörünün 2024 ilk 6 aylık verilerine ilişkin sonuçları değerlendirildi. Toplantıda konuşan Sığın, Türkiye'nin beyaz eşya sanayisinde yüzde 7'lik üretim hacmiyle Avrupa'nın en büyük, dünyanın ise ikinci en büyük üretim üssü konumunda olduğunu anlattı. Türkiye beyaz eşya sanayisinin 33 milyon adetlik üretim ve 23 milyon adetlik ihracat kapasitesinin bulunduğunu aktaran Sığın, 60 bin doğrudan 600 bin dolaylı istihdam sağlayan sektörün AR-GE, dijital dönüşüm ve yeşil dönüşüm yatırımlarıyla dünya çapında rekabet ettiğini ifade etti. Sığın, 6 ana ürün grubunda geçen yılın aynı dönemine göre ilk 6 ayda iç satışlarda yüzde 11'lik büyüme, ihracatta ise yüzde 4'lük azalma kaydedildiğini bildirdi. Sığın, küresel pazarlardaki daralma nedeniyle son 2 yıldır ihracatın düşüş eğiliminde olduğunu belirterek, "İç satışlardaki büyümeye rağmen, ihracattaki daralma nedeniyle 2023'te toplam pazarda yüzde 4,5 küçülme kaydettik. Sektörümüz bugüne kadar kapasite kullanımı ve istihdamda herhangi bir kayıp yaşamadı ancak ülkemizde ihracatı zora sokacak politikaların bu tabloyu riske atmasından endişe duyuyoruz." diye konuştu. Haziranda geçen yıla göre iç satışlarda yüzde 20'lik azalma olduğunu dile getiren Sığın, şu ifadeleri kullandı: "Buna bir miktar bayram etkisi diyebiliriz. Bu oran son yıllarda gördüğümüz en ciddi küçülmeye işaret ediyor. Son 3 ayda iç satışlarımızda ciddi bir yavaşlama var. Zira bu yılın ilk 3 ayında ortalama yüzde 28 olan iç pazar büyümesi, son 3 ayda ortalama eksi yüzde 5 seviyesine düştü. Bugüne kadar ihracattaki düşüşe karşılık sektörümüzü ayakta tutan yegane dayanak iç pazardaki hareketlilik oldu. Üretim seviyemizi yakın zamana kadar korumaya çalıştık ancak bu ay itibarıyla üretimde de yüzde 11 azalma gerçekleşti. Yüksek sezon olmasına rağmen iç pazar büyümesindeki yavaşlama ve ihracattaki düşüş trendi üretim ile istihdam için risk oluşturuyor. Haziranda ihracat ve iç satışlardan oluşan toplam pazar büyüklüğümüzde karşılaştığımız yüzde 10 küçülmenin üretimde kalıcı hale gelerek istihdamı etkileme olasılığından endişe ediyoruz."