''Kutsal Kitap'ta şöyle bir ayet yer alır: Bir zamanlar kudretli; ama sert ve kötü kalpli kralın sarayında şu yazılar ortaya çıktı: Mene Tekel Peres. Bilge Danyal bu sözleri şöyle yorumladı. Bu kelimeler, korkunç bir olayın habercisidir. Eski devletin yaşam gücünün tükendiği ve kaçınılmaz sona mahkum edildiğinin göstergesidir.
Eski Roma İmparatorluğu, Alba Dükası'nın İspanya saltanatı, 14.Louis ve 15.Louis'nin Fransa Hükümdarlığı, Romanovlar'ın Rusya'sı, Hohenzollern'lerin Almanya'sı ve Habsburg'ların Avusturya'sı aynı korkunç akıbete uğradılar. Tarih onlar için gereken hükmü verdi: Mene Tekel Peres. Düşüncesiz olmayın!
Solucanlar gibi küçük işlerinize ve kaygılarınıza gömülmeyin! Devletinizin temellerini nasıl güçlendirebilirsiniz diye düşünün! Halkınızı gelecekte daha iyi ve daha yüksek seviyede nasıl eğitirsiniz diye düşünün!
Tarih bize bazı ülkelerin kaderlerinin nasıl acınılacak hale geldiğini gösterdiği gibi, bazı ülkelerin de eğitimli olmak ve iki ayaklı hayvanlara veya uslu karıncaya dönüşmemek için nasıl savaşıp hayatlarını sağlam temeller üzerine inşa ettiklerini gösteriyor.''
Bu paragraf, Grigoriy Petrov isimli, çağdaşı yazarlar içinde ünü Gorki ve Dostoyevski kadar yayılmış ünlü bir Rus din adamının, Beyaz Zambaklar Ülkesinde isimli kitabından alıntıdır. Grigoriy Petrov gerek Rusya içinde gerekse sürgün edildiği sırada gezdiği yerlerde verdiği yüzlerce konferansında, insanlara çalışkanlığı ve ülkeleri için hiç yorulmadan düşünmeyi, kendilerini büyük emellere adamaları gerektiğini anlatıyordu. Diğer din adamlarının tersi şeyler söylüyor ve tevekkülle boyun eğmektense çalışarak ve ülkesi için verimli işler yaparak çok daha fazla sevaba erişmenin mümkün olduğunu anlatıyordu. İnsanlar onu geniş kalabalıklar halinde, kitlelerle dinlemeye geliyorlar, kilise belki de ilk kez pazar günleri hıncahınç doluyordu. O'nu saatlerce hiç yorulmadan ayakta dinleyen insanlar, kiliseden mutlu ve azim dolu çıkıyorlardı. Çünkü dinlerimiz farklı da olsa Grigroiy Petrov'un tüm insanlığa öğütlediği şeyin tercümesi aynıydı: ulusların destansı özverisiyle yoksulluktan kurtularak, ekonomik, politik ve kültürel olarak nasıl mükemmel bir ülke yaratılabileceğini göstermek!
Zaten yaptığı yüzlerce hatta binlerce konuşmadan sonra yazdığı Beyaz Zambaklar Ülkesinde isimli yapıtı, kurak ve sert bir iklimde, sadece orman ve kayalık olan bir zeminde yerleşip de kendine yeter derecede kalkınabilmeyi başarmış, ülkesini İsveç hakimiyetinden alıp özgürce konuşabildiği anadili olan Fince eğitim verebilmeyi başarmış, bir ulus olmanın bilincine varmış olan Finlandiya'yı ve bu insanların bitmeyen özverisini anlatıyordu. Bu kitap dünyada her çevrildiği dilde çok okundu, çok sevildi. Öyle ki Mustafa Kemal, bu kitabı okumuş ve çok etkilenmiş, Türkçe'ye çevrilmesini ve derhal askeri okulların müfredatına konmasını emretmiştir.
Elimde olan 2007 baskısının arka kapağında şöyle bir not var:
''1960'ta Türkiye'de, Cemal Gürsel tarafından darbe yapıldı. Birkaç ay sonra Cumhuriyet Gazetesi darbede yer alan subaylara, dünya görüşlerini ve eğitim seviyelerini öğrenme amaçlı bir anket yaptı. Ankette şöyle bir soru da yer alıyordu: Okuduğunuz hangi kitap sizi en çok etkiledi? Cevapların çoğu aynı kitabı işaret ediyordu: Beyaz Zambaklar Ülkesinde.''
Bol kitaplı ve başarı dolu günler...
İyi haftalar...
Grigoriy Petrov, Beyaz Zambaklar Ülkesinde, Koridor Yayıncılık 2007 İstanbul